Değerli okurlarımdan biri benden reklam sektörüyle ilgili genel görüşlerimi istemiş. Emredersin dostum, başımın üstüne. Öncelikle bloğumu okumandan ötürü teşekkür ederim. Bildiklerimi ve görüşlerimi özet halinde görüşlerinize sunacağım inşallah işe yarar.
Bize bir reklam veren, işbirliği yapmak üzere ajansımıza teşrif ettiğinde ilk değerlendirdiğimiz ürün veya hizmetin hangi ligde bulunduğuydu. Bir nevi kalite değerlendirilmesidir söylediğim. Şahsen benim reklam sektöründeki inancım reklamı yapılacak ürün veya hizmetin faaliyetlerinin silahsız bir savaş harekâtı olduğunu düşünerek tek başına örneğin televizyon medyasının kullanılmasına hep karşı olmuşumdur. Televizyonu hava kuvvetleri olarak düşünürseniz, gazete kara kuvvetleri diğer radyo, dergiler, afiş, pankart, billboard deniz kuvvetlerinin türleri, halkla ilişkiler(pr) ise özel kuvvetler, komando ve istihbarat olarak düşünülmelidir.
Tabii ki tanıtılacak ürünün cinsi çok önemlidir. Bahsettiğim güçlerin tümü ağırlıklı olarak yeni lanse edilecek ürün ve hizmetler için mutlaka gerekmektedir. Tanınmış, bilinmiş özellikle ürünlerin taksit kampanyaları, dükkân değişikliği gibi faaliyetler bunun dışında tutulmalıdır. Medya planlaması detaylı olarak yapılırken tanıtım işinin bir numarası olan araştırma kesinlikle ihmal edilmemelidir. Toplanan veriler ajansın pazarlama departmanı tarafından araştırmacılarla birlikte üzerinde detaylı çalışılarak nelere değinilmesi gerekli olduğu geniş bir görüşler zinciri olarak yazı grubuna intikal ettirilir. Yazı grubunun işi bu verilerle ilgili yapılacak kampanya çalışmalarının özünü alternatifli olarak hazırlamaktadır. Daha sonra ajansın değerli kreatifleri grafikerler devreye girerek prodüksiyon gruplarıyla birlikte film ve basılı medyanın hazırlık çalışmalarını yaparak ajansın üst düzeyinin görüşüne sunulur. Genelde seçilen iki alternatif maliyetler de ilave edilerek genel bir prezantasyonla ajans yönetimi tarafından müşteriye sunulur.
Ondan sonra ya bismillah. İlk etapta hazırlanmış filmler orijinalleri aşağı yukarı bitmiş diğer çalışmalar pretest yapmak üzere pretest ve posttest çalışmaları için satın alan kitle içerisinden seçilen insanlara sunulur. Dikkate değer görüşleri var ise düzeltmeler yapılır. Mal veya hizmet kampanyası medyalarda başlar. Halkla ilişkiler (pr) faaliyetlerini yapacak grup işin başından bu yana reklam bölümüyle birlikte çalışır. Halkla ilişkiler faaliyetlerini elle tutmak gözle görmek bu işin ihtisasını yapmış kişilerin tecrübelerindedir. Örneğin bir bankanın halkla ilişkiler faaliyetlerini yürütmekteyseniz o bankanın küçük, büyük mevduat sahipleri tarafından isminin bilinmesi karar verici kitlenin, medya mensuplarının, siyasilerin, bankanın hizmet ve faaliyetlerinin çeşitlerini ve yararlı bölümlerini konuşmaya başlamaları, yazılarında yazmaları müspet bir yolun üzerinde gidildiğini gösterir. Reklam kampanyası da bunu destekleyerek mala talep uyandırılır ve mevduat sahipleri bu bankanın kapısını çalarlar. Türkiye’de en başarılı yapılmış full kampanyalardan biri Egebank’ta uygulanmıştır.
Her ne kadar son koalisyon döneminde bir üst seviye siyasinin bankasını kurtarmak küçük mevduat sahiplerinin büyük bankalardan mevduatlarını çekerek başta Egebank olmak üzere küçük bankalara yönelmeleri hatta haftalık günlerinde hanımların ortak para toplayarak küçük bankaların başında gelen Egebank’ın kampanyasından etkilenerek banka şubelerine para yatırmaları Egebank’ın ciddi bir mevduat sahibi olmasını sağlamıştır. Bankaya el konulması tamamen siyasi sebeplerle olmuştur. Bunun gerçekleri bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır. Ancak bu hadiseler reklam ajansını ve halkla ilişkiler (pr) faaliyetini yürüten grubu hiçbir şekilde ilgilendirmez.
Ben ve benim gibi reklamcılığı çok ciddi bir iş kabul eden özel bir meslek olduğunu bilerek yıllarca bu meslekte faaliyet göstermiş olan duayenler bugünkü reklamcılığı meklamcılık olarak alabilirler. Meklamcılık reklamcılığın yanında hiçbir şey demektir. Bakla oda nohut sofayla ve sermayesiz biçimde bu işe giren kreatiflerin patron olmaları işin başında büyük yanlıştır. Dünya ülkelerinin en gelişmişlerine baktığınızda devleşmiş ve neredeyse Türkiye’nin yıllık bütçesine erişmiş reklam ajanslarının büyük hissedarlarının ve yöneticilerinin pazarlama backgroundlu iş adamları olduğunu görürsünüz. Çünkü işadamı fazla hayal dünyasında yaşamayan realist, malını hangi örgütlerle nasıl satacağını bilen kişidir. Dünyadaki reklam ajanslarının çoğu danışmanlık konusunda da reklam verene hizmet verir. Türkiye’de de uzun yıllar sahip ve ortak olduğum reklam ajanslarında bu danışmanlık hizmetlerini bizzat vermişimdir. Neredeyse iflas etmekle karşı karşıya gelmiş kuruluşları yeniden hayata geçirmişizdir.