Her şerden bir hayır doğarmış…

31 Mart’ta iptal edilen ve 23 Haziran’da tekrarlanmasına karar verilen İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi sayesinde, yıllardır unutulan bir gelenek yeniden canlanabilir.

Ne geleneği mi?

Rakip adayların birlikte aynı ekrana çıkma geleneği!

Ne güzel, bundan 15-20 kadar önce seçim zamanları partilerin genel başkanları, belediye başkan adayları, rakipleriyle birlikte televizyon ekranına çıkarlardı.

Gayet demokratik bir olgunluk içinde, birbirlerinin sözünü kesmeden soruları yanıtlar, seçim vaatlerini anlatır, arada tatlı sert, esprili eleştirilerde bulunurlardı.

Ekran başında Dallas dizisiniizler gibi izlerdik heyecanla onları…

*

Kısmetse yıllar sonra bu güzel nostaljiyi önümüzdeki pazar akşamı yaşayacağız yine…

Cumhur İttifakı’nın AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı’nın CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, birlikte TRT’ye çıkacaklar.

Moderatörlüğünü usta gazeteci ve ana haber spikeri İsmail Küçükkaya’nın yapacağı programda, adaylar İstanbul’a dair projelerini, hedeflerini, vaatlerini ve hayallerini anlatacaklar.

Program TRT’de ama isteyen tüm kanallar da aynı anda canlı yayınlayabilecek.

*

Program tarihi özellikle Babalar Günü ile aynı tarihe denk getirildiğine göre, çok baba bir program olacağı belli.

Yayın sırasında veya sonunda adaylardan biri babalara gelmez inşallah!

Moderatör İsmail Küçükkaya’nın da işi zor…

Bu iş “adam kazandı” twiti atmaya benzemez…

Sorularında ve yanıt süresinde iki adaya karşı adil olmak zorunda…

YSK izleyebilir, zamandan da ‘çalma’larınaasla izin vermemeli!

Merak edilen bir diğer konu…

Küçükkaya, programdaki soruları kendi mi hazırlayacak yoksa “Ne sorayım abime?” formatı mı kullanılacak?

Şayet bu formatta bir program olacaksa, İstanbul’lu seçmenin en çok merak ettiği şu soruyu mutlaka sormalı adaylara:

“23 Haziran’da, aranızda en az kaç oy farkı olursa kendinizi seçimi kazanmış veya kaybetmiş sayacaksınız? Sizi yüzde kaç kurtarır?”

 

Bahçeli, moderatöre karşı! 

 

MHP Lideri Devlet Bahçeli, İmamoğlu-Yıldırım’ın katılacağı tartışma programını İsmail Küçükkaya’nın sunma kararına bozulmuş.

Sosyal medyadan açık açık yazmış:

“Küçükkaya, moderatör olursa, o programı izlemem!”

Moderatörlük için Bahçeli’nin gönlünden geçen isim Didem Arslan Yılmaz…

Hem daha tarafsız hem daha güzel!

Fakat Didem Hanım’ı da Binali Bey istememiş diyorlar!

İddia doğruysa, Devlet Bey programı veto etmekle kalmaz, İstanbul’a mitil atmaktan da vazgeçebilir!

Bu arada;

Ankara kulislerinde, benzeri bir vetonun da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den gelebileceği konuşuluyor…

O da;

“Adaylar yayına aynı renk takım elbise, gömlek ve kravatla çıkmalı. Yoksa izlemem hayatta o programı” diyebilirmiş, her an…

 

Fırçalı holigan

 

Euro 2020 Eleme maçı için İzlanda’ya giden A Milli Futbol Takımı kafilesine havaalanında terbiyesizlik yapmış İzlandalı görevliler…

E normal…

Adamların tarihten kalmaderin ve serin kuyruk acıları var!

Bizi en çok sinirlendiren görüntü, havaalanında gazetecilerin arasına karışan İzlandalı bir holiganın  Emre Belözoğlu’na, tuvalet fırçasını mikrofon gibi uzatmasıydı…

Bence Emre görmedi o fırçayı…

Görseydi, kesin fırçalardı dişlerini o holiganın, üstüne gargara da yaptırırdı!

Ucuz kurtulmuş holigan!

 

Zontalığın ülkesi olmaz!

 

Dünkü yazımda;

Mudanya Belediyesi’nin sahillerde insanlarımızı rahatsız ve tedirgin eden çirkin görüntüleri önlemeye yönelik kararına değinmiştim…

Şunu da vurgulamak istiyorum…

Görgüsüzlüğün, kural tanımazlığın, saygısızlığın, zontalığın ülkesi, ırkı, mezhebi olmaz!

İnsanların ortak dinlenme ve eğlenme alanlarındaki özgürlüğünü, huzurunu, zevkini, güvenliğini ve sağlığını kim kısıtlıyorsa, kanunlar, kurallar, yönetmelikler ve cezalar hepsine eşit uygulanmalıdır.

Sahile göçebe çadırı kurmak, denize iç donuyla girmek ile işletmelerin sahil yolunda insanların ve araçların geçişini engelleyecek şekilde masa sandalye koymaları arasında bir fark yoktur.   

Hayri Başkan’dan bu konularda da kararlı uygulamalar bekliyoruz!