En dayanılmaz ağrılar üzerine yapılan bir araştırma haberinde okumuştum…
İlk sırada, böbrek taşı ağrısı geliyordu…
İkinci sırada ise doğum ağrısı…
Hadi doğum sancısı bir süre sonra bitiyor ama böbrek taşı öyle mi?
Yaşamadım ama bizzat yaşayan arkadaşlarımdan biliyorum, o taşı düşürene kadar neler çekiyorlar…
Kırdırsalar da, bir süre sonra böbrek yine üretiyor…
Allah düşmanıma vermesin böyle bir dert…
*
Gerçi bu konuda tıp çok ilerledi…
Böbrekteki taşların hastaya çok acı vermeden kırılıp, vücuttan atılmasını sağlayan yeni yeni teknikler, cihazlar geliştirildiğini duyuyoruz, okuyoruz…
Duydukça da seviniyoruz.
Fakat son gelen haber ilginçti…
Bilim insanları, lunaparklardaki hızlı trenlerin de böbrek taşına iyi geldiğini tespit etmişler!
Şaka yapmıyorum, Starparkçı Galip Sakder söylemiyor, Amerika’daki ciddi bir tıp dergisinde yayımlanmış araştırma…
*
Disney World denilen büyük bir lunaparka götürmüşler böbrek taşı olan vatandaşları…
Rollercoaster‘a yani hızlı trene sırayla oturtmuşlar ve basmışlar düğmesine..
Turunu tamamladıktan sonra tek tek kontrolden geçirilmişler…
Sonuç;
Trenin arka bölümünde oturan 24 hastanın, 4’ünde, ön tarafta oturan 36 hastanın da 23’ünde böbrek taşları yerinden oynadığı görülmüş…
İlk turda yerinden oynuyorsa, demek iki üç tur daha atsalar, taş düşebilir!
Baktı düşmüyor, iki tur da çarpışan otomobillerle, gondola bindirsinler!
Daha olmadı, finali korku tüneliyle yaparlarsa, ne böbrekte taş kalır, ne de gözde yaş!
*
Bu durumda, böbrek taşını düşürmek isteyenler lunaparklara mı gitmeli?
İyi de, ağrının hangi saatte geleceği belli değil ki…
Ya o saatte lunaparklar kapalıysa?
Bir de o trene herkes binemez ki!
Taşı düşüreceğim derken vatandaş ya aşırı heyecan ve korkuya bağlı kalp krizinden, yüksek tansiyondan gidebilir!
Çocukluğunu yaşayarak son nefesini vermek güzel olsa da, yine de kimse istemez!
Hem ziyaret hem ibadet!
Dün cuma namazı için Muradiye Camisi‘ne girince bir baktım Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da orada!
Namaz öncesi, cami cemaati, bürokratları ve partilileriyle bahçede sohbet ediyordu.
Selamlaştık.
Namaz çıkışı dağıtılacak, etli pilavın kokusunu almışın dercesine gülümsedi bana…
Dikkatimi çekti.
Cami bahçesinde, belediyede çalışan kadın memurlar da vardı.
Hadi erkeklerin iman ve hizmet aşkıyla Başkan‘ın peşinden gelmeleri normal de, bildiğim kadarıyla kadınlara cuma namazı farz değil, onlar niye gelmişler?
Özel Kalem Müdürü Orhan Mollasalih‘e sordum…
Meğer onların hepsi memur değil “Başkan Mahallenizde” projesini sürdüren partililermiş, vatandaşların dertlerini, isteklerini dinleyip, not etmeye gelmişler!
Günahlarını almışım boşuna!
Kaza
Acil Tıp Uzmanları Derneği’nin (ATUDER) yaptığı araştırmaya göre, ülkemizde trafik kazalarının en çok meydana geldiği gün, pazartesiymiş…
Ne dersiniz;
Pazartesi sendromunun bir etkisi olabilir mi?
İhtiyar!
Bugün, Dünya Yaşlılar Günü…
Gel de arayıp gününü kutla yaşlıların, anında yersin zılgıtı, “Sensin yaşlı!” deyiverirler…
Çünkü, insanoğlu yaşlandığını asla kabul etmeyen bir varlıktır…
Kabul edenler, ihtiyarlar!