Her yıl sonu, yeni yıla dahil hayaller de kurulmaya başlanır…
Haberciler sokakta yakaladığı vatandaşa sorarlar:
“Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi size çıksa, ne yaparsınız?”
Verilen cevaplar üç aşağı beş yukarı hep aynıdır:
“Evler, arabalar alırım, borçlarımı öder, darda olanlara yardım ederim, dünyayı gezerim, soğanın cücüğünü yerim, saç ektiririm, kalbimin sesini dinlerim…”
*
Fıkra bu ya…
Karadenizli Temel, yıllardır büyük ikramiyenin kendisine çıkması için sürekli dua ediyormuş…
En sonunda arkadaşı Dursun, dayanamayıp seslenmiş:
“Meşgul etme Allahı boşuna da! Hem piyango bileti almıyorsun, hem büyük ikramiye çıksın istiyorsun, duan kabul olur mu hiç?”
Benim durum da Temel‘e benzemesin diye, geçtiğimiz günlerde ayıptır söylemesi kıydım paraya bir çeyrek bilet aldım…
Cüzdanıma koyar koymaz bileti, oksijen tüpsüz daldım en derin hayallere…
Fakat dalmamla vurgun yemem bir oldu!
*
Neden mi?
Gazetede gördüğüm bilimsel bir araştırma haberi yüzünden!
Haberin başlığı:
“Mutluluğun sırrı parada değil!”
İngiltere’nin saygın üniversitelerinden birinde yapılan araştırma sonunda, mutluluğun parayla bir bağlantısı olmadığı çıkmış ortaya…
Peki neredeymiş mutluluğun sırrı?
Sağlıkta!
Sağlam dostluklarda!
Sevdiğin işi yapmakta!
*
“Bu üç şeye sahipseniz, dünyanın en zengin en mutlu insanı sizsiniz” diyordu haberde…
Şöyle bir düşündüm…
Çok şükür sağlığım yerinde…
Sayısı az olsa da, kötü günümde yanımda olacaklarına inandığım kadim dostlarım var…
Eh, işimi de severek ve sayarak, ilk günkü heyecanla yapıyorum…
O halde benden zengini, mutlusu yok dedim ve bileti cüzdandan çıkardım…
Tam parçalayıp çöpe atıyordum ki, iyi gün dostlarımı hatırlayıp son anda vazgeçtim…
Sözüm söz…
Büyük ikramiye çıkarsa, bol susamlı kebap ısmarlayacağım hepsine…
Hem de en gevreğinden!
Sıfıra sıfır!
Yabancı bilim insanları, mutluluğun sırrının parada olmadığını öğrenmek için araştırmalar yapadursunlar…
Oysa, ülkemizin en zengin sanayici işadamlarından merhum Vehbi Koç, yıllar önce o sırrını da formülünü de vermişti insanlara…
Kendisiyle yapılan bir söyleşi de, bakın ne demiş:
“Evin varsa bir sıfır koy, varlıklar hanene… İşin varsa bir sıfır daha koy. İşin seninse üç sıfır daha ekle. İyi gidiyorsa işin bir üç sıfır daha ilave et… Araban, yazlığın, yatın varsa koy birer sıfır daha yanlarına… Edindiğin her maddi varlık için koy sıfırı… Şayet sağlığın yerindeyse o sıfırların başına da 1 ekle, işte o zaman sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır. 1 yoksa başlarında o kazandıkların sıfıra sıfır elde var sıfırdır!”
Çok güzel hareketler bunlar
* Ziraat Türkiye Kupası maçında, Bursasporlu futbolcuların sahaya polis giysileriyle çıkıp taraftara polis selamı vermeleri…
* Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Çocuk Acil Servisi personelinin, İstanbul’daki hain saldırıyı protesto etmek ve Polis Teşkilatı’na destek verme amacıyla, polis üniformalarıyla hastalara hizmet vermesi…
* Bursa’daki Samsun Dernekleri Federasyonu’nun Halep için battaniye yardımı kampanyası başlatması…
* Bursa 15 Temmuz Demokrasi Dernek üyelerinin aralarında topladıkları bağışla, Halep’e iki tır kömür göndermeleri…