Dün bu köşede yayınlanan “Bursa trafiği ablukada! Gece radarı uygulaması sıklaştırıldı” başlıklı yazımın ardından okurumuz İnşaat Mühendisi Cengiz Duman bir elektronik posta gönderdi.
Mesleğinin ana bilim dallarından ulaşım konusu asıl ilgi alanı olan Duman, 2016-2018 ve 2018-2020 yılları arasında İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Ulaşım Komisyon Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı, 2020-2022 yılları arasında da odanın Ulaşımdan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlenmişti.
Avrupa’nın en büyük navigasyon sistemleri firmalarından TomTom’un verilerine değinen Cengiz Duman, şunları kaydetti:
“Özellikle Mart 2020’den günümüze pandeminin de etkisi göz önünde bulundurulduğunda istatistiklerin bizlere maalesef doğru bilgileri veremediğini ifade etmek isterim. Buna rağmen pandemi boyunca TomTom’un yapmış olduğu veri analizi sonucu trafik yoğunluğunun 2019 yılına nazaran sabah saatlerinde %7 artarak %39’a, aynı dönemler arasında akşam trafiğinin yine %14 artarak %69’a ulaştığını görebiliriz. Bu istatistiği günlük hayatımıza çevirdiğimizde Bursa halkı olarak sabah saatlerinde trafik yoğunluğundan ötürü gitmemiz gereken her yarım saat için fazladan 12 dakika, akşam saatlerinde ise bir yerden bir yere yolculuk için harcayacağımız her yarım saat için fazladan 21 dakika harcadığımızı ifade etmektedir. Dolayısıyla Bursa’da pandeminin etkisinde bile verilerin olumsuz etkisiyle karşı karşıya kalındığını söyleyebiliriz.”
Trafikteki denetimlere gelirsek…
Aslında en önemli problemlerden biri şüphesiz ki sinyalizasyon kontrolü…
Duman, “Bunun en büyük etkisini yakın çevre yolu üzerinde bulunan Vakıf, Samanlı ve Millet mahallesi lambalarında görebilirsiniz. Günün her saati sinyalizasyon süresi ve kontrolsüz geçişlerden dolayı kaza haberlerini görmekteyiz. Bu cadde üzerinde bulunan sinyalizasyon süreleri gözden geçirilebilir. En büyük sıkıntının kırmızıdan yeşile geçiş süresinin kısalığı ile alakalı bir problem olduğu bilinmektedir. Denetimlerin sıklaştırılması pek çok maddi hasarlı kazayı ve olası can kaybını önleyebilecektir” görüşünü dile getirdi…
Bursa Emniyet Müdürü Tacettin Aslan’ın bu bilgiyi dikkate alarak o bölgedeki önlemleri sıklaştıracağına eminiz.
Ankara-İzmir Yolu aksı boyunca bulunan köprülü kavşakların bilhassa Küçük Sanayi ve devamında Gül Kavşağı’ndaki küçük dokunuşların da gözden geçirilmesi şart.
Zira söz konusu yerlerdeki tıkanıklık bazen insanı çileden çıkarmanın ötesine geçebiliyor.
Trafik güvenliği de tehlikeye atılıyor.
Duman, “Kavşak yapısının kullanım güvenliği ortadan kaldırılmıştır” dedi ve ekledi:
“Öyle ki daha önce kavşaktan çıkış için kullanılan çıkış kolunda ana yola bağlanacak araç güvenli geçiş için bekleyebilirken şimdilerde direkt ana yola çıkış yapmak zorunda kalmaktadır. Yine maalesef kavşak noktaları yakınında yapılmış AVM’lerin otopark giriş ve çıkışları (Korupark ve Kent Meydanı AVM) trafik sıkışıklığının belli başlı nedenlerindendir. Ayrıca her ne kadar ilgili belediyelerce her yıl binlerce ton asfalt döküldüğü, yeni yeni yollar yapıldığı söylense de Bursa şehir içi ana arterlerin yol kalitesi çok kötü durumdadır! Bununla alakalı trafik kazalarının dahi olduğu yıl içinde görülmektedir.”
Bu önlemlerin tamamı alınsa da Bursa trafiğinin tam olarak düzelme şansı mevcut kent planlaması nedeniyle aslında yok.
Yine de kent yöneticileri tedbirlerin sağlayacağı rahatlamanın az da olsa şehre nefes aldırabileceği bilinciyle hareket etmeli.
Bursa, daha önce defalarca ifade ettiğimiz gibi kent içine sıkışmış sanayinin yükünü artık kaldıramıyor.
Bu nedenle doğru mekansal planlamalar ile yaratılacak uydu kentler için daha fazla vakit kaybetmemek gerekiyor.
Bursa’nın ferahlamasının tek yolu sanayiyi merkezden taşımaktan geçiyor.
Eğitim ve trafik bilgisi meselesine de yeri gelmişken biraz değinelim.
Biraz dedim çünkü konuyu sadece sosyoloji temelinde incelemek istesek bile uzun bir yazı dizisi olur.
Çünkü böyle yazılı olmayan trafik kurallarımız (!) da mevcuttur:
Herkesin muhakkak acelesi vardır, yol vermek nezaket değil acemilik olarak adlandırılır, kornalar hiç susmaz, makas atmak hüner kabul edilir…
Bazı sürücü kurslarındaki eğitimin niteliğinin çok kötü olduğunu yine de belirtelim.
Zaten tanıdığınız varsa hiç teorik eğitim almadan yazılı sınava girebilir, son derece basit soruları rahatlıkla yanıtlayarak direksiyon sınavı aşamasına geçebilirsiniz.
Cezaların caydırıcı olmaması da başlı başına bir problem.
Cengiz Duman’ın da vurgu yaptığı gibi Türkiye’de “kırmızı ışık ihlali cezası” 427 lira.
Bu miktar aynı zamanda “trafikte cep telefonu ile konuşma cezası”na eşit.
Düşünüldüğünde hemen hepimiz araç kullanırken ister istemez cep telefonu kullanabiliriz ama çok azımız “kırmızı ışık ihlali” yaparız hatta belki de hiç yapmayız.
Avrupa’da aynı kural hatasının maddi cezası dışında puan cezası ve devamında süreli trafikten men gibi detayları da var.
Para cezasının yanında caydırıcı çeşitli önlemlerin uygulanması elzem.