Enerji krizi yenilenebilir yatırımların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Doğal gaz arzında İran kaynaklı yaşanan sıkıntı ülke ekonomisinde büyük zarara sebebiyet verdi.
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) şalter indirdi.
İhracatı odak noktasına alan yeni ekonomi modeli dışa bağımlılığın bedelini milyarlarca dolarlık kayıpla ödedi.
Sıklıkla belirttiğimiz gibi enerji Türkiye’nin bir milli güvenlik meselesi.
Dışa bağımlılık ülkenin politika üretme sahasını daraltıyor.
Gaz arzını sağlayanların perspektifinde hareket etme zorunluluğu doğabiliyor.
Enerji sektörünün karbondan arındırılması, çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, üretimde inovasyonun teşvik edilmesi, kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesini hedefleyen Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunun ise ayrıca üzerinde durmak gerekiyor.
Zira sorumluluklar yerine getirilmediği takdirde sanayicinin ihracat yapamama riski bulunuyor.
Türkiye’nin cari açığı kapatarak büyümeyi hedefleyen ekonomi modelinin başarıya ulaşabilmesi noktasında yenilenebilir enerji yatırımlarının önemi daha da artıyor.
OSB’lerin bir kez daha elektriksiz kalmaması için tedbir alınması, yeni oluşturulacak alanlarda ise yenilenebilir yatırımların ön plana çıkarılması gerekiyor.
Türkiye’nin yüksek teknolojili ilk organize sanayi bölgesi olarak planlanan Bursa’daki TEKNOSAB’ın elektrik ihtiyacının yıllık 2,5 milyar kWh civarında olacağı tahmin ediliyor.
Söz konusu ihtiyacın önemli bir kısmının, rüzgar ve güneş başta olmak üzere çeşitli yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak yeşil enerjiden karşılanması hedefleniyor.
Ayrıca TEKNOSAB sınırları içinde faaliyet gösterecek işletmelere elektriği cari fiyatlarından en az %10-15 daha ucuza kullandırmak amaçlanıyor.
Coğrafi konum itibarıyla TEKNOSAB, Türkiye’nin yatırım yapılabilir verimli ve kaliteli rüzgar potansiyelinin olduğu koridorlardan birisi üzerinde bulunuyor.
Yapılan ön araştırmalar, bölgenin kuzey tarafında, Karacabey Boğazı ile Mudanya arasındaki bölgede 7 m/sn civarında önemli bir rüzgar enerji kapasitesinin varlığını ortaya koyuyor.
TEKNOSAB’da şu an için aktif ölçüm yapılan 2 adet rüzgar ölçüm istasyonu yer alıyor:
Bunlar:
1- Taşpınar Rüzgar Ölçüm istasyonu
2- Hançerli Rüzgar Ölçüm istasyonu
TEKNOSAB’ın enerji ihtiyacının 350 Mw’lık kısmının rüzgar enerji santralinden karşılanması planlanıyor.
Güneş Enerji Santrali’ne (GES) gelirsek…
TEKNOSAB’da yapılacak fabrika çatılarında iletim kapasitesine göre GES santrali kurma zorunluluğu var.
Yapılacak binaların çatı alanının yaklaşık 5.000.000 m² güneş enerjisi paneli uygulama alanı ortaya çıkaracağı hesaplanıyor.
Bu alandan üretilebilecek enerji miktarı ise yaklaşık yıllık 650 milyon kWh olacak.
Bölgede 1 adet Güneş Ölçüm İstasyonu da mevcut.
Özetlemek gerekirse çevreye zarar vermeden kendi enerjisini üretecek Bursa’daki akıllı fabrika binaları Türkiye için örnek teşkil ederek yeni bir sanayi devrimine geçişte kilit rol oynayabilir.
Ülkenin dışa bağımlılığının azaltılması yolunda Bursa önemli bir misyonu yerine getirebilir.
Zaten TEKNOSAB’ın vizyonu da teknolojik ve güvenilir altyapısı ile yüksek ekonomik potansiyeli olan sektörlerin verimliliğini artırmak.
İhracatta yüksek teknolojinin payını güçlendirmek, geleceği şekillendiren, özgün, yenilikçi yaklaşımı ile katma değerli projeler üretmek ve böylelikle ölçek ekonomisinin getirdiği avantajları da kullanarak Türkiye’deki dönüşüme model olmak.
Bazı fabrikaların üretime başladığı TEKNOSAB özelinde ilk etapta 80 bin kişilik istihdam sağlanması bekleniyor.
2035’e kadar da tam 150 bin kişilik istihdam hedefleniyor.
Yüksek katma değerli üretim modeliyle kilogramda 8 dolarlık bir Bursa ihracatı hedefi var. (Şu anda 4 dolar…)
Totalde 25 milyar dolarlık yatırım ile hayata geçirilecek TEKNOSAB, Bursa’nın ihracatını 40 milyar dolara yükseltecek.
Hedefler büyük.
Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa’nın sanayiyi öncelemekten vazgeçmemesi gerekli.
Elbette ki şehrin turizm potansiyeli de değerlendirilmeli.
Tarım kuvvetlendirilmeli, çiftçi ülke genelinde desteklenmeli.
Öte yandan kentin üretimde alacağı daha çok olduğu unutulmamalı.
Şehrin sanayiye doyduğu algısı planlama yanlışlığından kaynaklı.
Veriler de bu yönde.
Konuyla ilgili detayları yarın aktaracağız…