AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Cumhuriyet Caddesi’nde düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Yıldırım, “Kazandıklarımızı, zayıf iktidarlarda kaybediyoruz. Reformlar, kuvvetli iktidarlar, tek başına iktidarlar olduğu dönemde yapılıyor. Yatırımlar, yeni hizmetler, projeler, huzur, refah, güvenlik güçlü hükümetler döneminde oluyor.” dedi.
“Ben bu toprakların evladıyım. İklimi sert, insanı mert toprakların evladıyım.” diyen Yıldırım, bu bölgede yaşayan insanların çektiği çileleri iyi bildiğini belirtti.
Yüzyıl önce düşman geldiğinde, Erzincan, Erzurum ve Bayburt’un destansı bir mücadele verdiğini hatırlatan Yıldırım, “Bir yandan Erzincan, ‘Vermem Bayburt’u.’ dedi, dedelerimizin bir kısmı burada kahramanca mücadele ettiler, bir kısmı Çanakkale’de düşmana ‘dur’ dediler. Ülkenin doğusunda da batısında da destan yazdık. Vatan topraklarının her karışını şehit kanıyla suladık. Can verdik ama düşmana geçit vermedik.” diye konuştu.
“Üç dönemde Türkiye çok büyük mesafe katetti”
Türkiye’de üç dönemin önemine değinen Yıldırım, şunları söyledi:
“Birincisi, 1950-1960. Demokrat Parti, Adnan Menderes dönemi. Türkiye’nin kalkındığı, yolların, çeşmelerin, barajların yapılmaya başlandığı dönem. İkinci dönem, ihtilalden sonra Turgut Özal’ın Anavatan Partisi dönemi. Geliyoruz üçüncü döneme, bizim dönemimiz, sizin döneminiz, AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan dönemi. Bu üç dönemde Türkiye’de istikrar, büyüme, kalkınma vardı. Bu üç dönemde, Türkiye çok büyük mesafe katetti ancak 1960 ile 1970 arası, 1970 ile 1980 arası, 1990 ile 2002 arası kazandıklarımızı tekrar kaybettik. 2001’de kriz oldu, bankalar battı, faizler aldı başını gitti. Kazandıklarımızı, zayıf iktidarlarda kaybediyoruz.”
“Planları, tezgahları bozuldu”
Reformların, yatırımların, yeni hizmet ve projelerin kuvvetli, tek başına iktidarların olduğu dönemde yapıldığını belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Huzur, refah, güvenlik güçlü hükümetler döneminde oluyor ama ne yaptılar, 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’yi darbeyle alaşağı ettiler. 1991’de merhum Özal vefat edince, 28 Şubat’ta merhum Necmettin Erbakan’a da darbe yaptılar. Bizim dönemimizde de denediler, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti döneminde de partiyi kapatmak istediler. Gezi olayları çıkardılar, 17-25 Aralık dediler, hızlarını alamadılar, 15 Temmuz’da geldiler. Bayburt ne yaptı? Vilayet Meydanı’nın önünde toplanarak darbecilere darbe indirdi. 15 Temmuz’da darbecilerin canına okudu. Planları, tezgahları, her şeyi bozuldu. 27 Nisan muhtırası, Gezi olayları ve 15 Temmuz, hepsi bu iktidar döneminde, yerle bir oldu.”
‘Kendisi bile neye ‘hayır’ dediğinin farkında değil’
Başbakan Yıldırım, “Bu anayasa değişikliğine ‘evet’ demek için yüzlerce sebep var ama ‘hayır’ diyenlerin tek bir söyleyecek sözü yok. Ana muhalefet partisi salon salon geziyor, ‘anayasaya hayır deyin’ diyor ama kendisi bile neye ‘hayır’ dediğinin farkında değil. Anayasa değişikliğini bile okumamış, anlamamış.” değerlendirmesinde bulundu.
16 Nisan’da “evet” çıkması halinde ana muhalefetin işinin zor olduğunu dile getiren Yıldırım, “Yan gelip yatmak artık bitiyor. Çalışacak, gayret edecek, gözünüze girerse memlekete hizmet edecek. Bugün olduğu gibi yattıkları yerden siyaset yapamayacaklar. Bundan korktukları için bunlar ‘hayır’ diyor. Hayırdan hayır gelmez, evette bereket vardır.” dedi.
‘Bunların, bu aziz milletin inançlarına bile saygıları yok’
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Trabzon’da yaptığı konuşmaya ilişkin Yıldırım, “CHP’nin önceki genel başkanı bir konuşma yapıyor, konuşma baştan aşağı ofsayt. Bir tane doğru bir şey yok. Ama öyle bir laf etti ki inanın çok üzüldüm. Şöyle diyor, ‘Böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın’. Haşa. Peygambere saygısızlık ne haddine. Bunların, bu aziz milletin inançlarına bile saygıları yok. Ağzından çıkanı bunların kulakları duymuyor.” dedi.
Başbakan Yıldırım, CHP’nin halk oylamasında kullanacağı kampanya müziğine ilişkin de “Bir şarkı yapmışlar, ‘İnşallah, maşallah, Allah Allah’ lafızlarıyla doldurmuşlar. Bolca istismar… Bir yandan kutsalları istismar edip, diğer yandan peygambere saygısızlık yapacaksın. Buradan sesleniyorum, Hazreti Peygamberimizi ağzınıza almayın, saygısızlığı bırakın. Milletin seçtiğini bunlar hiçbir zaman hazmedemediler. Milletin değerlerini bir türlü içlerine sindiremediler.” diye konuştu.
Muhalefetin “Tek adama bu kadar yetki verilmez” sözüne ilişkin eleştirilerde bulunan Yıldırım, şunları söyledi:
“Kime verilecek? Bugüne kadar ne oldu? Millet AK Parti’yi iktidara getirdi, ne oldu? Millete hizmet etti. CHP onunla, bununla iş birliği yaptı, zayıf iktidarla iş başına geldi. Ne oldu? Memleket kazandığı her şeyi kaybetti. CHP zihniyeti demek, vesayet, bürokrasi, engel demektir, her şeye takoz olmak demektir. 16 Nisan’dan sonra milletten yetkiyi alamayan hiç kimse iktidar olamayacak, darbe heveslileri avucunu yalayacak. İşte buna bazıları bozuluyor. Onun için haddi aşan ifadeler kullanıyorlar.”