Geçtiğimiz Ramazan ayı ve bayram ekonomik açıdan çok sıkıntılıydı.
Fahiş fiyat artışları, enflasyonun bir türlü durdurulamaması…
Ramazan sofralarının, bayramın tadını hayli kaçırmıştı.
Aradan geçen sürede toparlanma bildiğiniz gibi ne yazık ki sağlanamadı.
Aksine işler daha kötü seyretmeye başladı.
Özetlemek gerekirse Kurban Bayramı, Ramazan’ı aratacak.
Yurttaş giyimden ulaşıma her alanda büyük zamlarla karşılaşacak.
Bugün gelin Bursa terminalinin sesine kulak verelim.
Otogar esnafının gözünden mevcut tabloyu dillendirelim.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Güney Marmara Bölge, Bursa Şehirler ve Uluslararası Otobüs Firma Yetkilileri Derneği Başkanı İsa Tacar, yaptığımız görüşmede çarpıcı sözler sarf etti.
“En büyük sorunumuz akaryakıta gelen vicdansız zamlar” dedi.
Şöyle devam etti:
“Bir örnek vereyim. Van-Bursa arası 1.650 kilometre. Araçlarımız gidiş dönüşte yaklaşık 1.200 litre mazot yakıyor. Personel, ikramlarımız, diğer giderlerimiz dahil gidiş dönüş bir otobüsün masrafı 40 bin lira… Düşünün şu an okullar tatil oldu. Bayram yoğunluğu var. 1 hafta, 10 gün seferler dolu. Diğer günlerde dolu olmadığı zaman her seferde 20 bin lira zarar ediyor araçlarımız.”
Bilet fiyatları o kadar arttı ki bundan en çok firma sahiplerinin rahatsızlık duyması kayda değer değil mi?
İsa Tacar, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Bursa’dan Van’a tek yön bilet fiyatı 750 lira… Vicdanen huzursuzluk duyuyoruz. Başımızdakiler bizi düşünmüyor ama biz vatandaşı düşünmek zorundayız. Yazık, günah değil mi bu insanlara? Çoğu yevmiye ile çalışıyor. Memleketlerine bile zor gidebiliyorlar. Bizler de perişan olduk.”
Pandemi, ekonomik kriz derken çoğu kişi iflas etmiş sektörde…
Araçların kredileri ödenememiş, vatandaşın alım gücünün erimesi esnafı da tüketmiş.
Tablonun tersine döneceğine yönelik umutlar ise neredeyse bitmiş.
BURSA’NIN MERKEZİ ISLAH EDİLMELİ!
Deliçay Deresi taşkın etki alanı içinde kalan, yoğun drenaj ve taban suyu problemleri bulunan Yıldırım Samanlı’daki 165 bin metrekarelik alana lojistik merkezi kurulması planlanan Bursa’da şehir merkezindeki altyapının hâli dahi içler acısı.
Dün kısa süreli yaz sağanağı vardı.
Manzara yine aynıydı.
Kentin pek çok noktasından yolların göle döndüğünü gösteren görüntüler kameralara yansıdı.
Araçlar trafikte güçlükle yol aldı.
Yatırımların yetersizliği bir kez daha ortaya çıktı.
Peki, bu durumdan rahatsızlık duyan yetkili var mı?
Taşkın alanı şöyle dursun şehrin göbeğini ıslah etmemiz gerek öncelikle!
Rant odaklı yapılaşma, plansız nüfus artışları önlenmeli ivedilikle.
Zira Bursa’nın yeni oluşan mahalleleri bile perişan vaziyette.
Önce bina sonra altyapı zihniyeti özellikle Nilüfer’i içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklemekte.
Afet riskli lojistik merkez kurmaktan ziyade daha acil çözülmesi şart tonla sorun var bu kentte.
KADINLARI ÖLDÜREN ADALET
27 yaşında genç bir üniversite öğrencisiydi Pınar Gültekin…
Alçağın teki onu önce boğdu.
Ardından bir varilin içine koydu.
Sonra da cansız bedenini hunharca yaktı.
Yetmedi üzerine beton döküp ormana attı.
Tüm bunları yapan caninin adı Cemal Metin Avcı’ydı.
‘Canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme’ suçundan yargılandığı davada önceki gün karar çıktı.
Avcı için evvela ‘ağırlaştırılmış müebbet’ verildi.
Mahkeme daha sonra ‘haksız tahrik’ olduğuna karar vererek cezasını 23 yıla indirdi.
Adalete güvenimiz zaten yeterince zedelenmemişti!
Bu son karar tuz biber ekti.
Gerçi 23 yılı fazla bulanlar da var biliyor musunuz?
Artık kendini savunma şansı olmayan Pınar’ı tehdit ve şantajla suçluyorlar.
Canavarı aklamaya çalışıyorlar.
Sanki bir açık hava tımarhanesine döndük.
Gültekin’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “Didik didik edildi ama Pınar’ın telefonunda bu caninin iddia ettiği gibi ne şantaj amaçlı bir mesaj ne de video bulundu. Bu iki iddianın da kerameti kendinden menkul haksız tahrik indiriminden faydalanmak için uydurulmuş hikayeler olduğu anlaşıldı. Bu dava dosyasında Pınar Gültekin’in Cemal Metin Avcı’ya şantaj yaptığına dair ne bir video ne bir ses kaydı ne de bir mesaj var” diyor.
Velev ki tehdit ve şantaj yapmış olsun Pınar; bu onun boğulmasını, yakılmasını, üzerine beton dökülerek çöp gibi atılmasını, haksız tahrik uygulanmasını meşrulaştırır mı?
Adaletin varlığı vicdanları sızlatmadığı zaman bir anlam taşır.
Ağır yaraladığında değil…
Kadınların ötekileştirilmesinin sistemleştirilmesi asla kabul edilmemeli.
Türkiye, karanlık zihniyeti artık terk etmeli.
Cinayetlerin politik sebepleri üzerinde de düşünülmeli.
ALİNUR AKTAŞ’I NEDEN HEDEF ALDILAR?
Bu kentin önemli değerlerinden biri Uluslararası Bursa Festivali…
Türkiye’nin en uzun soluklu organizasyonu 60. yıl coşkusunu yaşıyor.
Mümkün oldukça konserlere gidip gözlemlerimi size aktarmaya çalışıyorum.
Çünkü marka haline gelen Bursa Festivali’nin şehir için çok kıymetli olduğuna inanıyorum.
Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda büyük ilgi gören Hadise konserini de takip etme fırsatı buldum.
Bu kez sahne performansına değinmeyip farklı bir konuya temas edeceğim.
Zaten pop müzikten hiç hoşlanmayan birinin bile Hadise’nin enerjisi ile keyifli vakit geçirmemesi pek mümkün değil.
Konseri izlemeye AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da geldi.
Başkan Aktaş, sosyal medya hesabından konser fotoğrafları paylaşıp Hadise’ye teşekkür edince bir kesim çok rahatsız oldu!
Farklı gerekçelerle saldırsalar da zihniyetlerini iyi biliyoruz.
Esas dertleri sahnedekinin bir kadın olması!
Şarkı söylenmesi, insanların eğlenmesi…
Hazmedemiyorlar.
Çünkü ahlaktan yoksunlar.
Aslında temelde insanlığa da düşmanlar.
Neyse ki özlemini çektikleri distopyaya ulaşamayacakları kadar çok mesafe katettik her şeye rağmen.
Bursa’nın imajını darbeleyenlere, ‘mahalle’ ayrımı yapmadan cesurca karşı durulmasını ise anlamlı bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz.