Avatar
Selahattin Adıgüzeller
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Ayağı kırılmış o tahta masa…

Koza Han’dayım

Avlusundaki çay bahçesinde…

Hani seninle her gidişimizde oturduğumuz bir ayağı kısa masamızdayım.

Bu kez yalnızım.

Sensizim.

Masanın bütün ayakları kısa…

Han duvarları devleşmiş, üzerime üzerime geliyor.

Kuşlar ilk defa sessiz, şadırvandaki fıskiyelerden akan suyun sesi zevksiz.

 

*

 

Az gelmezdik seninle Koza Han’a

Kalabalıklardan kaçtığımız, güneşten bunaldığımız ve sohbete hasret kaldığımız zamanların mekânıydı.

Masamızda yabancıların oturduğunu görünce nasıl kızar, kıskanırdık.

Haklıydık ama. O masa bizim sırlarımızı paylaşan, bizimle gülüp ağlayan, dert ortağımız, ikimizden bir parçaydı sanki…

Başka masalar soğuk gelirdi nedense. Beklerdik masamızda oturan yabancıların kalkmasını ısrarla.

Önce simit alırdık nar gibi kızarmış.

Tavşankanı çayla birlikte yerdik bir güzel afiyetle bol susamlı kebaplarımızı…

 

*

 

Ardından gelsin kulpsuz fincandaki bol köpüklü kahvelerimiz…

Ben espriler yapardım gül diye…

Sen şiirler okurdun sevdaya dair…

Kahve falı bakardın bana. Anlamasan da iyi atardın.

Kahvemin telvesinde yüreğimi…

Yüreğimin içinde birini görürdün de, kim olduğunu çok iyi bildiğin halde susardın, söylemezdin.

Saklardın adını.

Sayılı günleri kalmış hastasının röntgen filmlerine bakan doktor gibi umutsuzca eğerdin başını…

Bol bol fotoğraflarını çekerdim senin Koza Han’da

Kadraja sığdıramazdım gülüşündeki güzelliği, bakışlarındaki o derin çaresizliği…

Objektif buğulanır, ellerim titrerdi deklanşöre basarken, bu yüzden fulü çıkardı çektiğim kareler, beğenmezdin.

 

*

 

Koza Han’dayım

Avlusundaki çay bahçesinde…

Hani seninle her gidişimizde oturduğumuz bir ayağı kısa masamızdayım.

Bu kez yalnızım.

Sensizim.

Garson bile benden daha umutlu. Az sonra gelirsin diye ben daha söylemeden getirdi masamıza kahvelerimizi.

Köpüğü kaçmadan gelsen…

Gözüm Koza Han’ın bütün kapılarında…

Kulağımda ise Ümit Besen’in eski şarkısı yankılanmakta:

“Ayağı kırılmış o tahta masa / Senden çok vefalı çıktı sevgilim…

 

Önemli not:

(Bahar geldi, bizim Selo yine dellendi diyerek günahımı almayın! 2004’de çıkan Bursa’nın Ufak Tefek Aşkları adlı kitabımdandır…) 

 

Fitne Fesat Partisi!

 

AK Parti’nin Kızılcahamam kampında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Özellikle konuşmasının son bölümündeki şu sözleri dikkat çekiciydi:

“Tüm teşkilatımız, sizleri birileri hep rahatsız etmek isteyebilir. Unutmayın fitne bugün başlamadı. Fitne fesat unsurları, böyle bir güçlü yapıyı her zaman tahrik ve tahrip etmek üzere hep yollarına devam edeceklerdir. Ve bunlar da unutmayın, hep içimizden çıkan birileri olacaktır.”

Tayyip Bey, partililere yönelik bu tarihi uyarısıyla, AK Parti içinden çıkacağı konuşulan yeni bir siyasi partinin ismini de böylece açıklamış oldu:

“Fitne Fesat Partisi!”

Var mı böyle bir partinin kurulma ve iktidar olma umudu? 

 

Şeffaf organ

 

Almanya’da Türk bilim insanı Ali Ertürk’ün öncülüğündeki ekip, 3D biyoyazıcı teknolojisiyle şeffaf insan ve hayvan organları üretmiş.

Dr. Ertürk, gerçek insan organı yapmaya ilk kez bu kadar yakın olduklarını belirtip, 5 yıl içinde pankreas, böbrek ve beyin gibi organların yapılabileceğini müjdeliyordu haberde…

Organ nakli için bağış bekleyenlere büyük bir umut ışığı olacak bu çalışma…

Laf aramızda;

Yapılacak insan organları arasında beynin de olmasına çok sevindim!

Ülke olarak en çok da ona ihtiyacımız var!

Bir de kalbe!

İnşallah Dr. Ertürk ve ekibi bu mucizeyi başarırlar…   

 

Fıstık gibi!

 

Geçen hafta bugün Gaziantep’teydik…

Üç günlük gezimizle ilgili izlenimlerimi köşemde aktarmıştım.

O gezi sırasında Atatürk’le ilgili çok hoş bir anekdot da anlatmışlardı.

Onu da paylaşayım…

Bu gazi şehrimizi ziyareti sırasında ikram edilen yiyeceklerin hepsinde fıstığın kullanılması dikkatini çekiyor Atatürk’ün

Kahvesi bile fıstıktan yapılan menengiç kahvesi olduğunu duyunca, “Yeter! Bana içinde fıstık olmayan bir şey getirin!” diyor…

Bir bardak su getirirler hemen…

Suyu içtikten sonra da sorarlar:

“Nasıl Atam, suyumuz da fıstık gibi değil mi?”

 

Kader maçı

 

Bursaspor, bugün Akhisarspor’la ligdeki kaderini belirleyecek bir maça çıkacak.

Bu maçın telafisi yok!

Ya yenecek ya yenecek!

Kendi sahasında ve taraftarı desteğine rağmen lig sonuncusu bir takımı da yenemezse, düşsün zaten!

Bu ligi hak etmiyor demek ki!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X