Uzun yıllar merkez sağ partilerde siyaset yapan eski bir siyasetçi dostla karşılaştık önceki gün.
Şimdi aktif siyasetten uzak, hayatın tadını çıkarıyormuş.
Memleketin son halini konuştuk biraz.
Sonra siyasi anılara daldı…
“Siyaset bizim zamanımızda sanki daha güzeldi. Sıradan bir ilçe kongremiz bile genel seçim havasında geçerdi. Delegenin ciğerini bilirdik biz ciğerini” dedi…
Bilirdi gerçekten de…
Gazeteci olarak tanık olmuştum birçok ilçe ve il kongrelerine…
*
Hele ki, birbirinden iddialı iki ilçe başkan adayının yarıştığı kongreyi unutmak mümkün mü?
Seçim ortada görünüyordu.
Böyle durumlarda, bazı delegeler sünnet çocuğu gibi anında kendini naza çeker, isteklerinin ardı arkası kesilmez…
Oyunu açık artırmaya çıkarır adeta!
Parti binasında otururken orta yaşlarda bir delege geliyor bu siyasetçi dostumuzun yanına, kendisiyle özel bir konu konuşmak istediğini söylüyor.
İlçe başkanının odasında gerçekleşen on dakikalık görüşmenin ardından delege ağzı kulaklarında mutlu bir şekilde ayrılıyor partiden…
“Hayırdır Başkan? Bu kez ne istediler, oya karşılık?” diye takılınca, gülmüştü:
“Performans artırıcı mavi renkli haplardan istedi garibim! Bulup vereceğiz artık o haplardan. Bir oy bir oydur…”
*
İsteğini yerine getiriyorlar ama kongre günü bir bakıyorlar, delege diğer adayı destekleyenlerin yanında, hem de ateşli bir şekilde destekliyor…
Çaktırmadan bir kenara çekip soruyorlar:
“Hani oyunu bize verecektin? Mavi hapları boşuna mı alırdın len?”
Delegenin cevabı gayet pişkincedir:
“Kusura bakmayın abiler, siz mavi hapı aldınız ama diğer aday da seçilirse pavyon alemine götürme sözü verdi!”
O kongreyi delegeyi aleme götürme sözü veren aday kazanmıştı fakat siyasetçi dostumuzun intikamı da kötü olmuştu…
İhanet ihtimalini düşünerek, meğer performans artırıcı yerine aynı renkli kas gevşetici haplardan vermiş çapkın delegeye!
Genel müdür!
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Erzurum’da sulama göletleriyle ilgili katıldığı bir etkinlikte, “Çocuk sayısı 5’den az olanı genel müdür yapmayacağım” esprisi yapınca, bazı bekar memurlar sözlerini ciddiye alıp “Yapma Bakanım! Biz evlenip beş çocuk yapana kadar emekli oluruz ki” diye sitem etmişler…
Çok çocuk çok makam!
Böyle bir liyakat sistemi geldiğini düşünsenizi…
5 çocuğu olanlar genel müdürlüğe yükseliyorsa, müşteşarlık, bakanlık için kaç çocuk gerekir sonra!
BTSO’dan manifesto…
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) uluslararası yatırımcıları Türkiye’ye davet etmek amacıyla 7 dilde bir manifesto hazırlamış.
10 maddelik manifesto ile 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkemiz hakkında başlatılan olumsuz algıların, ticari kaygıların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Düşünce güzel, girişim yerinde…
Fakat bazı ülkelerin Türkiye’ye yönelik algılarını değiştirmek, ön yargılarını kırmak için 7 dil yetmez ki, dünyada konuşulan tüm dillerde hazırlamak gerekir manifestoyu…
Kuş dili de dahil!
Çünkü, ağzımızla kuş tutsak yaranamıyoruz, tuttuğumuz kuşu bile demokrasiye haykırı hareket olarak görenler var!