Cumhur İttifakı’nın Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı AK Parti’li Alinur Aktaş’ın açıkladığı projeler arasında, İpekyolu Film Festivali’nin de olduğunu görünce sevindim.
Niye sevindim?
Bu proje, Büyükşehir eski başkanı rahmetli Hikmet Şahin’in de projeleri arasındaydı…
“Antalya’nın altın portakalı, Adana’nın altın kozası varsa Bursa’nın da ipekyolu olmalı” demiş, seçilir seçilmez ilk yılında festivali gerçekleştirmişti.
En büyük hedefi de geleneksel hale getirmek, zamanla uluslararası formata sokmaktı.
*
Fakat kısmet olmadı…
Şahin’den sonra göreve gelen Recep Altepe, festivale yönelik “Adı sanı duyulmamış, unutulmuş, marjinal ve sarhoş üçbeş sanatçıya, filmciye verilen paralara yazık” yorum ve eleştirilerinin etkisiyle festivali iptal etmişti.
Kadere bakın!
İpekyolu Film Festivali’ni başlatan da bitiren de AK Parti’li belediye başkanları oldu…
Şimdi yine AK Parti’li Başkan’ın yeniden seçim vaatleri arasında.
Laf aramızda;
Bu festivalin unutulmaz güzel bir hatırası da vardır bende…
Çünkü, gönül gazeteciliğim onun sayesinde başladı!
Nasıl mı?
*
Festivalin ilki için İstanbul’da görkemli bir tanıtım programı yapılmıştı.
Bursa basını olarak biz de tam kadro izlemeye gitmiştik.
Sinema ve dizi sektörünün tanınmış ünlü ünsüz çok sayıda sanatçısı, yönetmeni, senaristi, yapımcısı katılmıştı programa.
Konuşmalardan sonra yemeğe geçilmiş, salondaki onca genç ve güzel ünlü arasında, benim şansıma da, Türk Sanat Müziğimizin taş bebeği Gönül Yazar oturmuştu yanıma!
Gönül gazeteciliğim ta o yıllara dayanıyor yani!
*
Sonradan öğrendim ki, masada bana bu güzelliği yapan kentimizin tanınmış müzecisi Ahmet Erdönmez’miş!
İki müzelik insanı yanyana getireyim diye düşünmüş…
İyi düşünmüş de…
O akşam Gönül Hanım’a bir espri olsun diye, kendimi gazeteci değil aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni olarak tanıtmış, o da inanmıştı…
Daha kötüsü, çekeceğim ilk filmde de onu başrolde oynatma sözü vermiştim.
İpekyolu Film Festivali’nde karşılaşmayız inşallah!
Yok böyle bir performans!
Yerel seçim sürecine girildiği günden beri, havadan karadan günde en az iki üç şehri hatta ilçeleri geziyor…
Hava soğukmuş, yağmur, kar, dolu varmış dinlemiyor, buralardaki mitinglerde halka sesleniyor…
Akşamları da TV kanallarına konuk olup uzun uzun konuşuyor.
Yok böyle bir performans!
Yok böyle bir tempo!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekten de maşallahı var…
Vatandaş ekranda gördükçe “Helal olsun Reis’e” diyor…
Diğer liderlere, hatta kendi partililerine bile tur üstüne tur bindiriyor seçim gezilerinde…
Onun bu enerjiyi, gücü nereden aldığını da merak ediyorlar…
Halkın sevgi ve ilgisi, memlekete hizmet aşkının dışında başka etkenler de olmalı, Tayyip Bey’i meydanlarda her daim böyle canlı ve heyecanlı tutan…
Ne yiyor ne içiyorsa, daha katıldığı iki nokta mitinginde sesi kısılan, yorulan, partisinin belediye başkan adaylarına hatta milletvekillerine, il ve ilçe başkanlarına da versin aynı tarifi…
Yalnız onlara değil, kendisini takip eden medyaya da vermeli!
Onlar da kullansınlar, yoksa, 31 Mart’a kadar perte çıkacaklar hepsi!
Kim bu Hızır?
Türk filmlerindeki gibi…
İstanbul’un Haliç kıyısındaki Hasköy Mahallesi’nde gecekonduların kapısına zarf içinde para bırakılıyormuş…
İçinde bin lira olan zarfların kim tarafından bırakıldığı bilinmiyor.
Sabaha karşı özellikle yoksulların oturduğu evlere gizlice bırakılıyormuş.
Mahalleli “Hızır” adını vermiş bu kimliği meçhul hayırsevere…
İster misiniz kurnaz bir belediye başkan adayı veya muhtar adayı çıkıp bu olayı üstlensin “ben dağıtıyordum” desin…
Yapar mı yapar!
Sezonun golü!
Bursaspor’lu Aytaç Kara, maçın son uzatma dakikasında Sivasspor’a attığı o gol belki de bu sezon ligde kalmamızı sağlayacak gol olarak geçecek tarihe…
O maç da berabere bitseydi yine karalar bağlayacaktık…
Mart’ın sonu PTT ligi olabilirdi!
Henüz tehlike geçmiş değil ama üç puanı getiren o gol sonrası yaşanan sevinç, Bursaspor’un ligdeki kalan maçları için takımı, taraftarı ve şehri birbirine kenetledi.