Canınız şöyle kan kırmızı, sulu mu sulu, tatlı mı tatlı bir karpuz yemek istiyor…

Gidiyorsunuz çarşı pazara veya markete…

Eskiden kesmece satarlardı karpuzu, “kan çıkmazsa para yok!” garantisi kapsamındaydı…

Nerde o bıçağın ucunu değdirdiğin an ortadan ikiye ayrılan kütür kütür karpuzlar?

O gelenek kalktı, şimdi sadece seçmece alıyorsunuz…

Peki iyi karpuz nasıl seçilir?

Sizi bilmem ama ben babadan görme teknikleri kullanıyorum hala…

 

*

 

Önce göbeğiniz kaçmadan taşıyabileceğiniz büyüklükteki karpuzları gözünüze kestiriyorsunuz tezgahtan…

Sonra onların üzerini tıklatıyorsunuz parmağınızla, sesten daha emin olmak için elinizle birkaç şaplak atıyorsunuz sağına soluna…

Tok bir ses gelirse ikinci teste geçiyorsunuz…

Elinizle şöyle bir ağırlığını yokluyorsunuz, göründüğünden daha ağır geliyorsa tamamdır…

Alıp geliyorsunuz evinize, bir kesiyorsunuz benim gibi şok yaşıyorsunuz tabii!

Ya kelek çıkıyor ya içi geçmiş!

Rengi tuttursanız da ne tadı var ne kokusu!

Basmışlar kabak aşısını, dayamışlar hormonu, çıkmış ortaya karpuz görünümlü su kabağı!

Parayı verdiğinize mi yanarsınız, eve kadar taşıyıp yorulduğunuza mı yoksa ev halkına mahcup olduğunuza mı?

Geçen yaz ağız tadıyla bir karpuz yiyemeden geçmişti koca yaz mevsimi!

Bu yazdan da pek umudum yok!

 

*

 

Demek bu sorun yalnız bizde değil, dünyanın her yerinde yaşanıyor ki, Çinli bir genç çözüm bulmuş…

Nasıl mı?

“Karpuzun iyisini seç” adını verdiği bir yazılım programı geliştirerek, cep telefonuna yüklemiş…

Almak istediğiniz karpuzu yine tıklıyorsunuz ve çıkan sesi cep telefonunuzla kaydedip, o uygulamaya gönderiyorsunuz…

O da ses analizi yaparak seçtiğiniz karpuzun nasıl olduğunu size bildiriyormuş…

Bu uygulamayı geliştirirse, çarşı pazarda çığır açar, karpuzlar da gün boyu elle tacizinden kurtulurlar!

Çinli girişimci genci, tebrik ediyorum…

Karpuzun yerine satıcısının ses analizini yapan bir uygulama geliştirseydi keşke!

Sanki daha garantili olurdu karpuzlar!

 

 

Sokak iftarlarının güzelliği…

 

​Gelenek haline getirdiler…

Her Ramazan ayında, kuruyorlar masaları sokağın ortasına, mahalle halkına mönüsü mütevazı bir iftar veriyorlar…

Kimler mi?

İhsaniyeli esnaflar…

Bu Ramazan biz de konuk olduk iftar sofralarına, Nilüfer İlçe Kaymakamı Mustafa Kılıç ve İŞKUR Bursa Şube Müdürü Kasım Tilki ile birlikte…

Her yıl kurulan masa sayısının arttığını görmekten esnaf da mutlu ve gurur, mahalle sakinleri de…

 

 

Güllaç mı treliçe mi?

 

Ramazan ayının TOP-5’i bellidir:

1. Pide

2. Hurma

3. Güllaç

4. Davulcu

5. Sahura kadar açık çay bahçeleri

Yalnız, listedeki güllaç tatlısının bu Ramazan tahtı sarsılmış gibi görünüyor.

İkisi de sütlü ve hafif tatlı ama hangi tatlıcıya sordumsa, treliçeye inanılmaz ilgi olduğu söylediler.

Aralarında fiyat farkı olmamasına rağmen güllaca eskisi gibi ilgi yokmuş.