AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, İran-Irak sınırında meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Afetin gerçekleştiği andan itibaren başta Türk Kızılayı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) olmak üzere ilgili kuruluşların süratle bölgeye intikal ettiğini belirten Yıldırım, “İftiharla söylemek isterim ki depremzedelere ilk ulaşan ekipler bizim ekiplerimiz olmuştur.” dedi.
Arama kurtarma ekiplerinin yanı sıra acil tıbbi müdahale, insanı yardım ve gereken her türlü desteği sağlamak üzere ilgili ekiplerin deprem bölgesine ulaştığını söyleyen Yıldırım, “Kış mevsiminin yaklaşması, sertleşen hava koşullarını da dikkate alarak ilk etapta 3 bin çadır, 3 bin ısıtıcı, 10 bin battaniye depremzedelere dağıtılmıştır. Irak ile koordineli çalışan Kızılay, AFAD, 50 tır insani yardım malzemesi, afet araçları, uzman personelle halen bölgede çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye olarak sadece komşularımızda değil dünyanın neresinde olursa olsun bir afet varsa bir felaket varsa biz oradayız. Bu vesileyle dost ve kardeş Irak ve İran halkının bir kez daha acılarını paylaşıyor ve başsağlığı diliyorum.” şeklinde konuştu.
“Türk-Amerikan dostluğuna yakışmıyor”
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile 9 Kasım’da toplantı gerçekleştirdiğini, toplantıda özellikle Türkiye’nin hassas olduğu bütün konuların masaya konulduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
“FETÖ, ABD’nin PYD/YPG iş birliği dahil olmak üzere bölgesel konulardaki beklentilerimizi açık ve samimi şekilde Sayın Başkan Yardımcısı ve heyetine aktarma fırsatı bulduk. Ayrıca FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlanması ve sonlandırılması talebimizi tekrar ettik. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlularının adalet önünde yargılanması konusunun, Türkiye için hayati öneme sahip olduğunun bir kez daha altını çizerek ifade ettik. Bu konuda ümit ediyorum ki somut adım atılmasını beklediğimizi kararlılıkla tekrar kendisine anlattık.
Bunu söylerken bize ‘kanıt, delil’ diyenlerin, 11 Eylül hadisesinden sonra meydana çıkıp ‘Amerika saldırı altındadır. Bu işi yapan da El Kaide’dir. Onun başı da Usame Bin Ladin’dir. Afganistan’a giriyoruz. Amerika’nın arkasında olan bizimle gelsin.’ dediniz. Biz de delil sormadık, kanıt sormadık ve biz oraya da asker gönderdik. Şimdi 15 Temmuz’un faili olduğunu sağır sultanın bile bildiği Feto’nun geriye verilmesi konusun kırk dereden su getirmenin ne alemi var. Ne delili soruyorsunuz? 250 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var, daha ne delil soruyorsunuz? Bunların, Türk-Amerikan dostluğuna, müttefikliğine yakışmadığını altını kalın çizgilerle çizerek ifade ettik.”
Yıldırım, görüşmede, terör örgütü YPG ile ortaklığın geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdiklerini söyleyerek, “Adeta PKK’nın Suriye şubesi gibi çalışan YPG ve PYD örgütü maalesef orada DEAŞ’la mücadele adına Amerika Birleşik Devletleri ile faaliyet gösterirken, aynı zamanda da elde ettiği en gelişmiş silahları amcası olan PKK terör örgütüne de aktarmaktan geri kalmıyor. Bu işbirliğinin artık daha fazla sürdürülmesinin ilişkilerimizde tamiri imkansız hasarlar oluşturacağını bir kez daha yalın bir dille ifade ettik.” ifadelerini kullandı.
“Yeni masum insanların katline sebep olacaklar”
Başbakan Yıldırım yaptığı konuşmada, “Rakka’da DEAŞ’lıları temizlemek yerine, DEAŞ’lılara silahlarıyla birlikte Rakka’dan çıkmaları için destek olmuşlar. Bu ne demek? Biz ne dedik Amerika’ya? Bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü yok etmek için mücadele, devletlerin yapacağı iş değildir, akla ziyan bir iştir. İşte sonuçları ortaya çıkıyor. Şimdi oradan çıkan, silahlarıyla serbest bırakılan bu DEAŞ mensupları başta Türkiye olmak üzere Avrupa, Amerika, dünyanın her tarafından kim bilir yeni masum insanların katline sebep olacaklar.” dedi.