Suriye’deki iç savaştan kaçanlar, Türkiye’ye niye sığındılar?
Bizi çok sevdiklerinden dolayı mı?
Müslüman ve güvenli bir ülke olduğumuz için mi?
Hayır!
Kabul edelim, kara kaşımıza kara gözümüze gelmediler…
Kapılarını açan başka ülke olmadığı için mecburen ve çaresizlikten geldiler.
Bugün, Avrupa’da sıradan bir ülke “gelin” dese, gözleri ne Türk vatandaşlığını görür ne TOKİ evini, bir dakika durmaz giderler…
Hem de, bugüne kadar yaptığımız misafirperverliğimize bir kuru teşekkür bile etmeden…
*
AK Partilisi de dahil herkes tepki gösteriyor ama bence Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Suriyelilere ‘Türk vatandaşlığı’ konusunu bilerek attı ortaya…
Bu bir siyasi blöf!
Başka türlü gitmeyeceklerini gördü!
Zannediyor musunuz, 3 milyon Suriyeli, Türk vatandaşı olmak için nüfus müdürlüklerinde kuyruğa girdi bekliyorlar büyük bir heyecanla!
Yok öyle bir şey!
*
Türk vatandaşı oldu diyelim peki yaşamak kolay mı?
Nefes almak, para yazıyor bu ülkede…
Vergilerle, zamlarla, faturalarla yaşamak her yiğidin harcı değil…
Okuyup kariyer yapmak, maaşıyla geçimini sağlayabileceği işe, mesleğe, başını sokacağı bir eve sahip olmak, çocuklarına sağlıklı, güzel bir gelecek bırakmak…
Çoğunun ömrü bunları gerçekleştirmenin hayaliyle ve borç ödemekle geçer.
Türk vatandaşı kimliği taşımanın sorumluluğu da ağırdır…
Gerektiğinde, vatanı için, bayrağı için ölümü göze alır…
Savunur ülkesini savaşır yedi düvele karşı, kaçmaz!
İşte bu yüzden bedavacılığa alıştırdığımız Suriyelilerin çoğu bu gerçeğe pek sıcak bakmaz…
Bindiği dalı, kim kesmek ister?
*
Misafir ya da turist kalmayı tercih ederler…
Çünkü;
Yarın öbürgün, “Esad zulmünden kaçtık, burada geçim savaşına yakalandık” sitemi ettiklerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın “Türk vatandaşı olurken bana mı sordunuz?” diye sormasından çekinirler!
Sorar mı, sorar!
Acil Gelin Servisi!
Başbakan Binali Yıldırım, sağlık hizmetlerinde Türkiye’nin geldiği noktayı, fıkra tadında güzel bir örnekle açıklamış…
Ona da bir dostu anlatmış…
Kadının biri hastanenin acil servisine gitmiş…
Doktor sormuş:
“Neyin var teyze?”
Kadın kulağına eğilmiş doktorun:
“Benim bir şeyim yok evladım. Ben buraya tedavi için değil oğluma kız bakmaya geldim. Bir hemşirenizi çok methettiler de! Eli çok hafifmiş!”
Başbakan Yıldırım’ın verdiği bu örnek önemli gerçekten de…
Nereden nereye!
Eskiden hamamları tercih ederlerdi anneler, şimdi hastanelerin acil servislerini dolaşıyorlar…
Damat adaylarının durumları bu kadar acil demek ki!
Ne diyelim;
Darısı yoğun bakım servislerimize!
Timsah Arena!
Nazar mı var, göz mü var?
Yoksa kurban adağını yerine getirmeyen mi var?
BBB Stadyumu’nda (Timsah Arena) açıldığı günden beri aksilikler bitmiyor.
Dün gece de stadın aydınlatma direklerine giden kabloları kesip götürmüş hırsız veya hırsızlar…
En az 100 metre kablo yokmuş ortada!
Ben korkmaya başladım, bir gün bir bakacağız Bursaspor‘un soyunma odasına girmiş hırsızlar, maddi değerde bir şey bulamayınca Cucak ve Necid’i yüklenip kaçırmışlar!
Ali Başkan, “Ay, ay, ay!” diye ağlanıyor, yedek kulübesinde!