CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, TBMM’deki altı aylık çalışmalarını güzel bir dosya haline getirip, medya ile paylaştı.
Altı ayda verdiği soru ve araştırma önergeleri, katıldığı faaliyetler ve TBMM’de yaptığı konuşmaların sayısına, içeriğine bakılırsa, vekilliği sevmiş!
Performansı daim ve diğer Bursa vekillerine de örnek olur inşallah!
*
İlginç soru önergeleri vermiş Erkan Bey…
Kendilerini polis ya da savcı olarak tanıtan ve aradıkları kişileri, terör örgütüyle bağlantıları olmakla korkutarak dolandıranlara karşı İçişleri Bakanlığı‘nın ne gibi yasal çalışmalar yaptığını da sormuş.
Bu taktikle, sadece Ankara’da son bir yılda 70 milyar lira çarpmış dolandırıcılar…
Bursa‘da da az değildir rakam…
Daha dün vardı basında, emekli öğretmeni 8 günde 3 defa dolandırmışlar.
“80 yaşında insanım, terör örgütüyle ne işim olur evladım?” diye sormamış, dolandırıcıya balkondan atmış paralarını teyzem, davulcuya bahşiş atar gibi!
*
Aydın’ın önergesinde, telefonla dolandırılan bir mağdur ismi de geçiyordu…
Kim mi?
TBMM Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, CHP Genel Başkanlığı, BM Afganistan temsilciliği gibi önemli görevlerde bulunan Hikmet Çetin!
Bakan Afkan Ala, ne cevap verdi bilmiyorum ama ben olsam, şu cevabı verirdim:
“Hikmet Çetin gibi devlette ve siyasette böylesine önemli görevlerde bulunan bir ismi bile telefonla kandırıyorlarsa, Bakanlık olarak dolandıranı tebrik, dolandırılanı da takdir etmekten başka ne yapabiliriz!”
*
Bence bu konuda asıl soru önergesi, dolandırılanların korku ve kandırılma nedenlerinin araştırılması için Sağlık Bakanlığı‘na verilmeli…
Bankadaki bütün nakit birikimini, yastık altındaki ziynet eşyalarını, elleriyle götürüp dolandırıcılara teslim edenlere sorulmalı…
Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz, yoksa o paraları terlemeden mi kazandınız?
Terör örgütünde adı geçse bile insan servetini heba eder mi, bir telefonla?
Fransa’ya Gezi ayarı!
Çalışma yasası reformunu sokaklarda protesto edenlere karşı, Fransız polisinin tutumunu giderek sertleştirmesi üzerine, bizim Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yapmış…
Göstericilere yönelik orantısız güç kullanılmasından kaçınılmasını, sorunun demokratik standartlara uygun barışcıl şekilde çözülmesi tavsiyesinde bulunmuşlar.
Bakanlığın bu açıklamasında, sanki Gezi olaylarında bize benzeri açıklamalarda bulunan Fransa’ya inceden bir gönderme var gibi!
Zamanlamanın Gezi protestolarının yıldönümüne gelmesi de manidar!
Orantısız güç, demokratik standartlar, barışcıl çözüm gibi kavramları genelde AB ülkeleri kullanırdı bizdeki olaylara karşı!
Uygulamalı göstersinler bakalım, nasıl oluyor?
Alo kanser!
Amerika’da, binlerce fareyi, cep telefonlarının yaydığı radyo frekanslarına tutmuşlar, iki yıl boyunca…
Amaç;
Cep telefonlarında kanser riski var mı yok mu, onu öğrenmek…
Sonuç;
Erkek farelerin beyinlerinde ve kalplerinde iki tür tümörün izine rastlanırken, dişi farelerde kanserden eser yok!
Bu durumda şaşırmış tabii bilim insanları…
Karar verememişler;
Erkek fareleri hasta eden cep telefonlarının yaydığı radyasyon mu, yoksa dişi farelerin dırdırı mı?