Böylesine anlamı büyük bir maça bu kadar kötü konsantrasyonla çıkmak, üstüne bir de hiç mücadele etmemek Bursaspor’un ne hocasına ne de futbolcusuna yakışmadı…
Ama haklılar!
Haftaya Beşiktaş’ı düşünerek değil de, para hesabı yaparak başlarsan sonucu bu olur…
“Kötü oynama hakkını kullandı” mazereti kabulümüz fakat, geçen hafta 121 kilometre koşan Bursaspor’un, 5 gün sonra yürümeye hali kalmamasına ne diyeceğiz?
Hele hele maçın ilkyarısı; resmen utanç vericiydi… Pas yapmayı, baskı kurmayı unutmuş, direnci düşmüş, eli ayağı titreyen 11 futbolcu Bursaspor’u temsil ediyordu…
36 yaşındaki Atiba sahada basmadık yer bırakmadı, bizim sezon başından bu yana övündüğümüz “Mücadeleci takım” sadece izledi…
Daha açık konuşmak gerekirse Bursaspor sanki sahaya, “Biz mağlubiyeti kabul ettik, yeter ki fark yemeliyim” mantığıyla çıkmıştı… “Ben beraberliğe oynuyorum” diyen bir takım bile reaksiyon gösterirdi… Bakmayın ikinci yarıdaki cılız çıkışlara, Beşiktaş 2-0’ı yakalayınca durdu da, sen iki pas yapabildin.
Ben, takımı bu kadar korkak, ürkek görmemiştim…
O nedenle yazının başında belirttiğim gibi, dünkü kötü futbolun birinci sorumlusu Samet Aybaba ve ekibidir… Ardından da, haftaya para pazarlığıyla başlayan futbolcular…
Şimdi düşünüyorum ve soruyorum; Beşiktaş karşısında tanıyamadığımız Bursaspor, bizleri gelecek haftalar için endişelendirmeli mi? Yoksa gelip, geçici bir durum mu?
Zaten, galip gelememe gibi bir hastalığı var… Üstüne bu şaşkınlık verici futbol… Şehir, ikisini birden kaldıramaz haberiniz olsun.