Yüksek enflasyon algılarımızla da oynadı.
Pahalı-ucuz ayrımı yapmak zorlaştı.
Zam haberi gelmeyen gün neredeyse kalmadı.
Fiyatların haftalık, hatta günlük değişmesi sıradanlaştı.
Bu ortamda evliliğin sadece düğün kısmının maliyeti de korkunç boyutlara ulaştı.
Sektördeki son durumu düğün salonu işletmecisi olan Bursa Esnaf Odası Başkanı Ali Özkan İlhan anlattı.
Sohbetimizde o da pek çok esnaf gibi ilk olarak elektrik zamlarından yakındı.
Geçen yıl aynı dönemde yaklaşık 2 bin lira gelen faturanın tutarı 10 bin liranın da üzerine çıkmış.
Üstelik bu fatura sektörün ölü sezonunda gelmiş.
Elektrik faturaları, kiralarını geçen düğüncüler yazın tutarın nereye ulaşacağını düşünmek bile istemiyor.
İlhan, hafta içi bir günde açık alandaki yemeksiz en ucuz düğünün maliyetinin 25 bin liraya kadar yükseldiğini söyledi ve ekledi:
“Bu pahalılığa karşın ilgi yok dersek yalan olur. Şimdiden randevularımız dolmaya başladı. Tabii ki bunda pandeminin getirdiği yasakların kalkması da etkili. Hafta sonu yemekli düğünlerin maliyeti 100 bin liraya kadar çıkıyor.”
Yanlış okumadınız!
Açık alanda, alkolsüz yemekli bir düğünün maliyeti 100 bin lira…
Fiyat skalasının ulaştığı nokta korkunç olsa da düğün sektöründekileri en çok enerji zamlarından önce yaptıkları sözleşmelerin zorladığını ekleyelim.
Ali Özkan İlhan, “Fiyat artışları karşısında eski sözleşmelerimiz anlamsız kaldı. Zamlar bizi yerle bir etti” dedi.
Şimdi evliliğin altın boyutuna gelirsek…
Takı geleneğimiz hepimizin malumu.
Konunun sosyolojik değerlendirmesi ise apayrı bir konu.
Bugünlük meselenin maddi çatışma kısmına değinelim:
İlhan’ın sözlerini aktarmakla yetinelim:
“Takı iadesinde sorunlar yaşanıyor. Kavgalar çıkıyor. Örneğin 200 lirayken alınmış eskiden; beni ilgilendirmez, çeyrek taktım çeyrek isterim deniyor. Aileler arasında altındaki fiyat artışından kaynaklı tartışmalar yaşanıyor.”
AKTAŞ, ÇATALTEPE DEFTERİNİ KAPATTI
Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (BESOB) tarafından yapımına 2011’de başlandı.
TOKİ’nin el çekmesiyle yarım kaldı.
Süreç içinde çok sayıda sorun yaşandı.
Nihayetinde Bursa’nın karşısına yılan hikayesine dönen ve ardında binlerce mağdur bırakan bir hüsran projesi çıktı.
Çataltepe’den söz ediyoruz…
Kestel’de oluşturulmak istenen sanayi sitesi, BESOB’daki seçim sürecinde başkan adaylarının açıklamalarıyla yeniden gündemde.
Popülist söylemler havada uçuşurken, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, tartışmalara bir anlamda son noktayı şu gerçekçi sözlerle koydu:
“Asla düzeltilemez. Bu inşaat maliyetleri ile bana göre iş bitmiştir. Olacak tarafı yok. Değerli bir arsa var ama üzerine inşaat yapacak güç bulunmuyor.”
“ÇALI’DAKİ SANAYİ BÖLGESİ GAYRİRESMΔ
Bizim de katıldığımız, Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin (BUSİAD) geleneksel iftarıyla birleştirilen Çekirge Toplantısı’nın konuğu olan Başkan Aktaş, 2040 Çevre Düzeni Planı’yla da ilgili dikkat çeken mesajlar verdi.
Kent içindeki plansız sanayileşmeyi, Vişne Caddesi ve Çalı bölgesi ile örneklendirdi:
“Şehrin içi temizlenmeli. Konutlarla iç içe geçmiş sanayi kent merkezinden gönderilmeli. Milyonlarca liralık ihracat yapılıyor, binlerce insan çalışıyor ancak Çalı’daki sanayi bölgesi gayriresmî. Vişne Caddesi tarzı yapılanmaların olduğu yerleri ayıklamak lazım. Öncelikle yapılması gereken hamle bu.”
Çevre düzeni planında TEKNOSAB için yeni konut alanlarının planlandığını öğrendik.
Başkan Aktaş’ın “Bursa’nın yüksek teknolojili sanayiye ihtiyacı var” vurgusuyla TEKNOSAB’ı önemsediğini belirtmesi kayda değerdi.
KÜLTÜRPARK ÖLÜYOR, DÖNÜŞTÜRMEK ZORUNLULUK
Toplantının konu başlıklarından biri de eskiden Bursa’nın en gözde alanı olan Kültürpark’tı.
Açık hava tiyatrosu, Uluslararası Bursa Festivali’nin ardından yenilenecek.
7 temmuzda sona erecek festival sonrası için konser rezervasyonu kabul edilmemiş.
Kurban Bayramı’ndan sonra yıkım başlayacak.
“Kültürpark’ın şehrin kaderinde, tarihinde ayrı yeri var” ifadelerini kullanan Alinur Aktaş’ın Kültürpark Master Planı’na duygusal bağlamda ayrı bir hassasiyetle yaklaştığı açık.
Bilhassa 50 yaş üstünün sayısız anısı bulunuyor…
Başkan’ın “Kafeler, restoranlar, büfeler, tiyatro, dernek binaları, herkesin bir yeri var. Dönüşümler kolay olmuyor ama Kültürpark’ı dönüştürmek bir zorunluluk. Çünkü ölüyor… Yine de kurtarmak için hala geç değil” sözlerinin üzerinde aslında uzunca düşünmek gerekiyor.
50 yıl önceki park anlayışı şüphesiz ki değişti.
Yeni master planın bu olgunun hesaba katılarak oluşturulması da kent adına kıymetli.
Son olarak İstanbul Caddesi’ndeki T2 hattında mayısta testlerin haziranda ise seferlerin başlayacağını belirtelim.