Erdoğan, Seymen, Turan, Soğuksu, Yağmurlu…
Kestel ilçesine bağlı 5 mahallede bugünlerde gerginlik yaşanıyor.
Zira bölgede projelendirilen çöp tesisi ve mezarlık büyütme işi için yaklaşık 230 dönümlük meşe ormanındaki ağaçların kesilmek istenmesine köylüler karşı çıkıyor.
İlk olarak geçtiğimiz yıl gündeme gelen Katı Atık Tesisi projesinin iptali istemiyle vatandaşlar tarafından açılan dava sürüyor.
Bursa 3. İdare Mahkemesi’ndeki yargı süreci devam ederken dün bölgeye TOMA’lar eşliğinde jandarma ekipleri sevk edildi.
Daha önce işaretlenen ağaçlar kesilmek istendi.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin karşı çıkışının ardından mahalleliye ‘uzlaşın’ tavsiyesi verildi.
1 hafta sonra kesim için yeniden gelineceği söylendi.
Geçtiğimiz pazar günü çevre örgütü DOĞADER bölgedeki vatandaşlarla birlikte eylemdeydi.
“Hem mezarlığı büyütmek hem de çöplük tesisi yapmak istiyorlar. Mahkeme süreci bitmemişken burada tek ağacın bir yaprağını bile kesmelerine müsaade etmeyeceğiz.”
Bu sözler DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir’e ait.
Demir, yaptığımız görüşmede, çöp tesisinin 17 dönümlük ormanlık alanda planlandığını belirtti.
Şöyle devam etti:
“Otobana yakın olduğu için bu bölge bir süredir tehdit altında. Cezaevi gündeme geldi, hurdacılar gelmek istedi… Buradaki insanlar ise tarım ve hayvancılıkla yaşamlarını sürdürmek istiyorlar.”
Açıkçası Bursa’da bazı projelerin mahkeme süreci tamamlanmadan hayata geçirilme ısrarını biz de doğru bulmuyoruz.
Şimdi ağaçlar kesildikten sonra mahkeme projeyi iptal ederse ne olacak?
Ağaçlar yok yere kesilmiş olmayacak mı?
Erdoğan Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Bülent İmren’le de görüştüm dün.
İmren, “Şu an için kesimi 1 hafta ertelettik. Köyde müthiş bir tepki oldu. 1 hafta boyunca siyasilerle görüşün, elinizden geleni yapın, sonra tekrar kesmeye geleceğiz dediler. Kadınlarımız, çocuklarımızla mahkeme süreci bitene kadar tek bir ağacı bile kestirmemekte kararlıyız” dedi ve ekledi:
“Mezarlığın genişletilmesine belki müsaade edilebilir ancak katı atık aktarma tesisini asla istemiyoruz. Yıldırım, Kestel, Gürsu’nun pisliği bize gelecek. Atıklar derelere karışacak. Elimizde bilirkişi raporu var. Projenin uygun olmadığı bilirkişi raporunda da belirtiliyor. 200-250 yıllık meşeler var burada. Hayvanların geçiş noktasındayız.”
Tarım ve hayvancılığın önemini hâlâ idrak edemedik mi?
Maliyet hesabıyla tarım ve hayvancılık yok edilmemeli.
Mahkemenin vereceği karar beklenmeli.
CHP’den Bursa’da önemli buluşma
İklim değişikliği ve enerji krizi dünyanın gelecekteki en büyük tehdidi.
Dışa bağımlılığımızı, son dönemde artan afetlerden sonra yaşanan manzaraları hesaba katarsak Türkiye’de her iki konu özelinde seferberlik ruhuyla hareket edilmeli.
Bunun için toplumda farkındalık yaratılması önemli.
Siyasetin konuya odaklanması gerekli.
Ulusal ölçekte sürdürülen politikaların yanı sıra yerelde atılacak adımlar da hayli kıymetli.
Nilüfer Belediyesi, bu nedenle 2022’yi ‘İklim Yılı’ ilan etmişti.
CHP de İzmir ve Eskişehir’den sonra 3. buluşmayı Nilüfer’de yapmaya karar verdi.
Bugün Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde çok önemli bir zirve gerçekleştirilecek.
Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı 3. Belediyeler Buluşması’na CHP’nin Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Ali Öztunç, Ahmet Akın ve Lale Karabıyık; ev sahibi Nilüfer, Bodrum, Kadıköy, Karşıyaka, Seyhan, Şişli, Tepebaşı Belediye Başkanları ve milletvekilleri katılacak.
Toplantıda iklim krizinin sağlığa, gıda ve tarıma etkileri ele alınacak.
Belediye başkanları oturumunda ise yerelde atılan, atılması planlanan adımlar masaya yatırılacak.
4 genel başkan yardımcısı ve 7 belediye başkanının katılımıyla düzenlenecek toplantı CHP’nin iklim değişikliği ve enerji konularına verdiği önemin net göstergesi.
Organizasyonun ev sahibi Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in konuşmasıyla başlayacak buluşmayı biz de takip edeceğiz.
İzlenimlerimize yarın bu köşede yer vereceğiz.
Üç harfli marketler incelenmeli
Mağaza ve Market İşçileri Sendikası’nın çarpıcı iddiasıyla bitirelim bugünkü yazıyı…
Tekne satmasıyla da meşhur üç harfli marketin son kullanma tarihi geçen sütleri işçilere aldırdığı ve yine son kullanma tarihi geçen tavuk ürünlerinin üzerlerindeki etiketlerin silinerek şoklanıp tekrar satışa çıkarıldığına dair görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Gelen görüntülerde bir değil üç skandal var. Birincisi; bozuk sütler bölge sorumlusu tarafından kasadan geçirtiliyor. Bu ürünler ‘çöpe gidiyor’ ama parasını A101 işçileri ödüyor. İkincisi; bozuk, patlamış, satılamayacak ürünler fire olarak yazdırılmadan çöpe attırılıyor. Envanter sayımında çıkan bu açıkları A101 işçileri ödüyor. Üçüncüsü; bozuk tavukların son kullanma tarihi siliniyor. Şoklanarak satışa sunuluyor.”
İddialar son derece vahim.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iddiaları etraflıca araştırması gerekiyor.
Ekonomi bu hâldeyken ne emeğin daha fazla sömürülmesine ne de tavuğa bile zar zor ulaşan halkın sağlığı ile oynanmasına asla izin verilmemeli.