İşi ve özel hayatıyla, komik söylemleri, gaflarıyla sık sık gündeme gelen Karadenizli iş adamı Ali Ağaoğlu, geçtiğimiz günlerde yine medya gündemindeydi!

“Benim ortanca eşle, İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısının yapıldığı yerden geçiyorduk. Baktım fakirler karanfil bırakıyordu, ben gül bıraktım!” sözleri çarşıyı karıştırdı.

Günlerce yazıldı, konuşuldu…

Kimi, terör gibi acı olayı karanfil-gül sözleriyle hafife almakla eleştirdi…

Kimi, ortanca eş tanımına takıldı!

“Diğer eşleri niye tepki göstermiyor bu duruma?” diyenler oldu…

“Biz bir tane eş bulamıyoruz, millet ortancalarla hava atıyor” diye ağlananlar da vardı.

 

*

 

Ortanca eş- karanfil-gül, görgüsüzlük, zenginlik çerçevesinde yapılan tartışmalar, bana sevdiğim bir hikayeyi hatırlattı…

Hangi hikaye mi?

Bir bilgenin, öğrencilerine anlattığı dört eşli kral hikayesini…

Bilmeyenler merak edebilir, özet geçeyim…

Büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın dört eşi varmış…

Fakat ne hikmetse ilk eşini diğerleri kadar sevmezmiş kral…

Bütün sevgisini, ilgisini daha genç, güzel ve cilveli olan diğer üç eşine verirmiş.

Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanır…

Öldükten sonra yalnız kalmaktan korktuğu için eşlerine, “Ölüm yalnızlığımı hanginiz benimle paylaşırsınız?” diye sorar.

Çok sevdiği eşleri, kabul etmemişler tabii teklifi, hemen uzaklaşmışlar yanından…

O sevmediği, yüzüne bakmadığı ilk eşi ise, “Ben seni asla bırakmam, merak etme” demiş…

Bunun üzerine kral, büyük bir pişmanlıkla ve mahcup bir şekilde sarılmış kraliçeye…

 

*

 

Bilge, çocuklara bu hikayeyi anlattıktan sonra, kıssadan hisseyi de vermiş:

“Aslında bizim de dört eşimiz var! Dördüncü eşimiz bedenimiz! Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz servet ve statümüz! İkinci eşimizde ailemiz ve dostlarımız!”

Öğrenciler sormuşlar heyecanla:

“Ya ilk eşimiz nedir?”

Bilge gülümsemiş:

“Ruhumuz! Onu sakın ihmal etmeyin!”

 

Büyükşehir’den kepenek!

 

Dağ ilçelerimizin köylerinde çobanlık yapan vatandaşlarımızın hiç akıllarına gelir miydi…

Bir gün gelecek…

Dağlarda koyun keçi otlatırken giydikleri o geleneksel kepeneklerin, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kendilerine hediye edileceğini!

Hani yazın sıcaktan, kışın soğuktan koruyan, keçeden yapılma klasik çoban giysisi kepenek var ya, Büyükorhan‘lı çobanlarımıza işte onlardan dağıtmış Başkan Recep Altepe…

Yanında bir de koyun kırpma makinesi var…

Ayrıca, yonca tohumu da!

Daha ne olsun!

Kırsal kalkınmayı destekleyen hizmetlerini, yapılan yatırımları takdirle karşılıyordum ama çobanlarımızın kepeneklerine kadar düşünülmesi, hizmette son noktadır!

Artık kavalı da kendiniz yapın gari!

 

Selam…

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında, teröre inat ‘selamlaşma’ seferberliği ilan etti.

“Sakın ola ki evlerimize kapanmayalım. Hayattan koparmak isteyenlere rağmen özgüvenle sokağa çıkıp hayata karışalım. Herkese esselamü aleyküm diyelim” çağrısı yaptı.

Başbakan’ın çağrısı güzel ama eksik…

Keşke, “Kuru kuruya selam olmaz, mahallenizdeki, semtinizdeki esnaflardan, AVM’lerden alışveriş de yapın!” deseydi…

Terör korkusu yüzünden esnafla da selamı sabahı kesmişti vatandaş!