Düelloya değil, çözüme ihtiyaç var

Bahçeli, dediğini yaptı.

Tunceli`ye gitti.

Meclis`te söylediklerini tekrarladı.

Buraya kadar olanlar ortada…

Başbakan Davutoğlu`nun, “1937-38 hadiseleri isyandır ve bu isyana katılanlar bölücüdür” diyen Bahçeli`ye, “Git de bunu Tunceli`de söyle” demesi…

Bahçeli`nin de dün Tunceli`de olması…

Ne tarihin akışını değiştirdi, ne de taraflardan birisini haklı çıkardı.

Olan yine Dersimlilere oldu.

Çünkü, böyle bir düellonun Dersim üzerinden gerçekleştirilmiş olması bile orada yaşayan, orayla yaşayanların hem incilmesine hem de tehlike altında kalmasına neden oldu.

Türkiye`de Alevilerin yaşadığı sorunları tarihsel olayları deşerek çözüme kavuşturma anlayışının sorunları çözmediğini, çözmeyeceğini de ortaya koyan bir düellonun adresidir Tunceli…

Oysa…

Seyit Rıza`yı haksızlığa uğramış mazlum gören iktidar da, o süreci isyan ve bölücülük olarak gören MHP`nin düne takılıp kalmak yerine bugüne dönüp, örneğin hakimlik savcılık sınavını kazandığı halde doğum yeri Tunceli olduğu için elenen genç hukukçuların…

Askeri okul sınavlarını kazandığı halde Alevi olduğu için elenen gençlerin…

Kendi kimliğini saklamak zorunda kalan devlet memurlarının yaşadığı haksızlıkları bugün hemen çözerek, o insanlara haklarını vererek 1937-38`i ele alsalar…

Türkiye`nin yaşadığı Alevi sorununu kökten halledebilirler.

Çünkü, Aleviler, Alevilik tanımına sıkışmış, Cemevleri`ni devlet yapsın anlayışı içinde bir çözüm istemiyor.

Söyledikleri net:

Eşit yurttaşlık…

Kim bilir, belki de Bahçeli`nin “sıkıysa git” kışkırtmasıyla gittiği Tunceli ziyareti asırlık bir sorunun çözümünü kolaylaştırıcı bir motora dönüşür.

Toplumsal barış, geçmişi deşmekten öte bugün ne olduğuyla ilgili daha çok çünkü…

Yaşadığı topraklarda herkesle eşit muamele gördüğünü düşünenler, ne kimlikleriyle ne de başkalarının kimlikleriyle ilgilenirler.

Bilirler ki…

Böyle ülkelerde en büyük koruyucu hukuktur.

Böyle ülkelerde yaşayanlar bu ayrıcılığın farkında olanlardır.

Yani, bugün düelloya değil, çözüme ihtiyaç var.

Tunceli`ye giden Bursalılar…

Bahçeli`nin tehlikeli bir iddia üzerine gittiği Tunceli gezisine Bursa`dan da katılanlar oldu.

O isimlerden birisi MHP İl Başkanı Hasan Toktaş…

Ankara`dan çağrı almadan tamamen kendi inisiyatifleriyle Bahçeli`nin Tunceli gezisine katıldığını belirten Toktaş, böyle bir ziyarette yer aldığı için çok mutlu olduğunu söylüyor.

Alınmış güvenlik önlemleri, küçük çaplı protestolara rağmen Tunceli ziyaretinden hoşnut ayrıldıklarını belirtiyor.

“Olağanüstü bir durum olmasa herhangi bir Anadolu şehrindeki bir karşılama olurdu” diyen Toktaş, “Bütün olağanüstülüğe rağmen Tunceli halkı misafirperverliğini gösterdi.

Genel Başkanımız, burada yaptığ açıklama ve Alevi kardeşlerimize dönük öneriyle hükümetin cesaret edemediği adımları atmıştır.

Bu ziyaretin pozitif yansımaları olacaktır” yorumunda bulunuyor.

Tunceli ziyaretinin MHP`yi marjinal bir parti konumuna düşürmek isteyen Başbakan Davutoğlu ve çevresine bir tokat olduğu iddiasında bulunan Toktaş, Bursa`dan Tunceli`ye kendisiyle birlikte Ülkü Ocakları BaşkanıFatih Sütçü`nün gittiğini belirtiyor.

Ayrıca…

Kamu-Sen İl Başkanı Selçuk Türkoğlu`yla Kamu-Sen`de yöneticilik yapmış Arif Akşam`ın da Tunceli`de olduğunu aktarıyor.

Ve tabii Bursalı olarak Tuncel`de olan isimlerden birisi de MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman`dı.

Toktaş`ı etkileyen

Dersim ziyareti…

Tarihi bir gezinin parçası olan MHP İl Başkanı Hasan Toktaş, yarım bir gün bile olmayan Tunceli ziyaretinden çok etkilendiğini belirtiyor.

Tunceli`nin sahip olduğu coğrafyaya hayran kaldığını belirten Toktaş`ı en çok “Kıraç gözüken bereketli topraklar” etkilemiş.

Keban ve öteki barajlarla Fırat Nehri`nin gücünü de hissettiğini söyleyen Toktaş, “Çok güzel bir coğrafya…

Tekrar gelip gezmek isterim.

Yarın bir gezi olsa yine Tunceli`ye giderim” diyor.

Dönüş yolundaki MHP İl Başkanı Hasan Toktaş, Alevi sorunun çözümünde kendi önerilerinin Başbakan tarafından dikkate alınmasının çözüme büyük katkı sağlayacağını da ifade ediyor.