Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in, partisinin Gürsu ilçe kongresinde yaptığı konuşmasının ayrıntıları vardı, gazetemiz başyazarı Ahmet Emin Yılmaz dünkü köşesinde…
Bursa’da en çok seçim kazanan (4 dönem) belediye başkanı olarak tarihe geçen Bozbey’in gelecek seçimlere yönelik tespitlerini, önerilerini can kulağıyla dinlemiş partililer…
Özellikle de kadınlarla ilgili söyledikleri çok dikkat çekiciymiş…
*
Siyasette iktidarı kadınların oylarının belirlediğini savunan Mustafa Başkan ve AK Parti’nin kadınların oylarıyla iktidar olduklarını söylemiş…
Kadınlara yönelik çalışmalara, projelere parti olarak daha çok ağırlık verilmesi gerektiğini hatırlatmış…
İki de ilginç iddiada bulunmuş Bozbey…
Birincisi;
İktidarın, cumhurbaşkanlığı sistemi için yapılan referandumun iptalini isteyecekmiş…
İkincisi de;
2018’de baskın seçim olacak!
*
O halde ben de Bozbey’le ilgili bir iddiada bulunacağım…
Bakalım hangimizin ki tutacak!
Ben de diyorum ki önümüzdeki yerel seçimde Mustafa Bey Nilüfer’den aday gösterilmeyecek!
Peki nereden gösterilebilir?
Ya Büyükşehir’den ya İnegöl’den!
Espri yapmıyorum, bu iddiama gerekçe olarak, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son İnegöl toplantısında yaşanan diyaloğu gösterebilirim…
*
O toplantıda, söz alan bir İnegöllü işadamı, aynen şöyle demiş:
“Ben İnegöl’de yaşayan bir vatandaşım ama Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in hizmetlerini çok takdir ediyorum. Bugüne kadar oyumu partinize hiç vermedim ama Bozbey’i büyükşehir adayı olarak gösterirseniz, gözüm kapalı veririm!”
İşadamını gülerek dinleyen Kılıçdaroğlu, partililere sormuş:
“Büyükşehir’e aday olur mu ki Mustafa Bey?”
Partililer patlatmış espriyi:
“Büyükşehir’i kabul etmezse, İnegöl’e gönderirsiniz siz de!”
Kemal Bey’in aklına da çok yatmış bu öneri!
İster misiniz, Nilüfer’e de kadın başkan adayı çıkarsın CHP!
Bu kehanetimi de yazın bir kenara!
Dinozor ve Gökçek
Görevlerinden istifa ettirilen AK Partili büyükşehir belediye başkanlarının yerlerine seçilen yeni başkanların ilk icraatlarını gördükçe, akla şu soru takılıyor:
Eski başkanlardan da o icraatları yapmaları istendi ama onlar yapmamakta direndi ya da istekleri önemsemedikleri için mi istifa ettirildiler?
Örneğin, Ankara’daki fıskiyeleri, dev dinozor maketini kaldırmadığı için mi gitti efsane Melih Gökçek?
Değildir herhalde, görevde kalacağını bilseydi, o fıskiyeleri ve dinozoru kimselere bırakmaz kendi elleriyle parçalardı Gökçek!
Sanal alemin müritleri!
4.Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında dost meclislerindeki sohbetlerin yerini sosyal medyanın aldığını söyledi.
Şu sözleri de acı ama gerçekti:
“Mekke’de Beytullah’ta, Medine’de Mescid-i Nebevi’de dahi insanlar, ibadet yerine akıllı cep telefonlarıyla vakit geçiriyorlar.”
Tayyip Bey’in bu dediği üzücü görüntülere, ben de bizzat tanık olmuştum, iki yıl önce kutsal topraklara yaptığımız umre ziyaretinde…
Telefon insanların elinde sanal tespihe dönmüş adeta, hacısı, hocası herkes tavafta bile selfie çekiyor, takipçileriyle paylaşıyordu!
Aynı görüntülere camilerimizde de rastlamak mümkün ne yazık ki!
Günde kaç adım attığımızı bile gösteren şu akıllı cep telefonlarımızın, girdiğimiz günahların sayısını da gösteren özelliği olsa keşke!