MUSTAFA ÖZDAL BATI TRAKYA NOTLARI-2
FOTOĞRAFLAR: AYKUT GÜNGÖR
Asimilasyon ve baskı politikasının en fazla hissedildiği bölgelerden biri Gümülcine.
Gümülcine’de Türk mahallelerini gezdik, Türklerle ve azınlığı temsil eden Dostluk Eşitlik Barış Partisi yetkilileriyle konuştuk. Türk azınlığın, çok ciddi sorunları olduğunu gördük.
2 FARKLI GÜMÜLCİNE
Gümülcine’de Türk nüfusuyla Yunan nüfusu yarı yarıya.
Ancak iki farklı Gümülcine olduğunu gördük.
Biri, kentin gelişmiş modern yüzü, diğeri de geri kaldığı ilk bakışta anlaşılan yoksul yüzü.
Gümülcine’nin gelişmiş bölgesinde Yunanistanlılar, yoksul mahallelerindeyse Türk azınlık yaşıyor.
Yunanistanlıların yoğun olarak yaşadığı kent merkezinde, eğlence mekanları, barlar, kafeler dikkat çekiyor.
Türkler, geri bırakılmış mahalleler dışında, kırsalda da yaşıyorlar.
Gümülcine’nin birçok köyünde Türk azınlığın izlerini gördük.
Türk azınlığın yaşadığı mahallelerde gecekondular göze çarpıyor.
Türklerin yaşadığı bölgelere yatırım yapılmaması, bir devlet politikası haline gelmiş.
TÜRK AZINLIĞA ASİMİLASYON POLİTİKASI SÜRÜYOR
Ancak Batı Trakya Türk azınlığın sorunları bundan ibaret değil.
Lozan Anlaşması’yla birlikte eşit yurttaş kazanımını elde eden azınlığın birçok hakkı, yıllardır tırpanlanmış.
Eğitimden, imara, kültürel haklardan, kimlik sorununa, ekonomiden siyasal haklara varıncaya kadar Türk azınlığın birçok sorunu var.
Ancak en önemlisi, yıllardan bu yana uygulanan asimilasyon politikası.
Yunanistan’da Türk kelimesi yasaklanmış sanki.
Türk azınlıktan, Müslüman diye söz ediliyor.
Türkçe eğitim veren okullarsa yok denilecek kadar az.
Az sayıdaki Türk okulu, hem fiziki olarak yetersiz hem de öğretmen açığı var.Bunun da bir devlet politikası olduğunu söyleyebiliriz.
TÜRKLER HEP KRİZDE
Batı Trakya Türklerinin neredeyse tamamı, çiftçi ve esnaf.
Türkler, kamu kurumlarında bilinçli bir şekilde istihdam edilmiyorlar.
Bu nedenle, Türklerin birçoğu yoksul.
Türklerin yaşadığı Kır Mahallesi’nde söyleşi yaptığımız bir grup Türk’e ekonomik krizi sorduk.
“Hep krizdeydik, bizim için değişen birşey olmadı” dediler.
TÜRKLERE BASKI DEVLET POLİTİKASI
Türk azınlığa yönelik asimilasyon, devlet politikası olduğu için, iktidardaki partinin önemi yok Türkler için.
Mesela, Sosyalist Syriza Partisi’nin iktidarda olması da, Türklere uygulanan baskı politikasını değiştirmemiş.
Üstelik Syriza’da 3 Türk milletvekili temsil ediliyor.
DEP YILLAR SONRA SEÇİMLERE GİRDİ
Batı Trakya Türklerini temsil eden en köklü parti, azınlığın efsane ismi Dr. Sadık Ahmet’in kurduğu Dostluk Eşitlik Barış Partisi (DEP).
Batı Trakya davasının sembol ismi, azınlığın sesini kamuoyuna duyuran ve süpheli bir trafik kazasıyla hayatını kaybeden Dr. Sadık Ahmet’in önderliğinde kurulan DEP’in, milletvekili çıkarmaması için, yüzde 3 barajı uygulanıyor.
