Haftaya bugün sandık başına gideceğiz…
Ve, kentimizin, ilçemizin belediye başkanlarını, meclis üyelerini, mahallemizin de muhtarını seçeceğiz.
Ne dersiniz, seçmek mi zor, seçilmek mi?
Peki nasıl bir seçmensiniz?
Buyurun şıklar aşağıda:
* Ceketçi seçmen:
Partisinin genel başkanını sever, ona inanır, güvenir. Seçimlerde, lideri ceketini bile aday gösterse, sorgulamadan gözü kapalı gider oyunu verir.
* Partici seçmen:
Liderini pek sevmese de, güvenmese de, bu son diyerek sırf partisinin hatırına oyunu verir.
* Projeci seçmen:
Partilerin, adayların seçimlerde anlattığı vaatlerin inandırıcılığına bakar, projeleri karşılaştırır. Hangisi aklına yatarsa, oyunu da ona göre verir.
* Kararlı seçmen:
Seçim sürecinde, hangi lider ne demiş, hangi aday ne vaat etmiş, kimler aday gösterilmiş, hiç ilgilenmez. Seçim günü gider oyunu atar, işine bakar.
* Kararsız seçmen:
Sandık başına gidene kadar hangi partiye, hangi adaya oy vereceğine kararsızdır. Oy pusulasını görünce verir kararını. Ve genelde hayatta oy vermem dediğine basar mührünü.
* Pişman seçmen:
Her seçimde verdiği oydan dolayı pişmanlık duyar. Elim kırılsaydı da vermeseydim der ama dayanamaz elinin bir daha kırılmasını göze alarak, gider yine pişmanlık duyduğu yere verir oyunu…
* Konjonktürel seçmen:
Parti ve aday ayrımı yapmaz. Seçimde hangi parti ve adayın kazanma ihtimali yüksek görünüyorsa, oyunu ona verir. Seçim zaferine ortak olmanın tadını çıkarır.
* Menfaatçi seçmen:
Hangi parti ve adayın kazanması durumunda kendisine, yakın çevresine ekonomik ve sosyal açıdan faydası olabileceğine inanırsa, oyunu da oraya verir.
* Hassas seçmen:
Seçim sürecinde siyasi parti liderlerinin ve adaylarının söylemlerinden, vaatlerinden çok etkilenir. Bu seçimde ülkesinin ve kentinin menfaatlerine hangisinin daha iyi hizmet edeceğine inandığı yere oyunu verir.
* Siyasetçi seçmen:
Seçimlerde tüm partilere, adaylara mavi boncuk dağıtır. Çoğu zaman seçimlerde oy kullanmaya gitmese bile, seçim sonuçları netleşmeye başladığı an, bayrağını kaptığı gibi soluğu kazanan parti ve adayın seçim kutlamalarında alır.
* Çok bilmiş seçmen:
Seçimi oy vermediği parti de kazansa, ertesi gün her yerde “Ben kazanır demiştim. Diğerlerinin kaybedeceği ta başından belliydi” şeklinde iddialı yorumlar yapmayı sever.
Ömrünüze bereket!
Amerika’da yapılan bilimsel araştırmaya göre, ömrümüzü kısaltan beş alışkanlık varmış…
Neler mi?
1. Şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalar
2. Sigara
3. Hareketsizlik
4. Çok zayıf veya aşırı kilolu olmak
5. Yüksek alkol tüketimi
Bu araştırma ülkemizde yapılsaydı, kesin bir madde daha eklenebilirdi…
Hangisi mi?
Seçimler!
Özellikle aday olanların ömürlerinden ömür gidiyor, sonuçlar açıklanana kadar!
Aşık Veysel’in kalbi
Hafta içinde, halk ozanı Aşık Veysel’in ölümünün yani sadık yari kara toprakla buluşmasının yıldönümüydü…
Yalnız elinden düşürmediği bağlaması ve yanık türküleriyle değil, hayatıyla ve nükteli özlü sözleriyle de gönüllerde ayrı bir yeri olan büyük bir ozandı O…
Onunla ilgili anlatılan şu kısa anekdotun güzelliğine bakar mısınız?
Hastalığının ciddileştiği günler…
Kendisini genel bir muayeneden geçirmek isteyen doktor, “Göğsünüzü açın da bir kalbinizi dinleyelim” deyince, Aşık Veysel tebessüm ederek şu cevabı verir :
“Kalbimi dinletmem doktor. Orada sırlarım var!”
Rahmetle ve saygıyla andığım bu büyük halk ozanının, şu sözüne de bayıldım:
“Lafı pişirmeden ağzımdan çıkarmam. Çünkü ağzına giren değil çıkan önemlidir!”
Günümüz yerli yabancı siyasetçilerine tam bir mesaj niteliğinde…
Seçim atasözleri
* Ayağını yorganına, vaatlerini bütçene göre uzat!
* Sakla projeni gelir zamanı…
* Bana adayını göster, sana oy oranını söyleyeyim…
* Adayını övmeyen, sandıkta dizini döver…
* Korkunun ecele, boş vaatlerin seçime bir faydası yok…
* Ne verirsen elinle, seçimde o gelir seninle…
* Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, adayı vaatleri seçime kadar…
* Parayı veren düdüğü, oyunu veren ıslığı çalar…
* Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, sandıktan dönenin kolu…
* Dost başa bakar, seçmen vaatlere…
Haftanın fotosu
– Mart çatıdan baktırır…