Avatar
Selahattin Adıgüzeller
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

“Hayat akıp gidiyor, evde oturmayın!”

Bu sözler, otostop çektiği araçta unuttuğu fotoğraf makinesinden çıkan gezi fotoğraflarıyla sosyal medyada fenomen olan Ayşe Kurucu’ya ait…

Ayşe Teyze, 60 yaşında, 3 çocuk 6 torun sahibi…

Eşinden boşandıktan sonra kendisini ‘hür kız’ ilan etmiş ve başlamış dünyayı gezmeye…

Hem de tek başına…

Ve de babasından kalan şehitlik maaşıyla!

Çevresinde yurt dışına gitmek isteyenleri, tanıdığı tur şirketine yönlendirerek bazı gezileri de ucuza getiriyormuş.

 

*

 

Önce hacca gitmiş, ardından çıkmış dünya turuna…

Bugüne kadar gezdiği ülke sayısı 25

Bavulu her daim karyolasının altında hazırmış…

Turla gittiğinden yurt dışı gezilerinde yabancı dil problemi de yaşamıyormuş…

Singapur ve Dubai’ye hayran kalmış, şimdi hedefinde İspanya, Japonya, Çin var. Bu ülkeleri görmeyi çok istiyormuş…

Fotoğraf makinesine ve gezilerde çektiği fotoğraflarına kavuşmanın sevincini yaşayan Ayşe Teyze, yaşıtlarına ve en çok da gençlere güzel bir çağrıda bulunuyor:

“Hayat akıp gidiyor. Evde boş boş oturmayın. Eliniz ayağınız tutuyorken gezin dolaşın, bir daha mı geleceksiniz dünyaya?”

 

*

 

Eminim şu an Ayşe Teyze kafasını yaşamak isteyen milyonlarca insan vardır ülkemizde…

Aynı ekonomik fırsatı ve kararlığı kendilerinde bulsalar, bir dakika bile durmayacaklar…

Boyunlarında fotoğraf makineleri…

Ellerinde, savaşın, terörün, yoksulluğun, acının yaşanmadığı, konuşulmadığı, haberlerinin yapılmadığı en sakin ülkelerin haritası…

Sırt çantası omuzlarında…

Pasaportlarında yüreklerinin götürdükleri yerin vizesi…

Çıkacaklar onlar da dünya turuna…

 

*

     

Ah be Ayşe Teyzem!

Nerede bizde o sendeki cesaret?

Nereye gidersek gidelim, dertlerimiz, sıkıntılarımız peşimizi hiç bırakmıyor ki…

Üstelik de VİP yolcusu gibiler, bizden önce gidiyor, bizden önce dönüyorlar!

Vize sorunları da yok!

 

Yılın hırsızı!

 

Kırklareli Açık Cezaevi’nde yaşanmış olay…

Hırsızlık suçundan yatmakta olan K.T, idari binadaki çelik kasayı kendine has yöntemlerle gizlice açmış…

İçinde cezaevi yönetiminin ve mahkumlara ait 10 bin lira ile 250 doları aldıktan sonra firar etmiş.

Türkiye’de bu bir ilkmiş!

Yattığı cezaevinin kasasını soyarak tarihe geçen hırsızın cesaretine de yeteneğine de şapka çıkarmamak elde değil!

Yattığı cezaevini bile soyacak kadar gözü dönen bir mahkum, dışarıda neler yapmaz!

Çaldığı 250 doları bozmadan yakalansa bari!

Yoksa, “Ben doları bozdurup, ekonomimize destek olmak için kasayı açtım” diyerek, iyi halden de yırtabilir!

  

Savaşın çocukları         

 

Hastane önünde bir Suriyeli dilenci

Genç ve sapasağlam bir adam, yanında 6-7 yaşlarında küçük erkek çocuğu…

Oğlu mu yoksa bir yakını mı bilmiyorum…

Soğuktan titreyen çocuğun üzerinde doğru düzgün giysi yoktu, yırtık ayakkabılar ayağında…

Fakat adam sıkı sıkı giyinmiş, üzerinde montu, boynuna atkısı, ayağında sağlam bir ayakkabı…

Çocuğun halini gösterip, yardım dileniyordu yarım yamalak Türkçesiyle…

Üzüldüm…

“Önce evladını giydirseydin ya! Bak çocuk soğuktan morarmış” dedim…

Söylenerek uzaklaştı yanımdan…

Yazık!

Olan çocuklara oluyor hep…

Savaştan kaçamayanlar, bombaların, kurşunların hedefi oluyorlar…

Kaçanlar ise aileleri tarafından duygu sömürüsüne malzeme!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X