Bursa…
Sadece bir şehir değil; bir ruh, bir zaman yolculuğu. Osmanlı’nın ilk başkenti, İpek Yolu’nun kadim durağı… Adeta bir “zamansız şehir.”
Ve şimdi, geçmişiyle daha da güçlü bir bağ kuruyor…
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı sonu verilerine göre, Bursa’da tam 4.908 taşınmaz kültür varlığı koruma altında. Evet… Bu bir sayı değil sadece. Her biri bir hikâye, bir iz, bir tanıklık.
Bir kısmı hâlâ hayatın içinde nefes alıyor; bir kısmı ise sessizce hatırlanmayı bekliyor.
En büyük payı 3.541 sivil mimarlık örneği alıyor.
Bilirsiniz o evleri… Cumbalı, avlulu, taş duvarlı, hayat dolu… Kim bilir kaç çocuk büyüdü gölgesinde, kaç aile bir ömür geçirdi o kapıların ardında?
Bugün bu yapılar yalnızca birer mimari unsur değil; bir yaşam biçiminin, estetik anlayışın ve toplumsal hafızanın taşıyıcıları.
Cumalıkızık’ın taş sokaklarında, Mudanya’nın denize bakan ahşap evlerinde, Tophane’deki eski Bursa evlerinin tarih kokan duvarlarında karşımıza çıkar bu örnekler. Her biri Bursa’nın ruhunu biraz daha görünür kılar.
Koruma altındaki 461 dinsel yapı, camilerden türbelere, medreselerden külliyelere kadar uzanıyor. Bursa’yı Bursa yapan o eşsiz silüetin temel taşları bunlar.
Ve içlerinden bazıları artık sadece bir yapı değil, birer sembol:
6 asırlık Ulucami, turkuvaz renkli çinileriyle adeta bir sanat eseri olan Yeşil Türbe’nin de içinde bulunduğu Yeşil Külliye, Muradiye Külliyesi, İznik Ayasofya Camii…
Bunların yanı sıra; 378 kültürel yapı, 208 mezarlık, 60 endüstriyel ve ticari yapı, 49 askeri yapı, 90 kalıntı, 105 idari yapı, 10 anıt, 4 şehitlik ve sadece 2 sokak daha Bursa’nın korunan kültürel mirasının parçaları.
Her biri birer hafıza taşıyıcısı.
***
Fakat Bursa’nın mirası sadece Osmanlı’yla sınırlı değil.
8500 yıllık arkeolojik geçmişi, 2500 yıllık kesintisiz şehir yerleşimi ile bu topraklar; Bitinya’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya dört büyük medeniyetin izlerini taşıyor.
Bursa, adeta bir açık hava müzesi gibi…
Akçalar’daki Aktopraklık Höyüğü, İznik’teki sualtı bazilikası, Tirilye’deki Taş Mektep de Bursa’nın en önemli kültürel değerleri arasında…
Şehrin her bir değeri aynı hikâyeyi anlatıyor aslında… Yaşanmışlık.
Ve bugün de o yaşanmışlık, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti çekiyor bu topraklara. Çünkü insanlar bir şehre sadece bakmak için değil, onu hissetmek için gelir. Ve Bursa, bunu en iyi sunan şehirlerden biri.
Bu sayılarla Bursa, Türkiye’de kültürel mirasını en güçlü şekilde koruyan şehirlerden biri. Ama burada asıl mesele rakamlar değil. Mesele, o rakamların temsil ettiği değerler.
Ve ne mutlu ki bu değerler artık sadece geçmişin hatırası değil; tescillenmiş, korunmuş birer kimlik belgesi gibi. Çünkü şehir dediğimiz şey yalnızca bugünüyle değil, geçmişiyle de yaşar.
***
Bakın mesela, Tarihi Hanlar ve Çarşılar Bölgesi…
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu alan, Çarşıbaşı Meydanı Projesi ile yeniden hayat buldu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un geçtiğimiz günlerde bu projeye ilişkin kullandığı şu sözler boşuna değil:
“Bursa’nın kalbi nefes aldı.”
Çünkü yalnızca bir meydan düzenlenmedi; kentin belleği tazelendi.
Koca bir şehrin tarihi yapıları, sadece birer taştan yada topraktan ibaret değil.
Onlar Bursa’nın hafızası.
Ve biz bu belleğe sahip çıktıkça, aslında kendimize, kimliğimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz.
Bursa konuşmaya devam ediyor. Sessizce ama derinden.
Ve dinlemeyi bilen herkese, geçmişten geleceğe uzanan bir öykü anlatıyor.