Zengin ve fakiri kuyrukta buluşturan lezzet

Ramazan aylarında iftar sofralarının baş tacı olan pideye ulaşmak için 7’den 70’e her yaştan vatandaşın iftar vaktine saatler kala girdiği sıcak pide kuyruğu, zengin ve yoksulu, çocuk ve yaşlıyı aynı amaç için bir araya getiriyor.

Zengin ve fakiri kuyrukta buluşturan lezzet

Türk mutfağında önemli yer tutan, tarihi tam bilinmemekle beraber çok eskilere dayanan pide, yöreye göre farklılık gösteren çeşitlerde yapılıyor.

Bursa’da “cantık”, Konya’da “etli pide”, Kastamonu’da “kır pidesi” ve Karadeniz’de “kapalı pide” şeklinde tüketilen hatta İtalyanların pizzasının temel taşını oluşturduğu belirtilen bu ürünün ülkenin dört bir yanında değişmez tek lezzeti ise “Ramazan pidesi”.

Ramazan ayında televizyon kanallarında yayınlanan soğuk içecek, ayran, peynir, sucuk, yoğurt ve çorba reklamlarının “başrol oyuncuları”ndan olan, iftar sofralarının baş tacı pide, genellikle sıcak tüketiliyor.

Sıcak pideye ulaşmak için de yıllardır sonu gelmeyen kuyruklarda bazen 1,5 saate kadar beklemek gerekiyor. Zengin ve yoksul, çocuk ve yaşlı, erkek ve kadın demeden her vatandaşın beklediği kuyruk, bazen yeni arkadaşlıklara kapı aralıyor, hoş sohbetlere imkan sunuyor.

Çocukluktan yaşlılığa bir ömrün geçtiği tek kuyruk

Fırın tezgahı önünde, “Fırıncı amca”nın karşısında, parmakların ucunda yükselerek pidenin alındığı çocukluktan bastonla gelinen yaşlılığa kadar sabırla ve iştahla beklenen kuyruklar, eli yakan sıcaklığa ve eşsiz kokuya sahip pideye ulaşılmasıyla o gün son erse de “11 ayı sultanı”nı özlemle bekleyen, ramazanın o ruhunu yaşayanlarca ömür boyu bıkmadan, usanmadan hiç bitmiyor.

Hemen herkesin, özellikle çocukluk çağında, bir gazete kağıdına sarılı, dumanı tüten pideyi, eli, kolu yanmasına rağmen yere bırakmadan, koşarak evine götürdüğü ramazan günlerine ve pide kuyruklarına ilişkin bir anısı mutlaka bulunuyor.

Yarım asırdır kuyrukta bekliyor

Bursa’da pide kuyruğuna giren Tahsin Derya (48), işten geldikten sonra iftar öncesinde evine sıcak pide götürebilmek için yaklaşık 1,5 saat pide kuyruğunda beklediğini söyledi.

Kuyrukta mahalleden tanıdıklarını gördüğünü ve onlarla sohbet ettiğini anlatan Derya, “Bu aslında çok keyif veren bir şey. Biz bu kuyruğa girmeyi büyüklerimizden öğrendik. Küçükken büyüklerimiz elimizden tutardı bizi bu kuyruğa getirirdi. O zamandan kalma bize. Bazen tam ezan okunurken sıra geliyor bize. Koşarak evdekilere sıcak pideyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu geleneklere sahip çıkmak biz Türklerin genetiğinde var.” dedi.

Ramazan Kaya (58) da kuyruğa girmesinin amacının vakit geçirmek ve sohbet etmek olduğunu kaydetti.

Bu kuyrukta beklemenin ayrı bir keyif verdiğini vurgulayan Kaya, “Ben 6 yaşında ilk kez bu kuyruğa girmiştim o yaştan beri yarım asırdır sıra bekliyorum.” diye konuştu.

“Dumanı tüten pide istiyorlar”

Bursa Fırıncılar Odası Başkanı Adnan Yılmaz da ramazan pidesinin tarihinin çok eskilere dayandığını söyledi.

Pidenin farklı versiyonlarının Arap kültüründe de olduğunu belirten Yılmaz, “Geleneksel Türk pidesi özellikle Osmanlı döneminde fırıncılığın şehirleşmesiyle yani ‘mahalle fırını’ dediğimiz tabirin gelişmesiyle bir kültür unsuru haline gelmiş. Dolayısıyla ‘mahalle fırıncısı’ ve ‘fırıncı amca’ mahallemizin kültürü haline gelmiş.” görüşünü dile getirdi.

Pide kuyruğu denince akla iftar beklemenin geldiğini anlatan Yılmaz, şunları söyledi:

“Eskiden pide kuyruklarında genellikle evin erkeği ve hanımı olurdu. Günümüzde bu evin çocuğu, kızı, oğlu gibi bir duruma geldi. Gençleri ben daha çok kuyrukta görüyorum. Kuyruğa giren evin büyükleri genelde zaman geçirmek için sohbet, muhabbet ederdi ve iftarı beklerdi. Öte yandan insanlar dumanı tüten pide istiyorlar. Kuyruğun temeli budur aslında.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X