CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ devam ediyor…
Kılıçdaroğlu ile birlikte, partilileri gönüllü, koruma ve medya da zorunlu olarak yürüyorlar.
Ankara’dan başlattığı yürüme eylemini CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi önünde sonlandıracak Kemal Bey…
Neyse ki cezaevi İstanbul’da, ya Edirne’de veya Diyarbakır’da olaydı, yürüyüş aylar sürerdi!
*
Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’ bana muhabir olarak takip ettiğim eski yürüyüş eylemlerini hatırlattı…
CHP Bursa eski milletvekili Kemal Demirel‘in, kente demiryolu getirmek için yaptığı yürüme eylemlerini unutmak mümkün mü?
Bu CHP’lilerin özellikle adı Kemal olanların ruhunda var demek ki yürümek!
Demirel de az yürümedi…
Bursa’ya tren gelsin diye önce imza toplardı, imzalar ses getirmezse düşerdi yollara Kemal Bey…
Biz de takılırdık peşine…
Biz fotoğrafını çekmekten yorulurduk, o yürümekten yorulmazdı.
Hakkını yemeyelim, siyasi hayatı Ankara’ya yürümekle geçse de, her daim Bursa’ya tren projesini gündemde tutmayı başarırdı…
*
Bir de Zonguldaklı madencilerin efsane sendikacı Şemzi Denizer’le başlattıkları yürüyüş vardı…
Gazeteden beni göndermişlerdi o yürüyüşü takip etmem için…
Bolu dağlarında yakalamıştım yürüyen madencileri…
Onbinlerce madenci ellerinde emek üzerine yazılmış pankartlar, dillerinde “işçiyiz, haklıyız, kazanacağız” sloganlarıyla yürüyorlardı…
Sesleri sisli ve soğuk Bolu dağlarında yankılanıyordu…
Fakat o yürüyüşte bir şey dikkatimi çekmişti, Ankara yerine Zonguldak’a doğru yürüyorlardı.
*
Nedenini öğrenince yıkıldım tabii…
Meğer ben gidene kadar Sendika ile Hükümet toplu sözleşmede yazan tüm maddelerde anlaşmışlar, o yüzden geri dönüyorlarmış!
Gidişlerini çekemesem de dönüş fotoları muhteşem olmuştu madencilerin, sekiz sütuna girmişti gazetede!
Soru değil boru!
Televizyon kanallarındaki ramazan programlarında, vatandaşların hocalara sorduğu soruları toplansa süper bir mizah kitabı çıkar ortaya!
Öyle komik ve öyle mantık dışı, dinle imanla bağdaşmayan sorular geliyor ki, izlerken “Rabbim sorana akıl fikir, cevaplayana da bolca sabır ihsan etsin” diyorum.
Program yapan hocaların sabrını sınıyorlar sanki…
İşte o programlardan birine katılan orta yaşlı bir teyzemizin dumur sorusu:
“Üç evlilik yaptım, eşlerimin üçü de vefat etti. Öldüğümde beni cennette hangisi karşılayacak Hocam?”
Gel de cevapla!
Teyzemiz üç kocayı eskitmiş, cennetini garantilemiş, hangi kocasının karşılayacağını merak ediyor!
Bana sorsa cevabım hazır:
“Üçü bir arada olabilir, ona göre hazırlıklı ol!”
Gün farkı
Yarın Babalar Günü!
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, günle ilgili ilginç bir açıklamada bulunmuş…
Demiş ki;
“Geçen yıl Anneler Günü’nde 5,8 milyar lira, Babalar Günü’nde ise 4,5 milyar liralık harcama yapılmış. Babalarımız da annelerimiz kadar değerli ve özeldir. Bu Babalar Günü’nde aradaki farkın kapatılmasını temenni ediyoruz!”
O fark hiçbir zaman kapanmaz Bendevi Başkan!
Çünkü, Babalar Günü’nde alınan hediyelerin parasının çoğu yine babaların cebinden çıkıyor!
Babalar kendilerine alışverişte cimridirler!