Motorinin litresi 30 lirayı geçti.
Bursa, yeniden 10 numara yağa merhaba dedi!
Trafikte son günlerde kara dumanlar eşliğinde seyreden toplu taşıma araçlarına denk geliniyor.
Sosyal medyaya da çok sayıda görüntü yansıyor.
Önceki gün İzmir Yolu’nda seyrederken biz de karşılaştık.
Bir servis aracı sanki yanıyordu!
10 numara yağ kullandığı açık olan aracın egzozundan çıkan siyah renkli dumanlar arkasından seyreden sürücülerin görüş mesafesini ortadan kaldırmıştı.
İşin tuhaf ve düşündürücü yanı bazı belediye otobüslerinde de benzer görüntülere rastlanması.
10 numara yağın çevreye verdiği büyük zarar herkes tarafından biliniyor.
Yaklaşık 5 sene önce ucuz diye bu yakıtı kullanan araçları sıkça eleştirmiştik.
O dönem özel halk otobüsleri bolca şikayet konusuydu.
Kamuoyu tepkisinin ardından araçlar yenilenmiş ve denetimler artırılmıştı.
Bugünlerdeyse ekonomik gelişmeler 10 numara yağ kullanımını yeniden yükseltmiş gözüküyor.
Çevrenin korunmasının yanı sıra insanların can güvenliği açısından da titizlikle üzerinde durulması gereken bir mesele bu.
Atık motor ve hidrolik yağları ile işlenmemiş ham yağlardan elde edilen 10 numara yağların kullanımı sırasında motorda sıcaklık yükseliyor, kablo ve diğer unsurların yanmasıyla tüm araç alev alıyor.
Türkiye’de de yurt dışında da 10 numara yağların kullanımı sebebiyle çok sayıda insanın yaşamını yitirdiği sayısız facia yaşandı.
10 numara yağlarla ilgili sıkı denetim ve yaptırımlara acilen başlanmalı.
10 numara yağ kullanmıyorlarsa söz konusu kara dumanlar nasıl çıkıyor, araştırılmalı.
Gözlerinde problem olmayan birinin 10 numara yağ yakan aracı fark etmemesi mümkün değil.
Bursa’daki trafik ekipleri görünürler evet, ancak çevreyi biraz daha dikkatli izlemeliler.
BU BURSA FOTOĞRAFLARI ACİLEN KALDIRILMALI!
Geçtiğimiz cumartesi bu köşede “Lale gitti, peki turist gelecek mi?” diye sormuş ve logodan önce atılması gereken başka adımların varlığına işaret etmiştik.
Yazının ardından pek çok sektör temsilcisi ile konuştum.
Kentteki önemli bir turizm yetkilisi ise şu mesajı gönderdi:
“Google’da Bursa’da gezilecek yerler yazdığınızda karşınıza çıkan fotoğraflar önce kaldırılmalı… En önemli pazarlama aracı olan sosyal medya ve internet ayağında Bursa pek gezilecek bir şehir gibi gözükmüyor. Bunun yanı sıra gelecek olan turist için tüm yazdıklarınıza katılıyor ve daha da ilave edilmesi gerekenler var diye düşünüyorum.”
Mesajın ardından internette arama yaptım.
Bursa’da gezilecek yerler yazınca karşınıza çıkan fotoğrafa bakar mısınız?
Kenti hançerleyen TOKİ ucubelerinin başrolde olduğu koca bir beton yığını sizi selamlıyor…
Ne kadar da cezbedici!
İnsanın içinden hemen bavulları hazırlayıp yola çıkmak geçiyor sanki!
Keşke şehir kendi kendisine bu darbeyi vurmasaydı.
O apayrı bir tartışma konusu.
Fotoğrafları kaldırmak kent suçlarını örtmeyecek elbette.
Ancak sayısız hoyratlığa karşın Bursa hâlâ nadide şehirler arasında.
Bursa turizmi böyle pazarlanmayı da hak etmiyor açıkçası.
