Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), anlaşmalı özel hastanelere ‘kısmi branşlar’da değil ‘bütün branşlar’da hasta kabul etme zorunluluğu getirdi.
2022 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi’nin ‘8.9. SHS’nin (Sağlık Hizmeti Sunucusu) hizmet vereceği branşlar/sağlık hizmetleri’ maddesinde şöyle denildi:
“SHS’den, diş hekimliği ve Kurum tarafından bedeli ödenmeyen sağlık hizmetleri hariç olmak üzere, faaliyet izin belgelerinde bulunan tüm branşlarda hizmet alınır.”
Haziran ayında hastanelerin sözleşmeleri yenilenecek.
Yeni düzenleme ile özel hastaneler ya tüm branşlarda SGK ile anlaşmalı olacak ya da SGK anlaşması yapmayarak tamamen özel şekilde hizmet verecek.
Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) tarifesi düşük olan branşlarda özel hastaneler SGK ile anlaşma yapmamayı tercih ediyordu.
Zira hastadan fark alma sınırı tarifenin yüzde 200’ünü kanunen geçemiyor.
Bu orandan fazla ücret talep edilmesi ise SGK’ya şikayet edildiğinde özel hastaneler yaptırımlara tabi tutuluyor.
Bir lira dahi kaybetmeye tahammül edemeyen özel hastanelerin canı sıkılıyor!
SUT’ta düşük gelir elde edilen branşlara zaten yatırım da yapılmıyor.
Açıkçası bazı tahlillere devlet tarafından ödenen ücretler günümüz şartlarının çok gerisinde kaldı.
Devletin ödediği bedeller ile bazı branşlarda özel hastanelerin zarar etmemesi mümkün değil.
Ancak SGK anlaşması olmadan sadece özel şekilde ayakta kalma şansları da yok.
Bursa’da da Türkiye’de de çok az sayıda hastane sadece özel olarak hizmet verebiliyor.
Ayrıca SGK anlaşmasını alenen çiğneyen bazı özel hastaneler para basıyor.
Yasa dışı olarak talep edilen fark ücretleri ile vatandaş deyim yerindeyse soyuluyor.
Aslında olan şu:
Evet, doğru bazı branşlarda SUT tarifesi düşük kaldı.
Buna karşın diğer branşlarda adeta vurgun yapan bazı özel hastanelere devlet dur deme kararı aldı!
Bursa’da önemli bir sağlık grubunun genel koordinatörü, sohbetimiz sırasında SGK’nın yeni düzenlemesini “Devlet tedbir almak zorundaydı” sözleriyle yorumladı.
Söyledikleri tüyler ürpertici olduğu kadar çarpıcıydı:
“Devlet kansere bak paranı vereceğim diyor. Kalp, damara iyi para veriyor. Asla fark alınmaması lazım. Ancak fark alıyorlar. Zenginden 50 bin lira fark alınıyor. İnanılmaz ama gerçekten araçlara bakıyorlar. Lüks araba ile gelenden kanser tedavisinden, kemoterapi, radyoterapiden asla alınmaması gerekirken aşırı fark alınıyor.”
Sektör yetkilisi şöyle devam etti:
“Normalde devletin bu hastaneleri kapatması lazım ama kapatılmıyor. Kimseye soruşturma izni bile verilmiyor! Kanser ameliyatından bile para alan bu hastanelerde iş çığırından çıkınca devlet kısmi de olsa tedbir almak zorunda kaldı açıkçası. Ankara’da da sistemde güç savaşları var. Özellikle büyük sağlık kuruluşları istismar ettiler SGK düzenlemesini. Zıvanadan çıktılar. Siz arabaya göre fark almaya başlarsanız devlet de tedbir almak zorunda kalır. Büyük hastanelerin fütursuzluklarının bedelini küçük hastaneler de ödeyecek.”
Şöyle bir düşündüm…
Örneğin Kalp ve Damar Cerrahisi’nde stentten fark ücreti almayan özel hastaneye hiç rastlamadım!
Diğer branşlarda yüzde 200’den az fark ücreti talep edeni de pek görmedim, duymadım…
SGK sözleşmesinde maddeler halinde sıralanan aşağıdaki sağlık hizmetlerinden asla ilave ücret alınmaması gerektiğinin altını çizelim:
- Acil Haller Nedeniyle Sunulan Sağlık Hizmetleri (Yeşil Alan Muayenesi Hariç),
- Yoğun Bakım Hizmetleri,
- Yanık Tedavisi Hizmetleri,
- Kanser Tedavisi (Radyoterapi, Kemoterapi, Radyo İzotop Tedavileri),
- Yenidoğana Verilen Sağlık Hizmetleri,
- Organ, Doku ve Kök Hücre Nakillerine İlişkin Sağlık Hizmetleri,
- Doğumsal Anomaliler İçin Yapılan Cerrahi İşlemlere Yönelik Sağlık Hizmetleri,
- Hemodiyaliz Tedavileri,
- Kardiyovasküler Cerrahi İşlemler (İstisnai Sağlık Hizmetlerinde Belirtilen İşlemler Hariç),
- İşitsel İmplant İşlemleri
Bu hizmetlerin hiçbirinden ilave ücret alınmaması gerektiği net şekilde belirtilmiş.
Hatta 75×50 cm ebadında bir tabela ile bunun vatandaşa duyurulması istenmiş.
Yaptırım uygulamadıktan sonra kuralların anlamını yitirdiğini anlasak her şey çok daha güzel olacak…
DENİZİ GÖRDÜĞÜNDE 100 LİRAN KAYBOLACAK, SAKIN ŞAŞIRMA!
Kışın kapitalizmi iliklerinize kadar hissedersiniz Uludağ’da.
Çünkü zirvede sistem buna göre kurgulanmış durumda.
İşletmeciler senelerdir parası olmayan gelmesin modunda.
Peki, tatilciler tarafından beyaz cennet olarak adlandırılan Uludağ’da her hizmetin fahiş fiyata sunulması kimin umurunda?
Bursa’da; kayak yapmak şöyle dursun zirvede bir çay, kahve bile içmemiş sayısız insanın bulunmasından önce şehri yönetenlerin rahatsızlık duyması gerekir aslında.
Kışın Uludağ’ın tadını nasıl Bursa’nın ve İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerin zenginleri çıkarıyorsa benzer durum kentin sahil kesimleri için de geçerli artık.
İşiniz var, çalışıyorsunuz.
Yorucu bir haftayı geride bıraktınız varsayalım…
Şehir merkezinden şöyle Mudanya ya da Gemlik’e aracımızla gidelim derseniz sadece denizi görüp geri dönmenin bedeli benzine gelen fahiş zamların ardından 100 lirayı geçti!
Üstüne yemek yiyip, bir şeyler içmek isterseniz artık ne kadar ödersiniz tecrübe etmek istemezsiniz…
Eskiden güzel havalarda pazar günleri uzun kuyrukların oluştuğu Mudanya girişinde artık o eski kalabalığa rastlanmamasının sebebi de bu.
Şehir içindeki yeşil alanların sayısını artırmak gerekiyor.
Hüdavendigar Kent Parkı son günlerde dolup taşıyor.
Belediyelerin sosyal tesisleri ise maliyetine satış yapmalı düşüncesindeyiz.
Sosyal tesislerin sosyal yönünün en fazla hissedilmesi gereken dönemlerdeyiz.
Zarar edecekseniz buralarda edin.
Yeter ki yurttaşa az da olsa nefes alma imkanı verin…