Bir süredir rafa kaldırılan kentin geleceğini şekillendirecek 2040 yılı Bursa Çevre Düzeni Planı’yla ilgili çalışmalara yeniden başlandı.

Geçen hafta gerçekleştirilen süreç bilgilendirme toplantısının detaylarını daha önce aktarmıştık.

Hafta boyunca da fırsat buldukça Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Şehir Planlama Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan taslak halindeki 1/100.00 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı Plan Hükümleri’nin bazı bölümlerini paylaşacağız.

Bu köşenin takipçilerinin iyi bildiği bir husus var.

Defalarca verilerle net şekilde ifade ettiğimiz üzere Bursa’da sanayi artık kabuğuna sığmıyor.

Doğru mekânsal planlama ile büyüme talebi uzun süredir dile getiriliyor.

Aksi hâlde yakın gelecekte Bursa’nın ekonominin lokomotif kenti olma özelliğini kaybedebileceği ifade ediliyor.

Şehrin yönünü çizmesi, karar vermesi gerekiyor.

Ayrıca Bursa’da kent içinde kalan düzensiz sanayi alanlarının taşınması da isteniyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse trafik ve çevre sorunlarının başta geldiği kentin kronikleşmiş problemlerinin başka çözüm yolu bulunmuyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen ‘Kent İçi Sanayi Alanları Dönüşümü Model Çalışması’ kapsamında hazırlanan Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın raporuna göre Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) dışında Bursa’da faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin düzensiz sanayi kuruluşu yer alıyor!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın “Şehrin içi temizlenmeli. Konutlarla iç içe geçmiş sanayi kent merkezinden gönderilmeli. Milyonlarca liralık ihracat yapılıyor, binlerce insan çalışıyor ancak Çalı’daki sanayi bölgesi gayriresmî. Vişne Caddesi tarzı yapılanmaların olduğu yerleri ayıklamak lazım. Öncelikle yapılması gereken hamle bu” sözleri de aslında bu gerçeklerle örtüşüyor.

Yükümlülüklerini yerine getirmeyen, çevreyi ve trafiği mahveden plansız üretim tesisleri taşınmalı elbette ancak yer gösterilmiyor!

Bursa Çevre Düzeni Planı özelindeki tartışmanın temelini bu hususlar oluşturuyor.

Şimdi plan hükümlerine dönersek…

Sanayiye yeni alan yaratılmadığını görüyoruz.

Mevcut OSB’lerin doluluk oranı yaklaşık yüzde 65 şeklinde tespit edilmiş.

İlave organize sanayi bölgelerine bu nedenle yer verilmemiş.

Ancak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan edindiğim resmî verilere göre Bursa’daki OSB’lerde doluluk oranı yüzde 80’in üzerinde!

Plana ilave yapılacak mı?

Şüphesiz bu konu daha çok konuşulacak.

Plan açıklama raporları da paydaşlarla paylaşılmadı.

Plan askıya çıktıktan sonra uzun bir itiraz süreci başlayacak gibi.

BURSA’NIN TARTIŞILAN KONULARI PLANDA NASIL YER ALDI?

Kamuoyunda gündeme gelen bazı başlıklara da yeri gelmişken değinelim.

Kestel Soğuksu’da yapılması beklenen OSB, yazının ilk bölümünde belirttiğimiz gerekçe öne sürülerek planda yer almamış.

Daha önce dava konusu olan Bursa’nın hüsran projesi Çataltepe Sanayi Sitesi ise planda yer alıyor.

Yine yargıya taşınan Samanlı’daki taşkın alanı planda kentsel gelişim alanı olarak görünüyor. Mahkeme süreci beklenmeden yapılaşmanın önü açılıyor.

Birinci sınıf tarım arazisine kurulu Gürsu’daki tekstil fabrikasının bulunduğu alan ise neyse ki planda tarım alanı olarak işlenmiş.

Zaten malum fabrika bu nedenle özel endüstri bölgesi kararı aldırarak kaçak pozisyonundan kurtulmak istiyor.

Bursa Çevre Düzeni Planı’nda ulaşımla ilgili nasıl bir kent tasarlandığına dair detaylara yarın değineceğiz.

BURSA’DA TARİHÎ KİLİSE MAHKEMELİK OLDU

Tahminlere göre 19. yüzyılda yapıldı.

Yıldırım Setbaşı’ndaki tarihî Ermeni kilisesi cumhuriyet döneminde özel mülk olarak tescil edildikten sonra önce dokuma fabrikası daha sonra da tütün deposu olarak kullanıldı.

Uzun süredir de atıl vaziyette kaldı.

Maalesef bugüne kadar sayısız defineci saldırısına uğradı.

Temeli metrelerce kazıldı.

Yapıda ağır tahribata yol açıldı.

Yıkılma tehlikesi ortaya çıktı.

Haberlere de konu olan kilise şimdiki mirasçıları tarafından satışa çıkarıldıktan sonra belediye tarafından yapıyla ilgili kamulaştırma kararı alındı.

Ancak kilisenin sahibi aile 1,5 milyon liralık kamulaştırma bedelini kabul etmeyince konu yargıya taşındı.

Geçmişteki uygulamalar ayrı bir tartışma hususu…

Biz bugüne odaklanırsak Bursa’da restore edilerek korunması gereken çok sayıda yapının kaderine terk edildiğine tanıklık ediyoruz.

Tarihî kiliseyle ilgili kamulaştırma kararının belediye hizmet alanı kullanımı şeklinde alındığını belirtelim.

Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından eski eser şerhi ile tescili yapılan söz konusu yapıya Bursa’nın turizm hedefleri doğrultusunda fonksiyon kazandırılması kentin menfaatine olacaktır düşüncesindeyiz.