Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Zana’nın cehaleti üzerinden Türklük tanımı

24 yıl sonra yine aynı kadın, yine aynı kürsüde…

Ancak bu kez, ne 24 yıl öncesinin siyasi iklimi var ne de toplumun Kürtçe‘ye karşı refleksi.

İşte bu yüzden Leyla Zana‘nın şovu tutmadı.

24 saat bile gündemde kalmadı, unutulmaya başlandı.

Üstelik Zana’nın yemin metnini okumaya başlamadan önce Kürtçe barış temennisinde bulunmasını hiç kimse tartışmıyor.

Sadece bu bile, Kürt meselesinin katettiği mesafeyi gösteriyor.

Ancak Zana‘nın, ‘Türkiye milleti‘ ifadesi üzerinde durmak gerekir.

Çünkü bu tanımlamayı ilk kez duyuyoruz.

Türkiye halkı diyen var, Türkiye toplumu tanımını kullananlar hiç de az değil, Türkiyelilik sözcüğüne de yabancı değiliz.

Peki Türkiye milleti ne demek?

Nitekim, bizdeki Türk milleti tanımında etnik bir vurgu yok.

Yani etnik unsurlardan arındırılmış, birleştirici bir tanımlamayı ifadeyi ediyor Türk milleti.

Atatürk, Türk‘ü aynen şöyle ifade etmiş:

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halklara Türk denir.

Bu tanımlamada etnik bir vurgu, etnik bir çağrışım var mı?

Kuşkusuz yok.

Peki Leyla Zana ve Türklüğün yeniden tanımlanmasını isteyenlerin amacı ne?

Amaç, kuşkusuz ideolojik nedenlere dayanıyor.

Ancak biz konuyu bilimsel açıdan ele alalım ve bir bilim adamının görüşlerine yer verelim.

Sadece Bursa‘nın değil, Türkiye‘nin konusunda uzman, sayılı bilim insanlarındandır Bursa Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı.

Bakın Kırlı,Türkiye milleti’ ifadesini nasıl yorumluyor:

Leyla Zana‘nın yeminden önce Kürtçe konuşmasının kanunen bir sakıncası yok. Çünkü kamusal alanlarda Kürtçe konuşulabilir. Ancak, Türkiye milleti diye bir tanımlama olamaz. Bu herşeyden önce Türkçe bilmemek demektir. Türkiye halkı denilebilir, Türkiyelilik tanımı da kullanılabilir. Bu gramere de uygun. Ancak Türkiye milleti diye bir tanımlama yok.”

Peki neden Türk, Türk milleti ve Türkiye tanımlaması etnik bir unsur içermiyor?

Kırlı’nın yanıtı:

“Öyle devletler var ki, belli bir coğrafyada yaşayan, etnik olarak, dil olarak, din olarak ve kültür olarak, benzeyen veya benzemeyenler bir arada yaşarlar. Mesela Belçika milleti yoktur, Valonlar ve Flamanlar vardır. İran‘da ağırlıklı olarak Farslar ve Türkler yaşar. İran‘a Farsistan veya Türkistan denmez. Çünkü İran, coğrafi bir tanımlamadır. Azerbaycan, Türklerin devletidir ancak Azerbaycan coğrafi bir tanımlamadır. Ama Türkiye, coğrafi bir tanımlama değil. Türkiye‘ye, 18’nci yüzyılın sonunda 19’ncu yüzyılın başında Türkiye diyen Batılılardır. Batılılar, bu coğrafyada Türkler yaşadıkları için Türkiye demişlerdir. Dolayısıyla Türkiye milleti tanımı yanlış bir tanımdır.”

Kırlı’ya göre, Zana‘nın yemin metnine sadık kalmaması ifade özgürlüğüyle de açıklanamaz.

Çünkü, ifade özgürlüğü veya demokratik hak, yemin metnininin değiştirilmesini istemek, onu eleştirmekle ilgili bir konu.

Yemin metninin değiştirilmesi için girişimde bulunursunuz ancak değişmediği taktirde farklı bir metin okumanın fikir özgürlüğüyle ilgisi yok.

Kırlı‘nın açıklamaları çok sade.

İdeolojik değil, objektif.

Meseleyi de serinkanlı bir şekilde, bilimsel yönleriyle ortaya koyduğunuzda Zana gibilerin çelişkileri ortaya çıkıyor.

 

Zana istifa edecek mi?

 

Öyle anlaşılıyor ki, HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, yeniden yemin etmeyecek.

Bu durumda milletvekilliği düşmüyor, sadece yasama faaliyetlerine katılamıyor.

Yani yine dokunulmazlığı sürecek, maaşını alacak, özlük haklarından yoksun kalmayacak.

Ancak Zana, madem böyle bir çıkış yapmış, milletvekilliğinden de istifa etmesi gerekmez mi?

Milletvekilliği metnini okumak içine sinmeyecek ama milletvekili haklarından yararlanmayı sindireceksin…

Ve ‘Türkiye milletinin‘ vergilerinden kesilen 20 bin lirayı her ay cebine indireceksin.

Bir ‘dava’ kadınına yakışır mı hiç Sayın Zana?

 

CHP’de yeni adaylar

 

CHP’de birkaç gündür kongreleri yazıyor, adayların isimlerini paylaşıyorum.

Soyadı benzerlikleri dışında başka hiçbir ortak noktaları olmayan Aydın Keleşoğlu ve Hasan Keleşoğlu’nun dışında 3’ncü bir aday çıktı.

İl yönetim kurulu üyesi Ahmet Özdemir.

Partinin emektarlarından olan ve CHP‘lilerin ‘ağabey‘ dediği Ahmet Özdemir, il yönetim kurulu üyesi.

Adaylık gerekçesini, “Partideki manzara ortada, bu ilçe böyle yönetilemez. Bir grubun, bazı kişilerin kendini tatmin ettiği yer olamaz CHP. Biz artık iktidar olmak istiyoruz. Kendime güveniyorum, hiç kimseyle de kırgınlığım ve bir meselem yok” diyerek açıklayan Özdemir, iddialı olduğunu sözlerine ekliyor.

Bu arada Mudanya’dan da ilginç bir adaylık haberi geldi.

Hasan Yıldırım‘ın oğlu Ceyhun Yıldırım da yaklaşan Mudanya kongresinde aday olmaya karar verdi.

32 yaşındaki Yıldırım‘ın yanı sıra Ergül Batman’ın da aday olması bekleniyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X