MHP’nin olağanüstü kurultayın yapılmamasını sadece Parti Genel Merkezi’nin değil, AK Parti’nin de istemediğine…
Bu konuda MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye destek verdiklerine dair kamuoyunda güçlü bir algı oluştu.
Bunda, AK Parti’li yöneticilerin destekvari basın açıklamaları ve mahkemeler arasındaki karar tutarsızlığının da etkisi var elbette…
Bir mahkemenin “kurultay yapılabilir” yönündeki kararına, bir başka mahkemeden ‘yapılamaz’ kararı çıkıyor.
*
Kurultay yapar ya da yapmazlar…
Tek başına iktidar olmuş bir AK Parti, TBMM’de en az vekile sahip MHP’yi niye desteklesin?
Kaldı ki, seçim dönemleri her iki partinin liderleri seçim sürecinde birbirlerine kavgada bile söylenmeyecek ağır ithamlarda bulunmuşlardı.
Hadi onu da geçelim…
AK Parti‘nin kendi olağanüstü kongresi var bugünlerde…
O dururken MHP’ninkine neden müdahale etsin?
*
Akla tek ihtimal geliyor…
MHP’deki genel başkan adayları arasında en favori gösterilen adayın arkasında Cemaatin yani paralel yapının olduğu iddiaları var…
İddiaları gündeme getiren de bizzat MHP Lideri Devlet Bahçeli…
MHP‘ye desteği de, paralel yapıyla mücadelenin bir ayağı olarak görüyor belki de AK Parti…
*
Dün bu konuyla ilgili, AK Parti’li bir dostumuz ise çok başka ve ilginç yorumda bulundu…
Dedi ki;
“AK Parti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da partilerinin başında kalmasını ister! Böyle lokum gibi muhalefet liderlerini bulmuş gitmelerini ister miyiz? Onların sayesinde bak kaç seçimdir tek başına iktidar oluyor partimiz! Başkanlık sistemi gelene kadar Devlet Bey de Kemal Bey de bizim Tanrı misafirimiz!”
Sözlerinde ciddi miydi, espriyle karışık gönderme mi vardı, çözemedim!
Ne dersiniz doğruluk payı var mı söylediklerinde?
Minik bir test!
“Maharet, yönetici olmak değil; yönetebilmektir.
Hoşa gitmeyen gerçekleri duymama ve duyurmama adına izlenen anti demokratik yollar, baskı rejimlerinin yoludur ve tarih kitapları bu yolun yolcularının hazin sonlarıyla doludur…”
Hadi bilin bakalım yukarıdaki tarihi sözler kime aittir:
a) Muhalefet liderlerine
b) Basın özgürlüğünü savunan gazetecilik örgütlerinin başkanlarına
c) Çok ünlü bir düşünür ve yazara…
d) Üniversitelerde konferans vermesi engellenen, 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç’a…
Mucizeye davet!
Meslek hayatımda sayısız etkinlik daveti aldım ama bu son gelen çok farklıydı…
Eğitim ve Yaşam Koçu Semra Kozanlı tarafından mucizeye davet edildim!
Getirdiği davetiyesinde aynen öyle yazıyordu.
500 kişilik toplu ve uygulamalı bir seminer düzenliyormuş…
O seminere katılanları hücresel bir çekaptan geçirecekmiş, patenti kendisine ait programla…
Baktım çok iddialı…
“Saç da çıkaracaksa gelirim” dedim…
Şöyle bir karamsar baktı…
Beynimdeki bütün elektronları kafadan yaktı!
Benim mucize yattı!
Dokunamayanlar!
AK Parti, CHP ve MHP‘nin desteklediği ‘dokunulmazlık’ teklifinin TBMM’deki ilk oylamasında 141 fire verilmiş.
Şimdi ddokunamayan o vekillerin hangi partiden ve kimler olduğu tartışılıyor…
Kimler acaba?
Sakın çıkacak yasanın ucu kendisine de dokunacaklar olmasın!
Bindiği dalı kesmek kim ister?