Flipboard
Bazı ilçe belediyelerinin aldığı bir emsal artışı kararının detaylarını anlatacağım bugün size.
Foseptik atığı dışında duştan, küvetten, lavabolardan toplanan evsel atık su gri su olarak adlandırılıyor.
Gri su kullanımının; kullanım suyu olarak yüksek kaliteli içme suyunu kullanmak yerine, içme suyu kalitesinde olmayan arıtılmış gri su kullanarak içme suyu kullanım miktarını azaltma gibi önemli faydaları bulunuyor.
Yeni yapılan inşaatlarda gri su sistemi kuracağını taahhüt eden müteahhitlere bazı yerlerde yüzde 10 oranında emsal artışı veriliyor.
Örneğin 1.000 metrekarede yüzde 10 emsalle 1.100 metrekare kazanılıyor.
Bu tek binada bir adet 3+1 daireye tekabül ediyor.
Yeni evlerin Nilüfer gibi gözde ilçelerde ne kadara satıldığı herkes tarafından biliniyor.
Büyük projelerde gri su emsali ile bu bir daire kazanımı onlarca eve kadar çıkabiliyor.
Yani rant korkunç düzeyde artıyor.
Peki, bu emsali alan müteahhitlerin kaçı gri su yükümlülüğünü yerine getiriyor?
Son yapılan projelerin hiçbirinde emsal karşılığı uygulanması zorunlu olan gri su yükümlülüğüne uyulmadığı söyleniyor.
Aslında sürdürülebilirlik doğrultusunda nasıl ki inşaatlarda belli oranda peyzaj uygulaması yapılması zorunluluğu varsa gri su uygulamaları da mecburi olması gerekirken teşvik kapsamına alınıyor.
Hadi bu bir noktaya kadar kabul edilebilir desek de yükümlülükler yerine getirilmiyor!
Rant sevdalıları beton vurgununa doymuyor.
Yetkililer kent suçlarını sadece seyrediyor.
Son olarak bazı ilçe belediyelerinin de çatıya güneş enerjisi sistemi kurma karşılığında emsal artışına izin verdiğini hatırlatalım.
Peki, güneş enerjisinden emsal alanlar çatılarına panel uygulaması yaptırmışlar mı dersiniz hemen yanıtlayalım:
Tabii ki hayır…
Emsalle elde ettikleri kârın çok azını harcayarak bu yatırımları yapabilecekken sorumluluklarını yerine getirmiyorlar.
Gerçi neden getirsinler ki!
Siz emsali bol keseden dağıtıp denetleme görevinizi yapmazsanız, bir kentin yapılaşmasını sadece müteahhitlerin insafına bırakırsanız onlar da sadece cebini düşünür.
Gri su, güneş enerjisi falan belediyeler için hikâye hepsi…
Dert sürdürülebilirlik değil ki!
Amaç emsal artışına kılıf bulmak sanki…
0.50 emsal artışı ile Türkiye tarihinde görülmemiş büyük inşaat vurgunlarına imza atılan Bursa’da gri su emsali, rant müptelalarını kesse bari!
BTSO’DA SEÇİM HAREKETLİLİĞİ
Ülke her ne kadar siyasete kilitlenmiş olsa da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı oda ve borsalarda da seçim hareketliliği başladı.
Dün, İstanbul Ticaret Odası’nda seçimlerin kasım ayında yapılacağı haberleri kamuoyuna yansıdı.
TOBB’a bağlı oda ve borsalardaki seçim takvimi genel seçimlerin ne zaman yapılacağını belirlemesi bakımından da önemli.
Odaların, TOBB Kanunu’na göre her dört yılda bir seçimlerini yenilemesi gerekiyor.
Karar alındıktan sonra minimum 45, maksimum 90 gün sonra odaların seçime gitmesi şart.
Normal takvim işlerse ekim ya da kasım ayında oda seçimleri yapılmalı.
Eğer ekim ya da kasımda oda seçimleri yapılmazsa bu Türkiye’nin erken genel seçime gideceği anlamını taşıyacak.
Kanuna göre oda seçimleri genel seçimden 6 ay önce ya da sonra yapılmak zorunda.
Bursa’ya gelirsek…
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda (BTSO) henüz alınmış bir karar yok.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan seçimlerin ne zaman yapılacağına ilişkin şu ana kadar net bir açıklama gelmedi.
Ancak kısa süre içinde sürecin netleşmesi bekleniyor.
Başarılı çalışmalarıyla sadece Bursa’da değil Türkiye genelinde adından sıkça söz ettiren mevcut BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın dışında şu an için aday yok.
Meclis üyesi olabilmek amacıyla komite seçimlerine bireysel bazda hazırlıklar ise şimdiden başladı.
Eskiden iki adaylı başkanlık yarışlarında ekipler oluşturuluyor, komite seçimlerinde başkan adaylarının desteklediği isimler yarışıyordu.
Bu kez tek aday bulunduğundan bireysel çalışmaların daha fazla öne çıktığı bir sürece şahitlik edeceğiz.
BURSA’DA BAĞIRSAK ENFEKSİYONU SALGINI MI VAR?
İshal, yüksek ateş, kusma, mide krampları…
Bilhassa iki hafta önce bu şikâyetler daha fazlaydı.
Bugünlerde biraz azaldığı söylense de benzer vakalara hâlâ sık rastlanması şaşırtıcı.
Bağırsak enfeksiyonundan söz ediyoruz.
Son zamanlarda hasta olan kimle konuşsam başlangıçta Kovid-19’a yakalandığını sanıyor.
Hastanelerdeki testlerin ardındansa genellikle bağırsak enfeksiyonu teşhisi konuluyor.
Konuyla ilgili birkaç yetkili ile görüştüm.
Acil servisler enfeksiyondan ötürü dolmuş.
Ortalık ‘sarı seron’ taktıranlardan geçilmiyormuş.
Eczaneler de sürekli aynı reçetelerle muhatap oluyormuş.
Haliyle sormak gerekiyor:
Bursa’da bağırsak enfeksiyonu salgını var mı, varsa ne gibi önlemler alındı?
Acilen yanıtlanmalı.
Bazı hastaların iddiası su nedeniyle rahatsızlandıkları…
Bursa’daki içme suyunda bir sıkıntı var mı; şüphesiz bu da araştırılmalı.
