Tarım arazilerinin üzerine fabrikalar dikildi.
Uygulama imar planları seneler sonra mahkemeler tarafından iptal edilse de artık iş işten geçti.
Bursa’da plansızlığın en büyük darbelerinden birini şüphesiz İznik Gölü ve çevresi yedi.
Bölge, fabrikaların etkisiyle yok olmanın eşiğine geldi.
Göl 100 metreden fazla çekildi.
Elbette vahşi sulama da etkendi.
Ancak tahribatın büyüğünü kuşkusuz ‘ayrıcalıklı’ sanayi verdi.
Bugün biraz Orhangazi’den bahsedeceğiz…
2 Haziran’da yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na değineceğiz.
Resmî Gazete’de Döktaş Dökümcülük fabrikasının Bursa Özel Endüstri Bölgesi ilan edildiği bildirildi.
Şimdi öncelikle şunu belirtelim.
Bir yerin özel endüstri bölgesi ilan edilmesi o fabrikaya ciddi avantajları da beraberinde getiriyor.
Şirketin tesisi organize sanayi bölgesi hüviyetine kavuşuyor.
Bir anlamda özerkliğini ilan ediyor.
Yerel yönetimlerle işi kalmıyor.
Meclise sunulan yeni teklif kanunlaşırsa endüstri bölgesi ilan edilmiş yerlerde yatırım yapmak için zorunlu tutulan “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Süreci” hükmü de kaldırılacak.
Kolaylıkla kapasite artışı yapılacak!
İznik Gölü’nün hali ortadayken bu durum sizce nasıl sonuçlar doğuracak?
Çevre için kaygılı TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’nun Döktaş Dökümcülük fabrikasının Bursa Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine karşı dava hazırlığı yaptığını öğrendim.
İznik Gölü’nün dibindeki düzenlemenin kabul edilemez olduğu söyleniyor.
Bir bilgi daha aktarıp yazının bu bölümünü noktalayalım:
Yine aynı bölgedeki Asil Çelik fabrikasının da özel endüstri bölgesi ilan edilmesi gündemde!
ŞEKERCİ SURİYELİLERİ BAYRAM ETTİRECEK ZAM!
Hafta sonu okumuşsunuzdur.
Türkşeker, 50 kg kristal şekerin fabrika satış fiyatına yüzde 36,4 ila 67 oranında zam yaptı.
Hatırlatmak gerekirse bazı indirimli marketler ile Tarım Kredi için 390 liradan verilen 50 kg kristal şekerin fabrika satış fiyatı 650 liraya çıkarıldı.
Diğer müşteriler için 50 kg şekerin çuval fiyatı yüzde 36,4 zamla 500 liradan 750 liraya yükseltildi.
Bu zam diğer firmaların fiyatlarını da uçuracak.
Piyasadaki en ucuz şeker olan Türkşeker’in ürünlerini market raflarında bulmak neredeyse olanaksızdı.
Zaten Bursa özelinde Türkşeker’in paketlerini Suriyelilerin toplayıp çuval haline getirdikten sonra piyasaya yüksek fiyattan sundukları iddiasını daha önce duyurmuştuk.
Bir Allah’ın kulu da çıkıp yok kardeşim böyle bir şey demedi.
Belki de diyemedi!
İnceleyeceğiz, denetleyeceğiz diyen tek yetkiliye de rastlanmadı.
Bursa’nın bu kadar sahipsiz olması ayrıca sorgulanmalı.
Aslında yapılması gereken çok basit.
Market sektöründeki yetkililerle konuşmanız gerekli sadece.
Ucuz şekerleri kim toplayıp daha sonra el altından piyasa sürüyor kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
Suriyelilerin kayıt dışı ekonomilerini yok etmek birilerinin işine gelir mi onu bilemiyoruz tabii ki!
Tarım yönetimindeki garabetimize de yine değinmeden olmaz.
Hatalı politikalar neticesinde üretimine kota koyduğumuz şekeri 400 bin ton ithal eder duruma düşme acizliği gördüğünüz gibi sorunları çözmeye yetmedi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine mi yanalım, çiftçinin âdeta üretimden zorla uzaklaştırılmasına mı hayıflanalım?
Eskiden Bursa’nın Karacabey, Mustafakemalpaşa ovalarında ciddi oranda pancar üretimi yapılırken artık eken kalmadı.
Üretimine kota koyulan şeker artık ateş pahası!
Şu geldiğimiz noktaya bakın.
Ayıp ve yazık…
GRAMOFONDAN ÇIKAN BURSALI ULUSLARARASI BAŞARI
Türkiye’nin en uzun soluklu etkinliği 60. Uluslararası Bursa Festivali’nde sona doğru yaklaşılırken Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda unutulmaz performanslar sahneleniyor.
‘Indie-folk’ tarzlarını sürekli geliştirerek dijital platformlarda her ay milyonlarca kez dinlenme başarısı gösteren güçlü alternatif müzik grubu Yüzyüzeyken Konuşuruz’un şarkılarına cumartesi gecesi binlerce Bursalı eşlik etti.
Coşku sahiden görülmeye değerdi.
Organizasyon takdiri bir kez daha fazlasıyla hak etti.
Festivalle ilgili ilk günden beri bir detay dikkatimi çekiyor.
Konserlerin öncesinde Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Genel Sekreteri Fehim Ferik organizasyonun destekçileri ile beraber, sanatçılara düz bir plaket yerine gramofon takdim ediyor.
Cumartesi günü, ilk kez 2018’de üretilen o gramofonun hikayesini de dinleme fırsatı buldum.
Acoustibox isimli ürünün tasarımcısı Ersin Toker.
Bursa’nın önemli teknoloji yatırımcılarından biri.
Acoustibox’ın içinde gramofon ruhuna uygun şekilde herhangi bir elektronik komponent yer almıyor.
Üzerine konulan telefondaki sesin seviyesini 3 katına kadar çıkarabiliyor.
Sürdürülebilirlik vurgusuyla tamamen geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılıyor.
Bursa’da, Bursalı ustalar tarafından üretiliyor.
Ürüne yurt dışından yoğun talep varmış.
Şu ana kadar 60 civarında ülkeye ihracatı yapılmış.
Festivale katılan sanatçıların da beğenisini kazanan ürünün bluetooth özellikli yeni modelinin çalışmalarının sürdüğünü de belirtmiş olalım.
Bursa’dan çıkan bir ürünün uluslararası başarısı gururlandırıcı.