Bu yıl orman yangınlarında yine yandı canımız, ciğerimiz…
Son bir aydaki orman yangınlarında tam bin 244 futbol sahası kadar alan kül olmuş.
Neredeyse bir şehir büyüklüğünde!
Yanan yalnız ağaçlar değil ki, kimbilir kaç canlı telef oldu?
Eğer o ormanları kasıtlı yakanlar varsa Allah da onları yaksın cayır cayır!
*
Bu yıl orman yangınlarının çok olması, müdahalede ve söndürülme çalışmalarında geç ve yetersiz kalındığına dair tartışmaları da alevlendirdi.
Orman Bakanlığı’nın THK’nın söndürme uçak ve helikopterlerini kullanmak yerine, özelden kiralaması sorgulanıyor.
Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, “THK’da 3 tane uçak motoru arızalı şekilde duruyor, 3 tanesi de yağ akıtıyor, çalıştırabilen varsa buyursun gelip çalıştırsın” açıklaması, tartışmaları daha da körükledi.
*
Tartışmaları izlerken, yıllar öncesine gittim…
Orhaneli’de büyük bir orman yangını olmuştu.
Yangından aylar sonra, OLAY TV’de program yapan rahmetli Şemsettin Şen’in sayesinde, yanan bölgeyi helikopterle gezip, hasarın büyüklüğünü yerinde görme fırsatımız doğmuştu.
Şen’in ricasını kıramayan dönemin İl Orman Müdürü, bize orman yangınlarında kullandıkları kiralık Rus helikopteriyle dolaştırmıştı.
Pilotu da emekli Rus askeri pilotlarındandı.
*
O geziyi hiç unutamam…
Pilot emekli olmayı başarmış ama helikopter de “ne olur beni de emekli edin artık” diye resmen ağlıyordu.
Her tarafından ses geliyor, helikopterden çok uçan tabuta benziyordu.
Civataları birazdan sökülecek, pervanesi uçup, kanatları kopacak, ormana çakılacağız gibi uçuyorduk…
Sanki Rambo’nun Vietnam ormanlarında çekilen filmin bir sahnesindeyiz…
Bildiğim bütün duaları okuyarak, hatim indirme rekoru kırmıştım.
O gün habercilik uğruna binmiştik bir alamete, az kalsın gidiyorduk kıyamete…
Neyse ki, votka kokulu pilot, bizi kazasız belasız aldığı yere indirdi, kavuştuk selamete…
Helikopterden iner inmez toprağı öpmüştüm.
Bir de Şemsettin Bey’i!
O helikopter duruyor mu acaba?
Duruyorsa ormanlarımızı yakanları, yağmalayanları da bindirip, yanan bölgelerde bir sorti yaptırmalı!
Köylü pazarları
Kurulmasındaki amaç neydi?
Köylünün tarlasında, bahçesinde yetiştirdiği ürününü, daha ucuz, daha doğal ve taze şekilde, birinci elden tüketiciyle buluşturmasıydı…
Peki, amacına uygun hizmet veren kaç köylü pazarı var?
Üzgünüm ama çoğunun tezgahlarındaki ürünleri de, fiyatları da, artık normal semt pazarlarından farksız!
Halden aldığı faturalı ürününü, köylü pazarındaki tezgahında “kendi tarlamızdan, bahçemizden, sabah topladım” diyerek satıyor bazı uyanıklar.
Onlar yüzünden olan gerçek köylü vatandaşlarımıza oluyor.
Sattıkları kendi ürünlerine bile şüpheyle bakılıyor.
Bursa Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu da, bu konuda üzgün…
Sorunun, yetersiz denetimden kaynaklandığını belirtiyor Aksu…
Denetiminin Oda’ya verilmesi durumunda, köylü pazarlarını gerçek kimliğine kavuşturma sözü veriyor.
İddialı da…
“Köylümüzün mağduriyetini, tüketicinin kandırılmasını biz önleriz” diyor…
Helal olsun Dadaş’a!
Bursaspor’un yapamadığı organizasyonu Erzurumspor gerçekleştirdi.
Geçen akşam TV8’de yayınlanan ve Acun Ilıcalı’nın sunuculuğunu yaptığı kampanyada, Erzurumlu sanayici, siyasetçi, sanatçılara, sporculara ve STK’lara çağrıda bulunuldu.
Ve bu çağrı sonucu satılan formalarla kulübe iyi bir gelir sağlandı.
Dadaşları kutluyorum!
Gerçek dayanışma, sahiplenme işte böyle olur…
Bursaspor niye böyle bir organizasyon yapmıyor?
Programda aranacak Bursalı sanayiciler, siyasetçi, sanatçı, sporcu ve STK’lar telefonlara çıkmaz diye mi çekiniyorlar?
Yoksa, onlardan önce kulüpten alacaklıların aramasından mı korkuluyor?
Çerezci belediye!
Duydum kulaklarıma inanamadım…
Bir ilçe belediyemizin geçen dönem giderleri arasında 44 ton çerez faturası çıkmış!
Yanlış duymadınız tam 44 ton!
5 yılda yenmiş!
Başkan ve meclis üyeleri oturup kendileri mi yemiş bu kadar çerezi, yoksa belediyeye gelen misafirlere mi ikram edilmiş, etkinliklerde vatandaşlara mı dağıtılmış, bilmiyorum…
Ne olursa olsun, rakam çok geldi gözüme…
Neyse afiyet olsun!
Yarasın!