İçinden çıkılmaz hale gelmişti.
Verilen sözler tutulmadığı için pek çözülecek gibi de değildi.
Bu çerçevede bakarsanız akaryakıt zamları bir anlamda Bursa trafiğini geçici olarak rahatlatma misyonu da üstlendi!
Yine belli saatlerde ciddi tıkanıklıklar yaşanıyor gerçi.
Ancak muhakkak ki derinden hissedilen ekonomik kriz sosyal anlamda bir geri çekilmeyi beraberinde getirdi.
Haliyle trafikte eskiye nazaran kısmi de olsa bir rahatlama meydana geldi.
Akaryakıttaki büyük zamların ardından otomobil kullanımında azalma gözleniyor.
Ayrıca ikinci el ve sıfır araba fiyatları cep yakıyor.
Otomobili olan ya da yeni almak isteyen vatandaş da ulaşım için artık farklı alternatiflere yöneliyor.
Kışın çetin döneminin geride kalmasının etkisiyle motosiklet kullanımına ilgi artıyor.
Bursa’da elektrikli ve benzinli motosiklet satışı yapan bir bayinin yetkilisi ekonomik gelişmeleri değerlendirdiğimiz sohbetimiz sırasında son 1 ayda satışlarda kayda değer oranda artış gözlendiğini ifade etti.
Pandemide normal bisiklet kullanımı da çok artmış.
Hatta satış rekorları kırılmış…
Son ekonomik gelişmelerse elektrikli ve benzinli motosiklete talebi yükseltmiş.
Sadece ilk kez taşıt alacaklar değil, otomobili olanlar da artık araçlarını kullanmamaya, yerine elektrikli bisiklet ya da düşük hacimli motosiklet tercih etmeye başlamış.
İlkbaharla birlikte satışların daha da artması bekleniyor.
Elektrikli motosikletlerin fiyat aralığı ortalama 12-20 bin lira arasında değişiyor.
Ehliyet ve vergi açısından avantajları mevcut.
50 cc motorlu bisikletler de B sınıfı ehliyetle kullanılabiliyorlar.
Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden muaflar.
Tescil işleminde Trafik Sigortası’nın zorunlu olmaması gibi avantajlarla satışa sunuluyorlar.
Düşük hacimli olduklarından az yakıt tüketiyorlar.
Yaklaşık iki litre benzinle 100 kilometre yol gidebiliyorlar.
Sürat beklentisi olmayan, bilhassa ev ve iş yeri yakın olanlar tarafından tercih ediliyorlar.
Fiyatlarına gelirsek yetkili, 25-50 bin lira arasında değiştiğini söyledi.
Tabii ki bazı üst modellerin fiyatı 60 bin liraya yaklaşıyor.
Tercih aşamasında yaşanılan yerin özellikleri de ön plana çıkıyor.
Az yokuşlu yerlerde elektrikli bisikletler daha çok ilgi görürken rampalı mahallelerde yaşayanların tercihi motosikletten yana oluyor.
1200-1500 watt arası motor gücüne sahip bir elektrikli bisiklet yaklaşık 40 ile 50 km arası yol yapabiliyor.
Pili 3 saatlik şarjla tam olarak doluyor.
Elektrikli ve 50 cc motorlu bisikletlerin yakıt sarfiyatı modele ve kullanıma göre değişkenlik gösterse de otomobillere kıyas götürmeyecek ölçüde avantajlı.
ZİNCİR MARKETLERİ BOYKOT ÇAĞRISI NEDEN KARŞILIK BULMADI?
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, vatandaşları KDV indirimi uygulamaları nedeniyle zincir marketleri boykot etmeye çağırdı.
Özgenç, “Tüketicilerimizi 20 Şubat-20 Mart tarihleri arasında zincir marketler yerine mahalleli dostu olan bakkal, manav ve kasaplardan alışveriş yapmaya davet ediyoruz” dedi ve ekledi:
“Bazı zincir marketler art arda KDV indirimi yaptıklarını açıklasa da raflarda gerçeklerin öyle olmadığı çok kısa bir sürede anlaşıldı. Bazı marketlerin fiyatları önce artırıp sonra cüzi bir miktar indirim yaptığı fark edildi. Hükümet KDV oranından yüzde 7 indirim yaptığı gibi bir o kadar da özel sektörden indirim bekledi. Ama ‘etiket kardeşliği’ yapan bazı zincir marketler fiyat indirmeye yanaşmıyor ve sahte indirimler ile bir nevi halk aldatılıyor.”
KOBİDER’den gelen tepki bu şekildeydi.
Açıklamanın belli kısımlarının haklılık payı yok değil.
Bazı zincir marketler gerçekten de salt kar odaklı yaklaşımlara sahip.
Ancak genelleme yapmak yanlış…
Ayrıca KOBİDER yetkililerinin sosyal medyada bu çağrının neden karşılık bulmadığı hususunda biraz düşünmeleri ve kendilerini gözden geçirmeleri gerektiği de açık.
Zira vatandaşlar kriz ortamından önce dahi örneğin sigaraya zam geleceği zaman ürünleri raflardan kaldıran, kredi kartı ile alışveriş yapılmak istendiğinde yüz çeviren, fiş vermeyen, üstelik gıda maddelerini zincir marketlerden çok daha pahalıya satan küçük esnafa öfkeli.
Çoğu tüketicinin; KOBİDER’in açıklamasına karşılık pandemide zincir marketler olmasaydı, bakkalların insafına kalsaydık yanmıştık bağlamındaki yorumları dikkat çekici.
Enflasyonun sebebi belli…
Hedef şaşırtılmaya çalışılsa da sosyal medyadaki yorumlar yurttaşın gerçeğin farkında olduğunu net şekilde gösteriyor.
Zincir marketlerin günah keçisi ilan edilmesi numarası artık tutmuyor.
Enerji ve akaryakıttaki fahiş zamlar geri alınmadan kendi inisiyatiflerini kullanarak yüzde 7’lik indirim yapmalarını beklemek hayatın gerçekleriyle uyuşmuyor.
Şüphesiz ki küçük esnaf ayakta kalmalı.
Bunun için devlet destekleme sağlamalı.
Her şeyden önceyse gerçek anlamda mahalleli dostu olunmalı.
Vatandaşın eleştirilerine kulak tıkanmamalı.
Kamuoyunda küçük esnafa yönelik oluşan olumsuz algının sebepleri araştırılmalı.
Yapılan hatalar ortadan kaldırılarak, halk nezdinde yeniden güven ortamı oluşturulmalı.
Öte yandan zincir marketlerin yarattığı istihdam, ödedikleri vergi, vatandaşın ürüne ulaşma perspektifinde üstlendikleri misyon da unutulmamalı.
Çatışma içeren söylemlerden uzak durulmalı.
Çözüm yolunun bu olmadığı anlaşılmalı.