Hükümet’in gençlere yönelik projelerine gösterilen ilgi ne durumda diye şöyle bir göz attım…
Örneğin;
Aile Bakanlığı’nın çeyiz hesabı projesi vardı…
Evlenmek isteyen ve evde kalmaktan korkan gençler, önce gidip bir bankada kendi adına hesap açıyor, sonra hiç çekmeden en az 3 yıl boyunca düzenli olarak o hesabında para biriktiriyor.
Üç yılın sonunda hesabında ne kadar biriktirdiyse, Devlet de yüzde 20’i kadar hibe kredi takviyesinde bulunuyor.
Evlenmek şartıyla tabii…
Böylece yuvanı kuruyorsun ve en az 3 çocuk yapıyorsun, çocuklardan birinin adını da Aile Bakanı’nın ya da Cumhurbaşkanı’nın adını koyarsan değme keyfine!
*
Bir de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “Genç çiftçi” projesi vardı…
Faruk Çelik’in bakanlığı döneminde başlatılmıştı.
Amaç;
Gençleri doğaya çekmek, hayvancılık ve tarıma özendirmek, köyden kente göçü de azaltmak…
Bu proje kapsamında da, hayvancılık ve tarım konusunda projesi olan gençlere en az 30 bin lira hibe kredi desteği sağlanıyor.
Bakanlığın verilerine göre, bu hibe kredi için başvuran girişimci gençlerin sayısı 400 bini geçmiş.
Laf aramızda;
Evlenmek isteyen gençlerin “Çeyiz Hesabı” projesini sollamış!
*
Saman hesabının çeyiz hesabını sollamasına şaşırmadım…
Neden mi?
Nedeni ortada…
Üç yıllık çeyiz hesabında 5-10 bin lirası olan gencin kısmet bulması mı daha kolay, yoksa çiftliğinde hibe krediyle aldığı 5-10 çift büyükbaş hayvanı olan girişimci ruha sahip gencin bulması mı?
Ferdi Baba, boşuna demiyor;
“Hadi gel köyümüze geri dönelim / Fadime’nin düğününde halay çekelim” diye…
Günümüz gençleri belki apolitikler ama çok ince hesapçılar!
Onlar için proje üretmek çocuk oyuncağı, siz hibe krediden haber verin yeter ki!
Pişmanlık veren başarılar
İl Sağlık eski Müdürü Dr. Osman Ayyıldız’ın, sevdiklerimize sarılmanın ve kucaklaşmanın önemini anlatan güzel bir paylaşımı vardı dün sosyal medyada…
Alman futbolunun efsane ismi Franz Beckenbauer’in hayatının anlatıldığı kitaptan, ibretlik bir bölüme yer vermiş.
Beckenbauer’in, futbolcu ve teknik direktörlük yaşantısında sayısını unuttuğu şampiyonluklar yaşayıp kupalar alsa da, meğer acı dolu bir hayat hikâyesi varmış…
Futbolun peşinde koşmaktan ailesine yeterince zaman ayıramayan Beckenbauer, oğlu Stefan’ın kanser hastası olduğunu bile son anda öğrenmiş.
“Baba, biliyor musun, senin kaldırdığın o kupaları biz hiç sevmedik. Sen maçları kazanıp kupa kaldıracağın zaman annem televizyonu kapatırdı. Biz senin kupalarını hiç sevmedik baba” sözleriyle veda etmiş babasına…
Beckenbauer, o günden sonra kendisiyle futboldaki başarıyla ilgili röportaja kim gelse, hep şu yanıtı veriyormuş:
“Kazandığım bütün kupalarımı alın. Bana oğlum Stefan’a sarılabileceğim iki dakika verin!”
Mesleğine, ticarete, siyasete ve eğlenceye kendini fazla kaptırıp da ailesini, sevdiklerini ihmal edenlere gelsin bu cümle!
“Başka Bursaspor yok!”
Gerçek bir Bursaspor sevdalısı Nevzat Durgutlu…
Emekli öğretmen olan Durgutlu da benim gibi hala Bursaspor’un ligden düşmesine inanamayan, kabullenmekte zorlanan ve düşürenleri asla affetmeyenlerden…
Uzun bir mail göndermiş, yaşananlara rağmen Bursaspor’a sahip çıkmaya davet ediyordu taraftarları…
Şu sözlerine katılmamak mümkün mü Nevzat Hoca’nın:
“…Gelin takımımıza sahip çıkalım. Başka Bursaspor yok! Kombinemizi alalım, çevremizi, arkadaşlarımıza da almaları için zorlayalım. 200 lira nedir ki, ayda bir paket sigarası bile değil!”
Pazar bilmecesi
Suriye’nin kuzeyine kurulacak ‘Güvenli Bölge’ için bir taraftan bizimle mesafe ve derinlik konusunda çingen pazarlığı yapıyor ABD, öte yandan da YPK/PKK’ya tonlarca silah ve mühimmatı yardımına devam ediyor…
Bilin bakalım, ABD bu ikiyüzlülüğü niye yapıyor?
a) Türkiye’nin iyiliği için
b) Ortadoğu’daki menfaatleri ve büyük İsrail hayalleri için
c) Taşeron terör ordusu YPK/PKK’yı bizden koruyup güçlendirmek için
d) Suriye’de kalıcı barışı sağlamak için
Otoban
Şarkıcı Demet Akalın, yeni açılan İstanbul-Bursa-İzmir otobanını çok beğenmiş…
Sosyal medya hesabından övgüler düzmüş…
Yetmez!
Bir de şarkı yapmalı hatta otobanda klip de çekmeli!
Şarkının ilk mısraları hadi benden olsun:
Aşkımız bir otoban
Bas gaza uçalım
HGS çok yazmadan
Medyalar duymadan