Dünden beri çocuklarının karne ve diplomalarıyla gurur selfiesi paylaşan ebeveynlerden geçilmiyor sosyal medya…

Eh boşuna dememişler…

Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır diye…

Paylaşan anne-babalara bir takdir belgesi de benden!

*

Eskiden yani sosyal medyanın henüz daha hayal bile edilemediği yıllarda, karne dönemi demek hayatımızın en stresli bir dönemi demekti.

Evdekiler sabırsızlıkla beklerdi okuldan dönmemizi…

Karnesi iyi olan öğrenci ailesinin gözünde Einstein gibi görünürdü, karnesi zayıf olan ise tembel teneke!

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve çocuk gelişim uzmanlarının, öfke kontrolünde sıkıntılı velilere yönelik uyarıcı haberleri çıkardı basında:

“Kırık not dünyanın sonun değil! Kırılan not düzelir ama kalp asla! Çocuklarımıza şiddetle değil lütfen sevgiyle yaklaşalım!”

Karneden önce o haberi okutmaya çalışırdık aile büyüklerimize…

*

Nereden nereye…

Milli Eğitim Bakanlığı, dün karnelerini alan çocuklara anne-babalarıyla birlikte yapmak üzere tam 73 adet yaz ödevi vermiş.

Eğlenceli, geliştirici ve eğitici o etkinliklerin listesine şöyle bir göz attım…

İçlerinde çok hoşuma giden ilginç öneriler vardı.

İşte onlardan bazıları:

* Çocuğunuza düğme ve sökük dikmeyi, çivi çakmayı öğretin.

* Birlikte evi temizleyin, ütü yapın. Kurabiye, kek pişirip komşularınıza götürün.

* Sokak hayvanlarına su ve yiyecek verin.

* İhtiyaç sahiplerine yardım edin.

* Ailece akşamları açık alanda yere yatıp gökyüzündeki yıldızları sayın.

* Güneşin doğuşunu ve batışını izleyin.

* Müzeleri gezin.

* Su ve enerji tasarrufu yöntemlerini öğrenin, öğretin.

* Mektup yazın, şiir ezberleyin.

* Doğa yürüyüşleri yapın, uçurtma uçurun, saklambaç oynayın.

(NOT : Bakanlık, çocuklarınızla yapacağınız bu etkinlikleri sosyal medyada paylaşıp paylaşmayacağınız konusunda bir şey dememiş. Bence onları da paylaşın ki, beğenmekten ‘tık’ nefes olsun kıskananlar!” 

 

Moderatör Erkan Tan olmalıydı!

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun pazar akşamı birlikte çıkacakları TRT’deki seçim programının moderatör seçiminde çok yanlış yapıldı.

Gazeteci İsmail Küçükkaya yerine keşke Erkan Tan olaydı…

Tan, her sorunun başında ve her yanıtın sonunda, verirdi adaylara bol bol mehteri!

Programın tadına doyum olmaz, reyting patlaması yaşanırdı.

Tarihi fırsatı kaçırdı TRT…

 

Batırma dersi mi aldınız?

 

Bursaspor’un içinde bulunduğu mali krizle ilgili habersiz gün geçmiyor.

Borcu yüzünden takım otobüsüne haciz gelir…

Tesislerinin, stadının elektrikleri, gazı kesilir…

Futbolcular ve menajerler alacakları için kulübe ihtar üzerine ihtar gönderir.

Önceki gün bizim gazetenin spor sayfasında kulübün borç listesi vardı…

Bakkal Ali efendinin veresiye defterinden farksızdı…

“Yaz tahtaya al haftaya” diyerek yazmışlar.

Büyük umutlarla göreve gelen Yönetimin, mevcut borcu daha da katlamasına mı yanalım, koca şampiyon takımı ligden düşürmesine mi?

Hani hatalardan ders alınmıştı kardeşim?

Batırma dersi mi aldınız?

Sizi bilemiyorum ama ben artık yerel basında spor sayfalarına bakamıyorum…

Baktıkça içim acıyor, tansiyonum çıkıyor, üzülüyor, öfkeleniyorum…

Yönetime talip olacakların Allah yardımcısı olsun.

Giydikleri ateşten gömlek değil boğazlı kazak!

 

Bir güzel insanın ardından…

 

Tarihi Büyükşehir Belediye Binası’nın altındaki köylü pazarının en kıdemli esnaflarındandı Hidayet Kılıç…

BESOB’un yönetimlerinde yer almış, manavlar odası başkanlığı da yapmıştı.

Çok iyi ud çalardı.

Katıldığı gezeklerde kendine ait besteleri de çalar söylerdi.

YouTube yüklerdi bazılarını…

Sesi de güzeldi sohbeti de…

Köylü pazarından ne zaman geçsem, çayını içmeden göndermezdi beni…

Eski Bursa’yı, siyasi gündemi konuşurduk.

Amansız hastalığa yakalandığını duyduğumda çok üzülmüştüm.

Ramazan ayının ilk günü sessiz sedasız aramızdan ayrıldı Hidayet Başkan…

YouTube yüklediği son videosunu izledim geçen akşam…

“Artık bülbül ötmüyor gül dolu penceremde” şarkısını söylüyordu.

Nur içinde yat güzel insan!