Hadi gene yaşadınız!
Bütçenizi çarpan yüksek elektrik faturalarını ödemekten kurtuluyorsunuz yakın gelecekte…
Nasıl mı?
Kendi elektriğinizi kendiniz üreterek!
Neyinizle mi üreteceksiniz?
Yüzde yüz yerli sermayenizle yani gözyaşlarınızla!
Evet yanlış duymadınız, espri de yapmıyorum ağlayarak üretebileceksiniz elektriğinizi!
Ne kadar çok ağlarsanız elektriğinizin voltajı da o kadar yüksek olacak!
Bu durumda en çok anamız ağladığına göre, en fazla elektriği de onlar üreteceği kesin!
*
Dün bizim gazetede de vardı haberi…
İrlanda Limerick Üniversitesi’ndeki bilim insanları, gözlerimizin ve vücudumuzun bazı bölümlerinin ürettiği salgılardan elektrik üretmeyi başarmışlar.
Üzülüp ağladığımız zamanlarda vücudumuzda ‘lizozim’ adlı bir protein ortaya çıkıyormuş. Aynı zamanda bakteriyel hücre duvarlarını parçalamaya yardımcı olan bu salgı, kristal halinde depolandığında elektriğe dönüşme özelliğine de sahipmiş.
İşte bilim insanları bunu keşfetmişler…
*
Elektrik üretmek için sürekli ağlamak zorunda değiliz…
Gözyaşının dışında, tükürük ve sümükte de elektrik üreten o dediğim proteinden varmış…
İsteyen ağlasın, isteyen tükürsün bol bol, isteyen de karıştırsın burnunu!
Fakat üçünü aynı anda yapmayın, yüksek voltaj çarpmasın!
Peki ürettiğimiz bu elektriği nerelerde kullanabileceğiz?
Örneğin, cep telefonumuzu şarjlayabilir miyiz?
Evde işimize yarar mı?
Kablosunu nereden uzatacağız?
Yoksa ürettiğimiz elektriği toprağa mı vereceğiz yine?
Henüz bununla ilgili bir açıklama yapmamış bilim insanları…
*
Yalnız bu buluş en çok “üzgünüm, sizden yeterli elektrik alamadım” bahanesiyle, kısmetlerini geri tepenleri etkileyecek gibi…
“Demek yeterli elektrik alamadın ha! Al sana elektrik!” diyerek anında ağlayıp sümüklenebilir taliplileri…
Onunla da yetinmeyip tükürük yağmuruna tutabilirler!
İşte milletin takımı
Gazetemiz Spor servisinin Avrupa Şampiyonu olan Ampute Milli Takımımız için attığı bu başlığı çok yerindeydi.
İngiltere’yi 2-1 yendiği final maçında, hasret kaldığımız, prime endeksli olmayan milli ruhu, duyguyu, gururu hem yaşadılar hem yaşattılar…
Sadece oynadıkları futbolla değil; saha içi ve dışındaki centilmenlikleri, mütevazı davranışlarıyla da adeta ders verir gibiydiler, parayı bulunca büyük futbolcu olduğunu zannedenlere!
Şampiyon Ampute Milli Takımımızın oyuncularının tek ayakla attıkları çalımları, şutları, pasları ve golleri, iki ayağıyla atmayı beceremeyen fakat transfer dönemi gelince yükseklerden uçan öyle futbolcular var ki liglerimizde…
İzledikçe futboldan soğuyor insan!
Şiirleşin Nilüfer’desiniz!
Nilüfer Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği Uluslararası 2. Şiir Festivali’ne bu yıl yerli ve yabancı 14 tanınmış şair katılıyor.
12-15 Ekim tarihindeki festivalde şiire dair ne varsa yaşanacağını söyledi Başkan Mustafa Bozbey…
Festivalde ben de sürpriz yapıp, Başkan için yazdığım şu küçük bir şiirimle katılabilirim:
Nilüfer’de
kentsel dönüşümleri izliyorum
gözlerim kapalı!
Önümüzdeki seçimde
Beni büyükşehire yakıştıran
Şadi Başkanı dinliyorum
kulaklarım tıpalı!
Ve geçiyorum
Anadolu Arastasından
burnum tıkalı!