Yaman Kaya
Yaman Kaya
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa’yla ilgili çarpıcı rapor: Kent içinde 8 bin tane tespit edildi!

Köşe Yazısını Dinle

2019 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda ‘Kent içinde kalan sanayi alanları dönüştürülürken yeni ve yenilikçi üretim işlevlerinin korunarak geliştirilmesi için model oluşturulacaktır’ tedbiri yer almıştı.

Bu perspektif doğrultusunda Türkiye genelinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen ‘Kent İçi Sanayi Alanları Dönüşümü Model Çalışması’ yapıldı.

Söz konusu çalışma kalkınma ajansları vasıtasıyla hayata geçirildi.

Örnek vermek gerekirse projeyi Kocaeli, Sakarya, Bolu, Düzce, Yalova’da Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) üstlendi.

Çok sayıda plansız sanayi kuruluşuna ev sahipliği yapan Bursa’yı da kapsayan bölgede ise model çalışmayı Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) gerçekleştirdi.

Belediyeler, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği yetkilileriyle bir araya gelindi.

‘Kent İçi Sanayi Alanları Dönüşümü Model Çalışması’ Bursa İli İstişare ve Bilgilendirme Toplantısı da düzenlendi.

BEBKA Genel Sekreteri Doç. Dr. M. Zeki Durak, yaptığımız görüşmede, “Bölge için çok önemli bir çalışma. Verileri toplamayı sürdürüyoruz. Yıl sonunda bölgesel raporu duyuracağız. Hangi sektörlerde faaliyet gösteriyor kent içindeki plansız işletmeler hepsini ortaya koyacağız” dedi.

Durak detay vermese de farklı kaynaklardan tamamı kamuoyuna açıklanmayan raporla ilgili bazı çarpıcı bilgiler edindim.

BEBKA’nın raporunda Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) dışında Bursa’da faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin düzensiz sanayi kuruluşu tespit edildi.

Korkunç bir sayı bu.

Bursa’da OSB’lerin dışında tam 8 bin işletme sanayi faaliyeti yürütüyor.

Üstelik bazılarında çok ciddi üretim yapılıyor.

Ağırlıklı olarak tekstil iş kolunda faaliyet gösteriliyor.

Peki, bu düzensiz fabrikaların atıkları sizce nereye gidiyor?

Suyu nasıl boşaltıyorlar, havaya hangi gazları salıyorlar?

Aslında BTSO uzun süredir kent içindeki plansız sanayi alanlarının taşınmasını gündeme getiriyor.

Zaten düşünüldüğünde şehrin kronik hâle gelen trafik başta olmak üzere çok sayıda sorununun başka çözüm yolu da bulunmuyor.

Plansız sanayi alanlarını kent dışına çıkarmazsanız ne hava kirliliğini önleyebilirsiniz ne de ulaşım problemini çözebilirsiniz.

Üstelik sürekli göz ardı edilen Bursa’nın depremselliği de ortada…

Hep konutları konuşuyoruz ancak bu düzensiz üretim tesislerinin barındırdığı riskleri nedense göz ardı ediyoruz.

Depremin yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği önlemleri acaba ne durumda?

Olası bir kazada ya da doğal afette Bursa ciddi risk altında.

Mevcut konjonktürde siyasi irade sadece seçimi düşünüyor.

Kimse sorumluluk almak istemiyor.

Göstermelik suni tedbirlerle koca şehrin geçmişi senelere dayanan sorunlarının çözülebileceği sanılıyor.

Ya da bilerek öyle davranılıyor.

Düzensiz sanayinin şehir dışına çıkarılması gündeme geldiğinde OSB’leri taşımak dünyada mümkün değil ki deniliyor.

Oysaki kimse OSB’leri götürün demiyor.

Altı kalınca çizilerek plansız sanayiyi taşıyalım talebi net şekilde ifade ediliyor.

Büyümek isteyen fabrikalara da doğru mekânsal düzenlemeler ile alan yaratın vurgusu bıkmadan usanmadan tekrar edilse de vizyon eksikliği nedeniyle plansız bırakılan Bursa, ekonomide lokomotif kent olma özelliğini de böyle giderse çok yakında yitirecek gibi gözüküyor.

TOGG SADECE TOGG DEĞİLDİR

Fiyatı ne kadar olacak?

Pazarda kendine yer bulacak mı?

Üretildiği şehri dışlaması nasıl bir akıl tutulması?

Bunların hepsiyle ilgili günlerce tartışabiliriz.

Çoğunda haklı olduğumuz eleştiriler getirebiliriz.

Öte yandan Türkiye’nin yerli otomobilini sadece bir araba üretimi mantığı ile değerlendirmemeliyiz.

TOGG ile tetiklenen girişimlerin ülkenin geleceği için hayati olduğunu da ifade etmeliyiz.

Örneğin bilişim vadilerinde otonom teknolojilerle ilgili projeler üreten gençlerin Tesla’ya ulaşmaları pek mümkün değildi.

Şimdiyse hepsi TOGG tarafından sahiplenildi.

Bu bir vizyon meselesi.

Ülkelerin stratejik yatırımları popülist siyasete kurban edilmemeli.

TOGG, büyük olasılıkla ilk 10 yıl belki 20 sene zarar edecek.

Ancak süreç doğru yönetilirse tetiklediği girişimlerle Türkiye yeni nesil teknolojilerde çok farklı bir noktaya gelecek.

YEPYENİ BİNALAR DÖKÜLÜRKEN AKIL ALMAZ DEĞİŞİKLİK

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı şantiye şefleri hakkındaki yönetmelikte değişiklik yapmak istiyor.

Kısaca ifade etmek gerekirse bakanlık tarafından hazırlanan taslakta güvenli yapılaşmanın en önemli şartlarından şantiye şefliği görevi sadece resmî prosedürleri tamamlamak amacıyla kâğıt üstünde kalan bir hâle dönüştürülüyor.

Deprem hasarlarının büyük kısmı inşaat hatalarından kaynaklı değilmiş gibi hareket ediliyor.

Şantiye şefliğindeki sorunların iş kazalarını artırdığı görmezden geliniyor.

Yahu hepsini geçtik, yeni yapılan milyonluk sözde lüks konutlar Bursa’nın en göz önündeki ilçesi Nilüfer’de dahi patır patır dökülüyor.

Siteler kusur kaynıyor.

Hatalı imalatlar vatandaşı yüz binlerce liralık zarara uğratıyor.

Bakanlık ise şantiye şefliğinin önemini artıracağına âdeta müteahhitlerin ekmeğine biraz daha yağ sürme gayesiyle hareket ediyor.

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ülkü Mercan Küçükkayalar’ın ‘Her Şantiyeye 1 Şef’ talebiyle yürüttüğü çalışmayı destekliyor, taslaktaki yanlıştan geri dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bilimden uzak yaklaşımlardaki ısrarı ise kavramakta açıkçası güçlük çekiyoruz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X