Flipboard
Diyelim ki, genel seçimde milletvekili aday adayı oldunuz…
Veya belediye başkan aday adayı…
Partiye gidip, önceden belirlenen maddi bağışınızı yapıyorsunuz bir güzel, adaylık dosyanızı alıyorsunuz…
Dosyayı itinayla doldurup tekrar partiye getiriyor ya da dosyanın yolda kaybolma riskini göze alamayıp, Genel Merkez‘e elden teslim ediyorsunuz.
*
İsterseniz, İl Başkanlığı size parti binasında basın toplantısı düzenleme imkanı da veriyor.
Adaylığınızı, partililerinizin yakın dost, akraba ve hemşerilerinizin de katıldığı şaşalı bir basın toplantısında açıklıyorsunuz…
“İşte birlik, işte kardeşlik” sloganlarıyla süslü basın şovunuzda, bir yanınıza il başkanı ve yöneticileri, diğer yanınıza da eski vekiller ve başkanlar oturuyorlar.
Kısmet bu ya…
Bir bakıyorsunuz, aday listesi açıklandığında adınız sanınız yok…
Varsa da, seçilemeyecek sıralarda…
Yine de partinize küsmüyor, kaderinize kızmıyorsunuz, siyasete devam ediyorsunuz…
*
Derken, kongre dönemi geliyor…
Diyorsunuz ki, “Madem ki bu hizmet bayrağı yarışı, parti yönetimine aday olayım bari!”
İlçelerden birini hatta il başkanlığı koltuğunu gözünüze kestiriyorsunuz…
Bu cesaretinize hayran kalıyor parti büyükleriniz ama yüzleri asılıyor…
“Hiç boşuna kendini de bizi de üzme! Adaylık için aranan şartlara uymuyorsun. Eğitimin, ekonomik gücün eksik! Değilse bile yönetimine alacağın kişilerin bazıları parti üyesi değil! Biz kongreye tek adayla ve istişareyle gideceğiz” diyorlar…
Şaşkınlıkla soruyorsunuz haliyle:
“İyi de, seçim dönemleri partide milletvekilliğine, belediye başkan adayı olanlardan aramadığınız o şartları, kongre döneminde, il ve ilçe yönetimlerine aday olanlardan niye arıyorsunuz? Hani nerede, seçme seçilme özgürlüğü? Hukuk, adalet, parti içi demokrasi nerede?”
Cevap hep aynı:
“Atdaa gitti!”
Gemlik’e doğru…
Gemlik Belediye Başkanı Refik Özen, baktı ilçenin kaderini değiştiremeyecek, yol kenarındaki o tabelayı değiştireyim dedi herhalde…
Hani, Şair Orhan Veli’nin Gemlik’le ilgili yazdığı mısraların yazdığı tabela var ya işte onu yenilemiş:
“Gemlik’e doğru
Denizi göreceksin
Sakın şaşırma!”
Bu mısralarının yanına bir de ilçenin ağlayan haline gülümseyen fotoğrafını koydurmuş Refik Başkan…
Hazır tabela işine girmişken keşke bir tane de yedek hazırlatsaydı…
Allah korusun…
İlçedeki kentsel dönüşümden önce büyük bir depreme yakalanırsak, o tabelayı da dikerdik yolun en güzel yerine:
“Gemlik’e doğru
Ebeni göreceksin
Sakın şaşırma!”
Her şer’den bir hayır doğar!
Naim Süleymanoğlu…
Bulgaristan’da Türklere uygulanan asimilasyondan kaçarak hatta kaçırılarak Türkiye’ye gelmiş…
Ve katıldığı uluslarası müsabakalarda kırdığı rekorlarla, dünyaca ünlü bir halterci olmuş, halter sporunda ülkemizin gururu olmuştu.
Tambi Asaad…
Suriye’deki iç savaştan kaçarak ailesiyle Türkiye’ye sığınan 16 yaşındaki bu gencin de Türk vatandaşı olmasına sevindim…
Dahi piyanist olarak gösterilen Tambi’nin de müzikte ülkemizi başarıyla temsil edeceğine inanıyorum.
Yalnız, Asaad ismine takıldım…
Recep veya Tayyip olarak değiştirsek mi?
