Flipboard
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, hayırsever kişi, kurum ve yardım kuruluşlarının desteğiyle, Evladı-ı Fatihan diyarlarında yani Balkanlar’da her yıl güzel bir etkinlik yapılıyor…
Aynı zamanda kalıcı bir hizmet bu…
Asla unutulması mümkün değil!
Ne mi?
Sünnet cemiyetleri…
Aileler unutsa, çocuklar unutabilir mi bu tarihi kesimi!
Bu yıl 16.ncısı gerçekleşen geleneksel etkinliklerde de toplam 720 çocuk, törenle erkekliğe ilk adımını attı.
İşte bu etkinliğin Makedonya’nın Başkenti Üsküp’teki törenini izlemeye gittik.
Üsküp’ün yeri ayrıdır bende.
Ailede arnavutluk yok ama yarı Üsküp’lü sayılırım!
Çünkü Bursa’da doğduğum sokağın adı Üsküp’tü benim…
Hatta rahmetli ebem Emine teyze, Üsküp’ten göç etmiş arnavutlardandı.
Pitalarla yani arnavut börekleriyle büyüdüm desem yeridir.
Büyükşehir Belediyesi bu hassasiyetimden dolayı beni de davet etmiş…
Benim için, hem memleket havası alır, hem de sünnet çocuklarına bir iki espri yaparak, acılarını hafifletir diye düşünmüş, sağ olsun, Başkan Alinur Aktaş…
4-5 yıl önce de gelmiştim Üsküp’e…
Yalan yok. Ben de “Ne işi var belediyelerimizin oralarda? Yapacaksa devlet yapsın” diyenlerdendim ilk zamanlar…
Fakat oralara gidince, oradaki soydaşlarımızın gözlerindeki sevinci, mutluluğu ve gururunu görünce, yapılan etkinliklerin sosyal, kültürel ve tarihsel boyutunun ne kadar önemli olduğunu anlıyor, inanın yapılanları az bile buluyorsunuz…
Üsküp’teki sünnet törenine Başkanvekili olarak katılan Gülten Kapıcıoğlu’nun dediği gibi, Türkiye ile Balkanlar arasındaki gönül bağını güçlendiren, kültürel değerlerimizi, geleneklerimizi yaşatan etkinlikler bunlar…
Bu bağ kopmamalı, koparılmasına izin vermemeliyiz!
Neden mi?
Sünnet çocuklarının giydikleri o asalı sünnet kostümlerinin üzerindeki Osmanlı ve Türk motiflerinden bile huylanan, ürküp başka yerlere çekenler oluyormuş, hala…
Bakınca ne görüyor, akıllarına ne geliyorsa artık!
Alaca Camii… Matka Kanyonu… Çarşı turu
Gezimiz bir günlüktü. Salı gittik, çarşamba döndük.
O yüzden çok gezme fırsatımız olmadı.
Üsküp’ün çarşısını, heykelleriyle ünlü köprünün karşı tarafını şöyle bir turladık.
Matka Kanyonu’nda da huzur turu attık.
Bir de, Kalkandelen olarak bilinen müslüman ağırlıklı Tetovo şehrindeki Alaca Camii’ne gittik…
579 yıl önce iki kız kardeşin çeyizlerini satarak yaptırdıkları bu caminin en önemli özelliği, içindeki süslemelerde kullanılan boyalardaki renklerin kalıcı olması için 30 bin civarında yumurtanın kullanılması…
Görmeye alışık olmadığımız figürler ve renkler vardı duvarlarında, bir de ilginçtir tam 28 peygamberin adı yazıyormuş duvarlarında…
İbadete açık olan cami tam bir müze gibi…
Cumali’den de selam var
Kalkandelen’deki ikinci durağımız, Harabati Baba Tekkesi oldu…
Sorumlusu eski UÇK askeri Cumali’den ata yadigarı tekkenin tarihini dinledik.
Kendi deyimiyle anne Boşnak, baba Arnavut kendisi ise bir Türk olan Cumali, Rumeli türkçesiyle tam bir stand-up tadında anlattı…
Duygulandırdı ve gülümsettirdi bizi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgisi inanılmazdı Cumali’nin…
15 Temmuz’daki darbe girişimini duyar duymaz çıkmış yola 10 saatte İstanbul’a gelip bir hafta boyunca Erdoğan’ın evinin önünde demokrasi nöbeti tutmuş.
Cumali’nin, Zafer Mahallesi’ndeki dost ve akrabalarına selamı var…
Kuzey Makedonya
Makedonya ile Yunanistan arasında 27 yıldır süren bir isim ihtilafı vardı.
Bu ihtilaf ‘Prespes Anlaşması’ ile çözüldü.
Henüz tam resmiyet kazanmasa da Makedonya’nın adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değişti.
AB ve NATO’ya girmesine kolaylık sağlanacağı sözü verilmesine rağmen halk, ülkelerinin isminin değişmesine hala tepkili…
Konuştuğumuz Üsküplüler, medya haber yapmasa da hemen her gün Başbakanlık Binası önünde protesto gösterileri yapıldığını söylediler.
