Macaristan’da araştırmacılar, leyleğin ayağına halka şeklinde uydu verici sistemi takmışlar…
Ve salmışlar doğaya…
Leylek, ayağındaki o cihazla, Avrupa’dan Afrika’ya kadar 14 ülke geçiyor…
Tam 10 bin kilometre uçuyor.
Kadere bakın!
Dönüş yolunda Türkiye’den geçerken elektrik tellerine çarpıp telef oluyor.
Olayın meydana geldiği yere bakar mısınız?
Karacabey‘de!
*
Leylek neslini yaşatmak için her yıl uluslararası boyutta festivalin düzenlendiği ilçemizde, bu elim olayının meydana gelmesi, Karacabey Belediyesi adına büyük bir şanssızlık!
Daha Haziran ayı başında 12.ncisi yapılmıştı festivalin…
30 binin üzerinde yerli ve yabancı leyleksever katılmıştı.
Festivalin gerçekleştiği Eskikaraağaç Köyü, Avrupa’daki Leylek Dostu Köyler arasında…
Ülkemizi, Avrupa Birliği Leylek Köyleri Ağı’nda temsil eden tek köy…
*
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, Leylek Master Planı bile hazırlatmıştı…
Leyleklerin elektrik direklerinden kaynaklanan ölümlerini önlemeye yönelik projeler vardı.
Elektrik kablolarını yerin altından geçirme çalışmalarına başladıklarını söylemişti Başkan Özkan…
Leyleklerin hayatını sadece elektrik direkleri tehdit etmiyormuş ki…
Uluabat Gölü ve çevresine bırakılan balya ve plastik gibi katı atıklar, doğal besin ve su kaynaklarına karışan tarımsal ilaçlar da öldürebiliyormuş hayvancıkları…
Belki de, araştırmacı o Macar leylek, elektriğe çarpılmasa, su molasında sizlere ömür olacaktı!
*
Zavallı leylek, Karacabey’de toprağa verilmiş…
Üzerindeki uydu verici sistemi ise Macaristan‘a geri gönderilecekmiş.
Bence o cihazla birlikte festivalin görüntülerini ve başsağlığı mektubu da yollasın Ali Başkan…
Hatta, boynunda Karacabeyspor atkısı olan bir leylekle selfie yapıp, o fotoğrafı da eklesin zarfa…
Acıları hafifler!
Trafik canavarı ve tatlı canavarı
Ramazan bayramı boyunca Bursa’daki hastanelerin acil servislerine tam 100 bin kişi başvurmuş…
Şikayetlerin başında, karın ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve tansiyon geliyor…
Doktorların teşhisi;
Bayram tatlısını ve hamur işlerini fazla kaçırmak!
Tatlı yiyelim tatlı konuşalım derken, konuşmaya dalıp baklava tepsisini bitirmişler!
Demek ki ne yapmak gerekiyor?
Bayramda yola çıkacaklardan nasıl ki trafik kurallarına uymalarını istiyorsak, bayramlaşmaya gidecekleri de tatlı ikramlarına karşı uyarmalıyız!
Hatalı sollamasınlar, mideye fazla tatlı yollamasınlar!
Sürat felaket, 3 beyaz afettir!
Durmak yok, çarpılmaya devam!
Telefonla aradıkları kişileri “Ben hakim, savcı veya polisim… Hesabınızı terör örgütü ele geçirmiş” numarasıyla bir günde vatandaşların 100 bin lirasını çarpmış dolandırıcılar.
Hem de Bursa’da!
Ve, dolandırılanların ikisi de benim oturduğum mahalleden!
Bu ayıp bana yeter!
Bu olaylarla ilgili daha önce yazdığım, sahte hakim, savcı ve polislere karşı uyarıcı yazılarımı çerçeveletip, bir bölümünü bizim Ersoy’un kahvehanesine, bir bölümünü de muhtar Selami Abimizin panosuna assaydım keşke!