Maliyet artışları, arz sıkıntısı, Avrupa Yeşil Mutabakatı…
Tamamı sanayicinin son dönemde ön plana çıkan ana konu başlıkları…
Türkiye’nin ihracatla büyümeyi odak noktasına koyan yeni ekonomi modelinin başarıya ulaşmasının sacayağını oluşturan kesintisiz ve uygun fiyatlı enerji kullanabilme, karbon salınımını azaltma gibi temel unsurların üzerinde önemle durulmalı.
Doğal gaz ithalatında İran kaynaklı yaşanan arızanın, organize sanayi bölgelerinin şalter indirmesine yol açtığı unutulmamalı.
Pandemide normalleşme sürecine geçilmesiyle enerjide küresel bazda arz-talep dengesizliği yaşandı.
Jeopolitik risklerin tetiklediği fosil yakıt fiyatlarındaki ani yükselişler de çarkların kararlı dönüşünün önemli bir tehdit unsuru olmaya başladı.
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki yükümlülükler yerine getirilmezse sanayiciyi hayli kötü günler bekliyor olabilir.
Zira kriterler sağlanmazsa uygulanacak yaptırımlar üreticiyi ihracat yapamaz pozisyona sürükleyebilir.
Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 75’ini ithal ettiğini göz önüne alırsak net olarak bir kez daha ifade etmek gerekli:
Gaz arzını sağlayan ülkelerin bakış açısında hareket etme zorunluluğu milli güvenlik açısından riskli.
Dışa bağımlılık sona erdirilmeli.
Enerji verimliliği için seferberlik ilan edilmeli.
Bu bağlamda Türkiye ekonomisinin sanayide öncü lokomotif kenti Bursa’nın fark yaratan bir yatırıma ev sahipliği yapması şehir ve ülke adına sevindirici.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın bünyesinde hizmet veren Enerji Verimliliği Merkezi (BTSO EVM), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş, aynı zamanda Türk Akreditasyon Kurumu’ndan enerji verimliliği alanında laboratuvar ve ölçüm akreditasyonu bulunan Türkiye’nin ilk ve tek Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi (EVD).
BTSO EVM, içinde bulunduğumuz süreçte işletmeler için tam bir can simidi işlevi üstlendi.
2021 yılında yapılan enerji verimliliği çalışmaları sayesinde; 4.270,202 TEP (Ton Eş değer Petrol) verimlilik potansiyeli, 14.338.875,08 lira maddi kazanç ile 12.721,92 ton karbondioksit salınımı azaltılması sağlandı.
BTSO EVM Yöneticisi Canpolat Çakal, sohbetimiz sırasında bir tekstil firmasının enerji verimliliği çalışması ile elde edilen kazanımları paylaştı.
Anlattıkları sahiden çarpıcıydı:
Fabrikada yapılan ölçümlerde basınçlı hava borularında 61 adet kaçak nokta tespit ediliyor.
Sorun sadece 6 bin liralık bir harcama ile gideriliyor.
Böylelikle firmanın yılda 363.679 kWh fazla elektrik harcamasının önüne geçiliyor.
Fabrikanın senede 405 bin 502 lira tasarruf etmesi sağlanıyor.
Yılda 200 tonluk karbondioksit salınımı da engelleniyor.
Ekonomik darboğaz, firmaların yeşil enerji yatırımlarının ertelenmesine yol açabiliyor.
Oysaki enerji verimliliği çalışmaları ile yukarıdaki örnekte olduğu gibi 6 bin liralık bir yatırımla yılda 405 bin 502 lira artırım sağlanabiliyor.
Canpolat Çakal’ın aktardığı şu notların altını önemle çizmek gerekli:
Türkiye, tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal ederken, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında.
Doğal gazdaki dışa bağımlılık oranı yüzde 98, petrolde ise yüzde 92 seviyesinde.
Bu kadar stratejik bir alanda başta konutlar ve sanayi olmak üzere enerjiyi etkin ve verimli kullanmaktan başka şansımız ne yazık ki yok.
Pandemiyle beraber daha da artan uluslararası rekabet koşullarında en küçük ilave maliyetler dahi işletmeleri hayli olumsuz etkiliyor.
Yapılan hesaplamalar işletmelerin enerjiyi verimli kullanarak, önümüzdeki 10 yılda ülke ekonomisine 60 milyar liradan fazla katkı sağlayabileceğini ortaya koyuyor.
Enerji verimliliği çok geniş ve farkındalığın yükseltilmesi gereken bir kavram.
Verimliliği artıracak çalışmalar konutlardan iş yerlerine kadar her yerde yaygınlaştırılmalı ve Türkiye’nin enerji yükü hafifletilmeli.
BTSO EVM’nin verimlilik sağlamadığı hiçbir firmadan herhangi bir ücret talep etmediğini de hatırlatalım.
SÖZDE HAFİF RAYLI SİSTEM GELECEKTİ… ÇALI YOLU ÇİLE DOLU OLDU
2009-2014, 2014-2019 Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın, görev süresi sona erse de Bursa için fikirleriyle katma değer üretmeye devam ediyor.
01-07 Mart Deprem Haftası dolayısıyla bir açıklama gönderen Aydın, şunları kaydediyor:
“Yıllardır gündemde tuttuğumuz teklifimizi yineliyoruz. Fay hatlarına imar verilmemeli, acilen zemin vize uygulamasına geçilmelidir. Ayrıca; fay hatları, heyelan bölgeleri ile şişmiş ve sıvılaşmış alanlar 1/1000 imar uygulama planlarına işlenmeli ve ruhsat izinleri bu veriler doğrultusunda değerlendirilmelidir.”
Aydın; Demirci, Çalı, Yaylacık, Tahtalı, Kayapa ve Hasanağa istikametindeki yolun yetersiz olması nedeniyle istisnasız her gün trafik kazası yaşandığını da sürekli dile getiriyor.
Çalı Yolu olarak bilinen bu güzergahın derhal genişletilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor:
“Seçim öncesi açıklanan projelerde Çalı’ya hafif raylı sistem vaadinde bulunan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı uzun vadede gerçekleşmesi mümkün olacak bu projeden önce yolun genişletilmesini önceliğine almalıdır. Büyüyen sanayi, hızla artan konut ve nüfus sayısından dolayı günün her saatinde yoğunluk yaşayan, trafik disiplininden uzak Çalı Yolu’nda daha fazla can ve mal kaybına yol açmamak için gereken kamulaştırma ve imar çalışmalarına acilen başlanmalıdır.”
Tespitlerin tamamına katılmakla birlikte açıkçası Aydın’ın Çalı’ya hafif raylı sistem vaadinin uzun vadede de olsa gerçekleşebileceğini düşünmesini fazla iyimser buldum.
Sözde 28.8 kilometrelik hat ile Gürsu’dan metroya binen bir vatandaş Çalı bölgesine kadar kesintisiz bir şekilde ulaşabilecekti…
Ulaşım, yatırım, raylı sistem ve Bursa kelimeleri geçmişte verilen sözler ve gerçekleşme oranları baz alındığında birbirlerine o kadar uzak ki!
Çalı’ya aynı zihniyetle hafif raylı sistemin gelmesi hayal gibi.