Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (BESOB) seçim sürecini yakından takip ettik.
104 meslek odasını çatısı altında buluşturan, 90 bine yakın esnafın temsil edildiği BESOB’daki gelişmeler doğal olarak kenti de yakından ilgilendirdiğinden başkanlık yarışını dikkatle izledik.
BESOB’un başkanlığını 28 yıldır Arif Tak yürütüyordu.
Karşısına iki rakip çıkmıştı.
Biri en yakınındaki isim senelerdir birlikte görev yaptığı BESOB Başkan Vekili, Yenişehir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Fahrettin Bilgit, diğeri ise Bursa Esnaf Odası Başkanı Ali Özkan İlhan’dı.
Az sayıda odanın desteklediği İlhan’ın seçilme şansı yoktu.
Ancak Tak ve Bilgit arasındaki yarış başa baş göründüğünden dengeleri belki değiştirebilirdi.
Ali Özkan İlhan, seçimden önce konuğumuz olan Arif Tak’ın bize katıl çağrısını reddetmişti.
Başkanlık yarışından Bilgit lehine çekildi.
Ancak dün oda başkanlarına gönderdiği mesajda söz verildiği halde kendilerine listede yer ayrılmadığını bildirdi.
Fahrettin Bilgit’i “Allah’a havale ediyorum” dedi ve Tak’ın listesine Bursa Bakkallar Odası Başkanı Muhammed Nuri Örs’ün adını silerek oy verdi.
Etkisi az olduğu için bu tercihi az sonra belirteceğimiz sonucu değiştirmedi.
Farklı faktörler de devreye girdi.
Seçim öncesi tansiyon hayli yüksekti.
Arif Tak, esnaf kefalet kooperatiflerinin BESOB’u ele geçirmeye çalıştığını dile getirdi, seçimin siyasallaştırıldığını iddia etti.
Bilgit cephesi ise iddiaları reddederken ben yaptım oldu anlayışını yıkmak istiyoruz görüşünü sıklıkla dillendirdi.
Tak’a ağırlıklı olarak çok sayıda esnafı mağdur eden Bursa’nın hüsran projesi Çataltepe üzerinden yüklenildi.
İşte bu atmosferde dün sandık başına giden esnaf değişim istediğini net şekilde gösterdi.
Arif Tak’ın 28 yıllık saltanatı sona erdi.
470 oy alan Fahrettin Bilgit, 330 oyda kalan Tak’ı devirdi.
Esnaf; Çataltepe projesi, pandemi süreci ve sonrasındaki ekonomik krizde yalnız bırakılmanın faturasını kesti.
Bursa’da bir devir sona erdi.
Seçim sürecinin başından itibaren Fahrettin Bilgit’e ciddi destek veren Bursa Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Erdal Çelebi’ye ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bilgit’in ipi göğüslemesi için gerçekten arı gibi çalıştı.
Yıldırım Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Murat Özkarayurt ile Nilüfer Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Ahmet Saldız da seçimi Bilgit’in kazanması için yoğun çaba sarf edenler arasındaydı.
Öte yandan Arif Tak’ı yönetimde yer vermediği en güvenilir isimler de yarı yolda bıraktı.
Sürekli Tak’ın yanında yer alan Simitçiler ve Unlu Madde İmalatçıları Odası Başkanı Erdal Pınar, yönetimde kendini göremeyince tercihini Bilgit’ten yana kullandı.
FESTİVAL DÜZENLEMEK AHLAKSIZLIK MI?
Eskişehir’deki müzik festivaline valilik tarafından yasak getirilmesi sosyal medyada malum çok konuşuldu.
Sadece festival değil, festival yasağını protesto da yasaklandı.
Yasağa destek eylemi ise serbest bırakıldı.
Türkiye’de bunlar artık şaşırtmayan gelişmeler.
Eskişehir Valiliği, yasağın iptaliyle ilgili açılan dava için idare mahkemesine gönderdiği savunmada geçtiğimiz ay Bursa’da cezaevi aracına düzenlenen terör saldırısını hatırlattı.
DEAŞ terör örgütü ile bir istihbarat bulunduğu da açıklandı.
Ortada terör riski varsa, etkinliğin iptal edilmesinden doğal bir şey elbette söz konusu olamaz.
Toplu etkinlik yasağının ardından ertelenen Anadolu Fest müzik festivalinin 9-12 Haziran tarihlerinde yapılacağının duyurulduğunu da belirtelim.
Önlemler alındıktan sonra festivalin sorunsuz şekilde tamamlanmasını diliyoruz.
Büyük Birlik Partisi Lideri Mustafa Destici’nin sözlerinin üzerinde ise ayrıca durulması gerektiğini düşünüyoruz.
Destici, aynen şunları söyledi:
“Müzik festivali, sanat adı altında bizim ahlakımızla, meşrebimizle, inancımızla, kültürümüzle uygun olmayan, gayriahlaki diyebileceğimiz davranışları içinde yoğunluklu olarak barındıran bu tür faaliyetlerle ilgili şerhimiz var. Şarap, bira festivali, ne bileyim böyle haram olan şeylerin ya da davranışların sergilenmesi normalmiş gibi sanki orada iki günlük bir serbest bölge bu anlamda oluşturuluyor gibi bir organizasyonu şahsen memleketim, ülkem, milletim, insanım ve gençlerim için de uygun görmem.”
Yani Destici, festivalin terör riski şöyle dursun şarap ve bira içildiği için tümden yasaklanmasını istiyor.
Çünkü festival düzenlemeyi, o festivalde içki içilmesini ahlaksızlık olarak nitelendiriyor.
Kendisini ülke, millet, insan ve gençler için neyin uygun olduğuna karar verebilme pozisyonunda da görüyor.
Aslında açıklamalarıyla anayasal hakları da bir anlamda çiğniyor.
Festivalde içki tüketilmesinden rahatsızlık duyuyorsanız gitmezsiniz.
Ancak kendi inancınız üzerinden insanların yaşam tarzına müdahale edemezsiniz.
Siyasi parti liderleri herkesten çok daha fazla sorumluluk bilinci ile hareket etmeli.
Toplumu kutuplaştırmaktan uzak durmalı, insanları ötekileştirmemeli.
Talihsiz demeçlerin İslamofobi’ye hizmet ettiği de bilinmeli.
Korkunç bir ekonomik buhranın içindeyiz.
Sığınmacı meselesiyle ilgili baş gösteren sorunlar da had safhaya ulaşmış durumda.
Seçim atmosferine girilmişken gündemin ekseninin kaydırılmaya çalışıldığı açık.
Tencere kaynamıyorken yurttaşın bu popülizme prim vermediği ise unutulmuş gibi…
Son olarak şunu da ifade edelim:
Mustafa Destici’nin sözlerinin doğru olduğu düşünülüyorsa Türkiye’deki tüm festivalleri yasaklayalım!
Vergi kaybını ekonomimiz kaldırabilirse içki satışını da sonlandıralım!
Biraz da Destici’nin düşlediği bir ülke olalım!