Geçtiğimiz hafta duyurulan Bursa Turizm Tanıtım ve Marka Stratejisi’nde fotoğraf başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor:
“Araştırmalar gösteriyor ki küreselleşen dünyada turizm destinasyonunu ziyaret kararı internet üzerindeki araştırmalara göre veriliyor. Bu araştırmalardaki en önemli karar verici malzeme fotoğraflar. Dijitalleşen dünyada, şehirler ziyaretçilere kapılarını önce internet aramalarında karşılarına çıkan fotoğraflarıyla açıyorlar. Bir destinasyonun yüksek çözünürlükte, kaliteli fotoğraflarının varlığı şehrin davetkarlığının bir göstergesi oluyor.”
Yerinde tespitler şöyle devam ediyor:
“Dünya’nın önde gelen, bilinir ve tanınır destinasyonları, kentin tanıtımına katkı sağlaması açısından şehirlerinin, otellerinin ya da turistik bölgelerinin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını ücretsiz olarak herkesin kullanımına açıyor. Böylece, destinasyonla ilgili araştırma yapan kitle kaliteli, kontrollü, birbiriyle aynı dili konuşan görsellerle karşılaşıyor.
Sonuç olarak; destinasyon stratejisine uygun olarak seçilmiş, rötuşlanmış, temizlenmiş, renk düzeltmeleri ve kompozisyon düzenlemeleri yapılmış bu görseller, insanlar üzerinde pozitif duygu ve düşünceler yaratarak bütünlük oluşturmakta ve marka şehir algısını kuvvetlendirmektedir.”
Bursa’nın üç yüzden fazla yüksek çözünürlüklü, telif bulunmayan ve yer alan kişilerin izinlerinin bulunduğu fotoğrafı Bursa Markalaşıyor internet sitesinde kullanıma açıldı.
O fotoğraflardan bir örneği de paylaşalım.
Hangi fotoğrafın daha çekici olduğunu söylemeye herhalde gerek yok.
Google’da Bursa’da gezilecek yerler yazıldığında başka fotoğraflarla karşılaşılması için yeni görseller ile orijinal içerikler üretilmesi gerekiyor.
Bunun için de internette Bursa turizmi için hummalı bir çalışma başlatılması şart.
BELEDİYE BÜTÇELERİ REVİZE EDİLECEK Mİ?
2009-2014, 2014-2019 Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın’ı takip ederken bazen şaşkınlığımı gizleyemiyorum doğrusu…
Hâlâ görevde gibi çalışıyor.
Bursa için aralıksız fikir üretiyor.
Projeleri ve kentteki sorunları dikkatle takip ediyor.
Problemlerle ilgili çözüm önerileri sunuyor.
Artık mecliste bulunmasa da yapıcı ve etkili muhalefet nasıl yapılırın âdeta dersini veriyor.
Kısacası tek derdi koltuk olanların anlayamayacağı işlere imza atıyor.
Cemil Aydın, dün gönderdiği açıklamada Türk Lirası’nın değersizleşmesine değindi ve belediye bütçeleriyle ilgili şunları kaydetti:
“Bütçeler değer ve önemini yitirdi, revize şart.
Kasım 2021, belediye başkanlıklarının 2022 yılı tahmini bütçelerinin meclislerde görüşülüp kabul edildiği tarih.
Dolar kuru 9.54 TL.
An itibarıyla dolar kuru 17.30 TL.
Kur artışı nedeniyle bütçe rakamlarının gerçekliği yılın ortasında tartışılır vaziyettedir.
Yatırım ve hizmet projelerinde revize şart gibi görünürken, erteleme veya borçlanma isteği meclis gündemlerinin ana konusu olabilir.
2023 Nisan ayında gerçekleşecek faaliyet raporu görüşmelerinin hiç olmadığı kadar yavan geçeceği şimdiden bellidir.
Uzlaşı, ortak akıl, ortak çözüm.
Başka Bursa yok.”
Pandemi süreci ve ekonomik kriz belediyeleri ciddi şekilde zorluyor.
Alım gücünün tükenmesi sebebiyle yapılan maaş artışlarından ötürü bütçenin büyük kısmını personel giderleri oluşturuyor.
Çok sayıda yatırım beklemeye alınırken köklü bir revizyona gidilmesi zaruri.