Nail Keçili
Nail Keçili
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Anılardan bir potpuri

Bir gezi yapmıştık Karia yöresinde. Tarihçi dostum Bahattin ilginç konulara değindi. Ben de birçok hatırayla ilgili beynimi çalıştırdım. Merhum Adnan Menderes’in çok önemli bir misafiri var, Türkiye’ye davetli resmi gezi için gelen  Konrad Adenauer. Almanya Federal Cumhuriyeti’nin ilk şansölyesi. Türkiye için ekonomik destek açısından son derece önemli bir adam. Adnan Bey zengin ve görgülü bir ailenin çocuğu olduğu için misafir ağırlama hususunda eksiksiz bir anlayışa sahip. Ancak bu zat Türkiye’ye ekonomik destek vermek üzere geliyor. Uçağı meydana iner inmez Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş dönemindeki varlık anlayışıyla ağırlanmaya başlıyor. Sofralardan kuş sütü eksik değil. Bilahare misafiri İstanbul’a götürüyorlar. Sarayların en şaşaalı dönem anlayışıyla İstanbul’da da ağırlandıktan sonra Almanya’ya dönüyor. Bir görüşme sırasında kullandığı şu ifadeye dikkati çekmek isterim. “Türkiye öyle bir yaşıyor ki, zenginliğin zirvesinde” diyor. O sırada Marshall yardımı henüz başlamamış. Balık pazarında, Tahtakale’de her şeyi küfeciler taşıyor. Otomobil sahibi olmak çok zor bir iş…

———————

Akyaka ile Akbük arasında bakımlı bir mezarlığın önünde duruyoruz. Mezar taşı dediğimiz görüntü kocaman bir kaya. Nail Çakırhan ve refikaları Profesör Halet Çambel yatıyorlar. Rahmetli Nail Bey Almanya’da eğitim görürken hanımefendi de Almanya’da okuyor. Orada tanışıyorlar. Büyük bir aşk neticesi hayatları birleşiyor ve ömürlerinin sonuna kadar da keyifli bir evlilik sürüyor. Akyaka’daki özel mimari ile yapılmış evler iyi bilinir. Nail Bey’in kendisi için örnek olarak yaptığı ev bölgesel koruma projelerini kapsayan Ağahan Ödülü ile değerlendiriliyor. Bu anlayış içinde yine üstadın takibi ile Akyaka da aynı mimari ile süsleniyor. Profesör Halet Çambel Toroslar’da süregelen tarihi kazıların bizzat başında bulunarak ömrünün sonunu orada getirmiş bir büyük üstat. Şimdi birlikte denize nazır bu güzel mezarlıkta dinleniyorlar. İstanbul’un Arnavutköy Caddesi’nde Amerikan Kız Koleji’nin kapısının bitişiğinde bulunan tarihi Kırmızı Köşk hanımefendinin ailesinden kendisine kalan bir hatıra. Ölmeden evvel bütün mallarını muhtelif vakıflara bıraktıkları gibi bu köşkü de eğitim amaçlı kullanılması kaydıyla Amerikan Kız Koleji Vakfı’na armağan etmişler. Çocukluğumdan bu yana binlerce defa önünden geçtiğim bu köşk kimin sualini belki binlerce kere insanlardan dinledim.

———————

İmamın hırsızı olur mu? İmamın dolandırıcısı olur mu? Ege’yle Akdeniz’in birleştiği çizginin üzerindeki Turunç Köyü’nün imamı çocuklarını 25 kilometre ilerideki şehirde okutuyor, okuttuğu okul Hoca Efendi’nin kurduğu bir eğitimhane.  Çocuklar oraya her gün taksi ile gidip geliyorlar. İmam imamsa sadece bu taksi yolculuğuna maaşı yetmez. Başlıyor köyde köy standardında üç dört katlı apartlar yaptırmaya, daha da ileri giderek bugünkü değerlerle 1 trilyon liraya ciddi bir dönüm araziyi de satın alınca işin suyu çıkıyor. Turunç’tan kaçan imam efendi nerelere gidiyor belli değil. İşte böyle ahalimiz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X