Maddi ve manevi yönden değersizleştirilmeleri, doktorların kamudan ayrılışını tetikledi.
Devlet hastanelerinden sağlık hizmeti almak son dönemde hayli güçleşti.
Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki (MHRS) düğüm aradan geçen uzun süreye karşın bir türlü çözülemedi.
Muayene olmak isteyenler randevu bulmakta büyük zorluk çekiyor.
Çoğunlukla aylar sonraya gün veriliyor.
Bu nedenle vatandaşlar kilometrelerce yol katederek şehir dışındaki hastanelerde tedavi olmaya çalışıyor.
Maddi gücü bulunanlar binlerce lirayı gözden çıkarıyor.
Özel hastanelerin yolu tutuluyor.
Temel bir insan hakkı olan sağlık hizmeti her geçen gün biraz daha ticarileştiriliyor.
Ulaşımın güç olduğu Bursa Şehir Hastanesi’nin faaliyete geçmesinin ardından kent merkezindeki sağlık kuruluşlarının kapatılması, randevu bulunamaması gibi sorunlar yurttaşı âdeta özel hastanelerin kucağına itiyor.
Sağlık hizmetine sadece parası olan dilediğince ulaşabiliyor.
Ya da tedavi olmak için binlerce lira borca giriliyor.
Öte yandan sistemin para bastırdığı özel hastaneler mantar gibi çoğalmaya devam ediyor.
Nilüfer’de Beşevler metro istasyonu yakınındaki bir binanın daha hastane olarak faaliyete geçmeye hazırlandığını öğrendik.
Ruhsatla ilgili çok sayıda sorun yaşayan binanın kullanım izni almada sona yaklaştığı ifade ediliyor.
Bursa genelindekileri geçin!
Şimdilik sadece Nilüfer’i şöyle bir gözünüzün önüne getirin!
Yaklaşık 8 kilometrelik bir hatta tam 8 tane özel hastane var.
Son açılacak olanla sayı 9’a çıkacak.
Faaliyetteki tıp merkezlerini ise saymıyoruz bile!
Adımbaşı türediklerine göre nasıl paralar kazanıldığını artık siz tahayyül edin.
Şu sorularla yazının ilk bölümünü bitirelim:
Her yerin özel hastanelerle doldurulması devrim yapıldığı ifade edilen sağlık sistemimizin bir başarısı olarak mı yorumlanmalı?
Sağlığın ticarileştirilmesinin önü bilerek mi açılıyor sorusunun giderek kuvvetlenmesi neden kimseyi rahatsız etmiyor?
Bir marketin faaliyete geçmesi için dahi tonla kriter sorgulanıyor da yan yana özel hastanelerin açılmasına neden ses çıkarılmıyor?
BURSA’YA YENİ SERBEST BÖLGE! TEPKİ ÇEKEN DÜZENLEME İPTAL EDİLDİ
Bursa Uluslararası Tekstil Ticaret Merkezi (BUTTİM) Sadık Şengül’ün başkanlığında ciddi bir atılım içinde.
BUTTİM’de 1.683 dükkan faaliyet gösteriyor.
Son dönemde perde ve döşemelik alanında yoğunlaşılıyor.
Şu anda yaklaşık yıllık 500 bin dolar seviyesinde olan BUTTİM’in ihracatının serbest bölge projesiyle 1,5 milyar dolara çıkarılması planlanıyor.
Örnek vermek gerekirse İstanbul Laleli’deki bavul ticareti faturalı ticarete evrilecek.
Serbest bölge oluşturulmasıyla sağlanacak vergi istisnaları kaçak geliri yok edecek.
BUTTİM’de hedefler büyük ancak esnaf Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım düzenlemesinden yana dertliydi.
4 milyon euro değerindeki soğutma kulelerinin taşınmasına ve otoparkın bölünmesine yol açacağı için BUTTİM esnafının revizyon yapılmasını istediği Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın, bölgedeki köprülü kavşağa bağlanması projesinin BUTTİM’i kapsayan kısmından neyse ki vazgeçildi.
Eski İçişleri Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Efkan Ala, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın BUTTİM’i ziyaretinde esnafın tepkisi üzerine konu gündeme geldi.
BUTTİM Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Şengül, yaptığımız görüşmede, şunları söyledi:
“Sayın Bakan’ımızın ziyareti sırasında esnafımız sürekli yolu sordu. Ardından terastan baktık, incelemeler yaptık. Sayın Bakan’ımız serbest bölge yapacağız, buradan yolun geçme şansı yok dedi. Davut Gürkan Bey’e Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan’ı aramasını söyledi. Bakan’ımız görüştüler ve Büyükşehir’in ulaşım projesinin askıya alındığı ifade edildi. Esnafımız çok memnun oldu. Otopark bölündüğü zaman serbest bölge bölünecekti. Bina ile otopark arasında yol yapılmasından vazgeçildi.”
BELEDİYE HİZMET ALANLARI RANT KAPISI OLMAMALI
İmar planlarında belediye hizmet alanlarının fazla bırakılmasına normalde sevinmek gerekirken ne yazık ki artık farklı soru işaretleri gündeme geliyor.
Zira yurttaşın ihtiyaç duyduğu tesislerin kamu eliyle kurulması beklenirken Bursa’da söz konusu yerlerin niteliği değiştiriliyor.
Belediye hizmet alanından ticari alana dönüştürülen parsellerde rant kapıları sonuna kadar aralanıyor.
İhtiyaç duyulan tesisler asli fonksiyonunu yitiriyor.
Orantısız yoğunluk artışları ile mahalleler içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
Nilüfer’deki Ekokent’e gelen itirazları incelediğimizde gördük ki bu durumun artık vatandaş da net olarak farkında.
Kamuoyunun farkındalığının artması kıymetli.
Rant odaklı plan değişikliklerine artık dur denilmeli.
Hazır seçim dönemine de girilmişken tepkiler daha yüksek sesle dile getirilmeli, muhalefet de kendini gözden geçirmeli düşüncesindeyiz.