Akhisar’daki geri dönüş ne kadar anlamlıysa dünkü Erzurum galibiyeti de bir o kadar değerli…
Çünkü; 14 haftalık periyotta puan durumunun 3. bölgesine sıkışıp kalan Bursaspor, ilk kez üst üste iki kırılma maçını kazanıp, kendine yeni bir hedef belirleme noktasına geldi…
Bu maçın da hikayesi buydu bence…
Takım kaptanı, tribünde kuleye çıkıp arkadaşlarına tezahürat yaparak destek verdi, taraftar birlikte hareket edince o coşku sahaya müthiş yansıdı…
Erzurum gibi son 6 maçını kaybetmemiş bir takımın direncini de zaten böyle kırabilirdin…
Kısaca, dünkü galibiyet, birlikte hareket etmeyi öğrenen takım ve taraftarın ürünüydü…
Her maçın ayrı bir hikayesi olduğu gibi ayrı kahramanları da vardır…
Evet, Latovlevici-Umut Meraş ikilisi kusursuz bir resital sundu ancak ben bu ikiliye Badji’yi de eklemek istiyorum… Maç öncesi endişeyle baktığımız, zaman zaman eleştirdiğimiz Vergini de, hatasıza yakın oynadı… Şanssız olan Chedjou’ydu…
Her şey mükemmeldi yalnız kaleci Okan Kocuk’un bir kaç haftadır süren formsuzluğunu bir şeye bağlamamız gerekiyor mu bilemedim… Teknik heyet de muhakkak görüyordur ama önlem varsa bile faydalı olmuyor demek ki…
Fikstür avantajını lehine çevirerek ilerliyor Bursaspor… Takım içindeki bütünlüğü, Samet Aybaba’nın, yönetimle-futbolcular arasına, bir duvar örmesine bağlıyorum ben… Kimse alınıp, gücenmesin ama durum bu… Taraftar ve futbolcular, hocalarına daha fazla güveniyorlar sanki… Yönetimin de, yaşadığı güven kaybını, önce kendi içinde bütünlüğü sağlayarak çözmesi gerekiyor… Küskünler varsa ki, muhakkak vardır, başkanın bunları kucaklayıp, herkese ayrı sorumluluk yüklemesi lazım… Takım ve taraftar bütünlüğünün içinde yönetim olmazsa, nereye kadar ilerleyebilirsin ki? Devre arası da yaklaşıyor bence en önemli sorulardan birisi, yapılacak transferlerden çok, “Bu takımdan oyuncu satılmalı mı?” olacak…
Hele hele, kalan 3 maçını kazanmış bir Bursaspor’dan, parasızlık nedeniyle oyuncu satılmasını hanginiz ister?