Dün, medyaya gelirken baktım mahallemdeki Cavit Çağlar İlköğretim Okulu’nun bahçesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri yapılıyor.
Bir kenardan izledim biraz…
Renk renk giyinmiş çocuklar, ellerde bayraklar, oyunlar oynuyor şarkıları söylüyorlardı, coşkuyla, neşeyle…
Çocuklar heyecanlı, bahçede bekleşen veliler gururlu…
Hepbirlikte haykırıyorlardı çocuklar…
“Bir vatan bırakın biz çocuklara / Islanmış olmasın gözyaşlarıyla” diyorlardı…
Kime?
Biz büyüklere!
Çocuklarımıza gözyaşlarıyla ıslanmamış bir vatan bırakabilmek…
Ne kadar da masum bir istek değil mi?
Keşke büyüklerimiz de bizlere bırakabilseydi!
Bayram etkinliğini izlerken şöyle bir düşündüm de…
Atalarımızın ömrü savaşlarla geçmiş…
Dedelerimizin ömrü de o savaşların maddi manevi yaralarını sarmakla…
Babalarımızın ve bizlerin ömrü ise siyasi-ekonomik darbelerin, krizlerin, terörün bedellerini ödemekle geçti, hala da ödüyoruz!
Tek dileğim;
Çocuklarımızın ve torunlarımızın kaderleri bari bizlere benzemesin…
Hiç olmazsa onların ömürleri, tüm korkulardan uzakta, barışla, sevgiyle, bilimle, ilimle, refah ve huzur içinde geçsin…
Her günleri bayram olsun!
Gaziantep notları (2)
Hafta sonu gerçekleştirdiğimiz 3 günlük Gaziantep kültür gezimizle ilgili notların bir bölümünü dün köşemde paylaşmıştım.
Gelelim diğer ayrıntılara…
*Antep’te fıstık ve acı bibersiz yiyecek yok gibi bir şey… Su hariç her şeye katıyorlar. Bu arada bir fıstık ağacının ürün verecek hale gelmesi için en az 15-20 yıl geçiyormuş… Bu yüzden aileler erkek çocuğu doğduğunda bol bol fıstık ekiyor, çocukla birlikle büyüyen o fıstıkların ilk hasatıyla da ona düğün dernek yapıyormuş.
* 2,5 milyon nüfuslu şehrin 500 bini Suriyeli… Bu rakamı bizzat belediye başkan yardımcısı verdi. Bir de çok çarpıcı yorumda bulundu… Suriyeli inşaat işçileri olmasa şehirde inşaat sektörünün çökebileceğini belirtti. Hizmet sektöründe de hep onlar varmış. Yalnız işçiler değil işveren konumunda olan zengin Suriyelilerin sayısı da bir hayli çokmuş…
* Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenen, M.S. 2 ve 3.ncü yüzyılda yapılmış o mozaik resimleri yapanların yeteneklerine hayran kalmamak elde değil. Günümüzde yeni yeni kullanılan 3 boyutlu teknolojiyi adamlar o yıllarda resimlerinde kullanmışlar. Yapılan mozaik resimlerin boyutu ve içeriğinden yaptıran kişinin ekonomik durumu anlaşılıyormuş.
* Zeugma Müzesi’ni gezisi sırasında Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bir hayalini paylaştı bizimle… Bursa’daki irili ufaklı tüm müzelerin hepsini biraraya toplayan büyük bir müze yapma projesi… Yaparsa süper olur!
* Gaziantep’e giderken de dönerken de Anadolujet uçağının doluluk oranı yüzde yüze yakındı… Yenişehir Havaalanı kalkışlı uçuşların artması için başlattığı girişimlerin sonucunu gören AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin’i havaalanında bıraksak daha uçağa binmeden mutluluktan uçacaktı. Zor tuttuk!
Canan Hoca’dan polislere öneriler
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Türk Polis Teşkilatı’nın 174’ncü yılı dolayısıyla güzel bir yıllık hazırlatmış. Yıllıkta bazı iş, sanat, siyaset, spor ve basın dünyasındaki ünlülerin polislerle yaşadıkları anılara yer verilmiş.
Canan Karatay Hoca da sağlıklı beslenmeleri konusunda önerilerde bulunmuş polislerimize…
Verdiği şu listeye bakar mısınız:
“Her gün 2-3 litre kristal kaya tuzu eklenmiş su içiniz…
Her gün kelle paça, işkembe, kokoreç yemeniz şart…
Haftada bir iki gün ciğer veya yürek yemelisiniz…
Her gün kayısı kıvamında pişmiş en az iki yumurta yemelisiniz ayrıca aracınızda da 9-10 yumurta bulundurun…
Kumanyalarınızda, söğüş et, soğuk köfte, yumurta, 9-10 adet zeytin, siyez unlu ekmek ve köy tereyağı veya zeytinyağı, ayrıca yerli fındık, fıstık, yerli ceviz, kuru çekirdekli üzüm, kuru incir bulundurmalısınız…
Sigara asla içilmeyecek…
Paketlenmiş hiçbir yabancı gıda tüketilmeyecek…
Şekerli / şekersiz, gazlı veya gazsız meşrubat kesinlikle içilmeyecek…”
Çok merak ediyorum…
Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, bu listeyi görünce ne dedi acaba?
Canan Hoca’yı gözaltına aldırsa yeridir!