Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) ev sahipliğinde düzenlenen, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Bursa İş Dünyası Buluşması’ hayli verimli geçti.
23 Mart’ta bu köşedeki “Bursa’da iflas tehlikesi kapıda!” başlıklı yazıda kamuya iş yapan müteahhitlerin sıkıntılarına değinmiş, önlem alınmazsa çok sayıda şirketin kapısına kilit vurulabileceğini ifade etmiştik.
Sektörün acilen hayata geçirilmesi gereken iki önemli talebi vardı:
Fiyat farkı kararnamesi çıkarılması ve fesih hakkı tanınması…
Bursa’da sorunları yerinde dinleyen Bakan Nebati, kamuya iş yapan müteahhitler için fiyat farkı kararnamesi çıkarılacağını ve inşaat firmalarına fesih hakkı verileceğini müjdeledi.
Kuyum sektöründe yazar kasa limitlerinin sektör temsilcilerinin beklentileri doğrultusunda artırılması, Bursa’ya ikinci ihtisas vergi dairesi kurulması toplantının öne çıkan diğer konu başlıkları arasındaydı.
Bursa ve Ankara arasında mekik dokuyan BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın yoğun bürokrasi trafiğinin ülke ekonomisini ayakta tutan çok sayıda sektörün sorunlarının giderilmesi noktasında meyvelerini vermesi sevindirici.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye Bursa ziyaretinde iş dünyasının taleplerini içeren çok kapsamlı bir rapor da verildi.
Ekonominin en önemli aktörlerinin problemleri ve beklentilerinin yer aldığı kritik raporun detaylarını aktarmak gerekirse…
Makroekonomi ve finansmanla ilgili konularda öne çıkan istekler kredi limitleriyle ilgili.
İş dünyası; kredi limitlerinin artırılmasını, dövize çevrilmesini, ödemelerin yapılandırılmasını, özel bankaların kredilerinde faiz indirimine gidilmesini istiyor.
Bakan Nebati’ye sunulan raporda yeni destekler ihtiyacı bölümü de dikkat çekiyor.
Bu bağlamda dijitalleşme ve yeşil dönüşüm yatırımlarının teşvik edilmesi talep ediliyor.
Raporda şu ifadelere yer veriliyor:
“Makine, teçhizat, ekipman ve yazılım yatırımlarında %100 yatırım indirimi uygulanması talep edilmektedir. Yatırım tutarının tamamının gelir/kurumlar vergisinden indirilmesi, Eximbank yatırım tutarının yarısına kadar ihracat garantili yatırım kredisi kullandırılması, kredilerin 5 yıl vadeli olması, kredilerde teminat olarak makine ve teçhizatlar kullanılması, yatırım kredilerinin faizlerine %50 destek sağlanması talep ve arz olunur.”
İşletmeler sürdürülebilirlik uyumu ihtiyaçlarını karşılamak için yeşil dönüşüm yatırımları yapıyor. Bu yatırımların bölge farkı gözetilmeksizin teşvik kapsamına alınması ve yeni finansman olanakları sağlanması da isteniyor.
Maddeler halinde devam etmek gerekirse:
-Bankalar sürdürülebilirlik yatırımlarının finansmanı için yeşil tahviller ihraç edebilmeli, ihraç koşulları daha esnek olmalı.
-Bankalar özel kredi programları geliştirmeli. Bu kredilerin tutarı kadar Merkez Bankası’ndaki karşılıklar azaltılarak bankalar özendirilmeli.
-Merkez Bankası, Türk Lirası yeşil kredilere re-finansman olanağı sağlamalı.
-Sürdürülebilirlik ile uyum yatırımlarının finansmanını sağlayacak yatırım kredileri 7 yıl, işletme kredileri ise 3 yıl vadeli olmalı.
-Karbon piyasası kurulmalı. Karbon ticaretinde taraflar için KDV ve kurumlar vergisi istisnası sağlanmalı.
Mevcut bölgesel teşvikler sisteminde 6 ayrı bölge bulunuyor. Sürdürülebilirlik ve uyum amacı ile yapılacak yeşil yatırımlar için 6. bölge teşvikleri uygulanması da talepler arasında.
İÇECEKTE YABANCI MARKALARLA REKABET İÇİN DESTEK TALEBİ
Raporda içecek sektörüyle ilgili detaylar da dikkatimi çekti.
ÖTV’ye tabi içecek kategorilerinin %43’üne tekabül eden kola kategorisindeki yerli ve milli firmaların oranı %5…
Yerli ve milli markaların hakim olduğu 800 milyon litrelik meyve suyu pazarı (limonata, meyve nektarı, meyveli içecek), yabancı markaların hakimiyetindeki 3 milyar litrelik gazlı içecek pazarı (kola, portakallı gazoz, sade gazoz) karşısında kan kaybediyor.
Bu kapsamda içinde meyve suyu bulunan gazsız içecek kategorilerinin ÖTV’den muaf tutulması isteniyor.
“Toplam ÖTV bedelinin % 15 ila % 18’i olmakla birlikte yerli ve milli markaların uluslararası rekabet gücünü artıracak ve sektöre meyve üreten Türk çiftçisinin önünü açacaktır” vurgusu yapılıyor.
İçinde meyve suyu bulunan gazsız içecek kategorilerinin ÖTV’den muaf edilmesi talebi uygun bulunmaz ise 2018 yılında kola hariç tüm sektöre yapılan %10 ÖTV uygulamasının, haksız rekabetin ortadan kaldırılması adına kola kategorisine de ilave edilmesi talep ediliyor.
Diğer bazı istekler ise şu şekilde:
–Tekstil ve mobilya başta olmak üzere satışta %8 – ham maddede %18 KDV oranı farkının %8’e eşitlenmesi.
–Bilişim sektöründeki tüm hizmet ve ithal edilen ürünlerin satışında %18 olan KDV oranının %8’e düşürülmesi.
-Eğitim-öğretim hizmetlerinden alınan KDV oranının yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesinin yeniden hayata geçirilerek, eğitim sektöründe KDV oranının kalıcı şekilde yüzde 1 olması.
-Pandemiden yoğun etkilenen turizm sektöründe seyahat acentelerinin turizm sezonuna hazır olabilmeleri amacıyla, 50 bin lira ile 1 milyon lira arasında, 1 yıl faizsiz, 1 yıl ödemesiz 3 yıl vadeli kredinin seyahat acentelerine tahsis edilecek şekilde hayata geçirilmesi.
Oldukça detaylı rapor sadece yukarıdakilerle sınırlı değil elbette.
Sektörleri rahatlatarak Türkiye ekonomisinin nefes almasını sağlayacak çok sayıda başka öneri de var.
Enflasyon ile mücadelede iş dünyasından destek talep eden Bakan Nebati’nin öncelikle sektörlere can suyu olacak adımların ivedilikle atılması noktasında sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.