Nüfusu yüzde 2’yi geçmeyen Türk seçmenin tümü oy verse bile DEP’in barajı aşması mümkün görünmüyor.
DEP, geçen yıl yapılan Yunanistan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ilk kez seçime girmiş ve büyük bir başarı elde etmişti.
Ancak Gümülcine ve İskeçe illerinde 1’inci parti olmalarına rağmen, yüzde 3’lük baraj nedeniyle temsil hakkını kazanamamıştı.
LOZAN İHLAL EDİLMİŞ
Gümülcine’de, Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş’la, parti genel merkezinde söyleşi yaptık.
Çavuş’a ilk olarak Türk azınlığın sorunlarını soruyoruz.
“Lozan Anlaşması’ndan doğan haklar elimizden alındı” diyen Çavuş, eğitim, kimlik, kültür ve siyasi haklar gibi sorunların yanı sıra dini hakların da kısıtlandığını anlatıyor.
Dini haklar konusunda müftü seçimine vurgu yapan Çavuş, yıllardır süren ayrımcı politikanın bu alanda da hissedildiğini kaydediyor.
Çavuş’a göre, ayrımcı politikalar nedeniyle Türk azınlıkla Yunanistanlılar arasında en az 50 yıllık gelişmişlik farkı var.
“Yunanistan vatandaşıyız, ancak eşit yurttaş değiliz” diyen Çavuş, şöyle devam ediyor:
“Gümülcine’de Türk azınlığıyla Yunanistanlıların nüfusu yarı yarıya olmasına rağmen, kamuda çalışanımız nerdeyse yok. Memur olma hakkı Türk azınlığa tanınmamış. Büyük ekonomik krize rağmen, Yunanistanlılar yoksul değil. Yoksul olan Türk azınlık. Çünkü Batı Trakya’daki demografik yapının değişmemesi için, Yunanistanlıların ekonomik gelişimi desteklendi. Bu da bölgenin tek taraflı kalkınmasına yol açtı. Bizleri de ekonomik krizin kıskacında tuttukları için göçe zorluyorlar”.
AZINLIK OKULUNA ENGEL
Çavuş, Türk azınlığın, ekonomi dışında kimlik, kültür ve eğitim sorunları olduğuna değinerek, şunları söylüyor:
“Dışarıdan bakıldığında demokrasinin beşiği bir ülkede yaşadığımız sanılır. Ancak AB üyesi olan Yunanistan’da hala ayrımcı politikalar uygulanıyor. En büyük sorunlarımızdan biri de eğitim. Gümülcine’de Yunanistanlıların 30’u aşkın ortaokul ve lisesi varken, azınlığa ait sadece bir okul var. Azınlık okullarına büyük rağbet olmasına rağmen, kayıt yapacak okul yok. Asimilasyon, bir devlet politikası olarak sürüyor. Siyasette de Türk azınlığa karşı, adaletsiz uygulama devam ediyor. Avrupa Parlamentosu seçiminde Gümülcine’de yüzde 42 oy almamıza rağmen, yüzde 3 baraj uygulamasından dolayı milletvekili çıkaramadık”.
Çavuş, tüm bu olumsuzluklara rağmen, örgütlenmeye ve mücadele etmeye devam edeceklerini anlatıyor.
Atina’ya temsicilik açıp, Yunanistan genelinde örgütlenmeyi amaçladıklarını belirten Çavuş, böylece ilk seçimde barajı da aşmayı hedeflediklerini belirtiyor.
ASİMİLASYON VE BASKI TERS TEPMİŞ
Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde, Türk azınlığın çok büyük sorunları olduğunu gördük.
Gördüklerimiz ve anlatılanlar, Yunanistan’ın AB’ye üye olmasına rağmen, Türklere yönelik baskıcı ve ayrımcı politikalarının sürdüğünü gösteriyor.
AB ülkelerinin bu duruma seyirci kalması da işin bir başka boyutu.
Ancak tüm bunlara rağmen, Batı Trakya Türkleri, kimliklerini ve kültürlerini korumayı bilmiş.
Yani asimilasyon politikası işe yaramamış, hatta ters tepmiş diyebiliriz.